“TÜRKİYE ŞAMPİYONU OLAN ÖĞRENCİLERİMİZ VAR”
Biraz kendinizden bahseder misiniz, sizi tanıyabilir miyiz?
1975 yılından beri vücut geliştirme, İngilizce olarak body building sporunu yapıyorum. 1975 yılında İstanbul’da Amerikan Kültür Merkezi’nde body buildinge başladım. Teknik öğretmenim. Mesleğim matbaacılık, yıllarca matbaacılık yaptım. Milli Eğitim Bakanlığının matbaasını çalıştırdım. Birçok alanda mezun ettiğim öğrencilerim var. Aktif olarak memurluk hayatıma 2013 yılında son verdim, emekliliğe ayrıldım. O günden beridir 2002 yılında açmış olduğumuz spor salonunda spor yaşamımıza devam ediyoruz. Türkiye’de vücut geliştirme yarışmalarına katıldım. Bir sürü derecem var. Vücut Geliştirme Federasyonu’nda Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüm. Üç dönem yönetim kurulu üyeliği yaptım. Bu süre zarfında salonumuzda milli sporcular yetiştirdik. Türkiye Şampiyonluğuna öğrenci hazırlayıp gönderdik. Öğrencilerimizden Türkiye Şampiyonu olanlar oldu. Ben hırslı, düzenli ve hedefleri olan bir insanım. Hiçbir zaman rastgele yaşamadım. Esas mesleğim matbaacılık olmasına rağmen de, Matbaacılıkta tanınan bilinen bir insanım. Spor camiasında da bilinen, tanına bir insanım. Yani kısaca bu şekilde kendimi tanımlayabilirim. Salonumuz da bilinen, misyonu ve vizyonu olan bir salondur.
“VÜCUT GELİŞTİRME FEDERASYONU BİLEKÇİLERİN İŞGALİ ALTINDA”
Spor salonları yaklaşık üç ay kapalı kaldı, bu süreçte hangi sıkıntılarla karşı karşıya kaldınız? Spor salonlarının ayakta kalabilmesi için ne tür destekler yapılabilir?
16 Mart’ta salonumuza geldiğimizde Spor Bakanlığı ve Spor İl Müdürlüğünce bir yazı elimize ulaştı. Yazı da spor salonlarının pandemi nedeniyle kapatıldığını, faaliyetlere bir süre ara verildiği yazılıydı. Ama spor salonlarının kira, elektrik, su, stopaj, KDV, sigorta primi nasıl olacak, bu insanlar spor salonlarını kapattı ne yiyecek, ne içecekler diye bir plan yok, program yok. Sadece kapattık yazısı var. Kapattıkta 1 Hazirana kadar 70 günlük süre geçti bu süre zarfında hiç kimse, ne yaptınız? Neler yapacaksınız? Hangi tarihte açılacak diye kimsenin ne derdi ne de sorunu oldu. Spor Bakanlığında 61 Federasyon var. Bu federasyonların birisi de Vücut Geliştirme federasyonudur. Vücut Geliştirme Federasyonu bu süre zarfında, Türkiye’de 11 binin üzerinde bulunan spor salonlarının sorunlarına eğilebildi mi? Bu sorunlar, Vücut Geliştirme Federasyonunun derdi bile olmadı. Sadece arkadaşlarımız, federasyon başkanı ve yönetim kurulu ekranlardan konferanslar vererek, sohbetler ederek eğitim verme derdine gittiler. Bu insanlar ne yapıyor, ne ediyor diye soran bile olmadı. En son Sayın Cumhurbaşkanımız spor salonlarının açılacağını televizyonda ifade etmelerine rağmen, sayın arkadaşlarımız spor salonlarını açmayın diye bir talimat yayınladılar federasyon sitesinde. Sayın cumhurbaşkanımızın söylediği sözler kanun niteliğindedir. Sonuçta bir gün sonra da aynı doğrultuda İçişeri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun açıklaması oldu. Fakat federasyon 1 Haziran günü saat dörtte açabileceğimizi ifade ediyor. Yani federasyon burada Sayın Cumhurbaşkanımızın sözüne karşı mı geliyor? Böyle bir grup tarafından yönetiliyoruz. Bunların sporla, sporculukla alakası yok. Vücut Geliştirme Federasyonu bilekçilerin işgali altında. Bilekçilerin zaten spor salonu yok. Onların öyle bir derdi de yok. Salonları olmayınca mali yükümlülüklerden haberleri de olmuyor. Hiçbir şeyden haberleri olmuyor. Böyle bir Federasyon tarafından yönetiliyoruz. Sporcunun derdi, sorunu var mı? Onlara göre önemi yok.
“HER ZAMAN 300’ÜN ÜZERİNDE OLAN ÖĞRENCİ SAYIMIZ 100’Ü BULMUYOR”
Pandemiden sonra spor salonlarında çalışma nasıl devam edecek? Ne tür önlemler alınıyor?
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulumuzun yayınlamış olduğu yönetmelikler var. Bu salgınlar çerçevesinde spor salonlarında gerekli önlemleri şu şekilde alıyoruz; girişte gelen arkadaşlarımızın ateşini ölçüyoruz, girişte dezenfektanımız bulunuyor, salonun birçok yerinde dezenfektan noktası var, metre kareye düşecek şekilde sosyal mesafeyi koruyarak sporcularımıza spor yaptırmaya çalışıyoruz. Ama çok sağlıklı değil, eskisi gibi olacağını da düşünmüyorum. Her zaman 300’ün üzerinde olan öğrenci sayımız ay sonuna kadar 100’ü bulursa ne ala. Bu da ekonomik anlamda hiç kimseyi kurtarmaz. Ekonomik olarak ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağımızı da şimdiden belirtebilirim.
“PARA BİZİM İÇİN HİÇBİR ZAMAN ÖN PLANDA OLMADI”
Spor nedir? Sporu, öğrencilerinize aktarırken nelere dikkat etmeleri gerektiğini söylüyorsunuz?
Spor yaşamın bir parçasıdır. Spor yapan insanlar gençlerimiz, kötü alışkanlıklardan, örneğin sigara içki alışkanlıklarından buraya geldiklerinde kurtulurlar. Biz spordan önce, insanlara nasıl beslenmeleri gerektiğini öğretiyoruz. Protein, karbonhidrat ve yağ konusunda onları bilgilendiriyoruz. Bu üçlünün insan vücudunda neler yaptığını, spor yaparak bunları doğru aldığınızda nasıl bir başarı yakalayacağınızı tek tek anlatırız. Kesinlikle buraya gelen insanların kültür düzeyleri yüksektir. Arkadaşlarımızın hepsi belirli bir süre sonra ortama uyarak insanların bilgi birikiminden yararlanır. Öğrencilerimizin içinde hakimimiz, savcımız, doktorumuz, polisimiz, gazetecimiz ve devletin birçok kurumunda çalışan arkadaşımız öğrenci olarak buraya gelmektedir. Kendilerine bilgimiz ölçüsünde, ben kendim de teknik öğretmen olduğum için, bilgi vermeye ve öğretmeye çalışıyoruz. Para bizim için hiçbir zaman ön planda olmadı. Burası bizim için hayat boyunca öğrendiğimiz bakış açımızda, bulunduğumuz ortamı temiz tutmak, demirbaşlara sahip çıkmak, devletimize de sahip çıkmaktır mantığı ile, kendi yerimize de sahip çıkıyoruz. Buraya sahip çıkarsak, gençlerimize hizmet etmiş oluruz. Doğruları söylemiş oluruz ve gençleri kötü alışkanlıklardan kurtarmış oluruz. Sporda var olan kötü alışkanlıklardan bir tanesi de dopingtir. Bunun da önüne geçmeye çalışıyoruz.
“11 BİN SPOR SALONU KAPANMA TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA”
Bu pandemi sürecinde öğrencilerinize ve Ankaralılara vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Türkiye’deki 11 bin spor salonu sahibi arkadaşlarımızın işleri çok zor. Bazılarının yerleri kiralık, üç aylık dönemde birçok arkadaşımız kira ödemedi. Birçoğunun birikmiş borçları var. Bu arkadaşlarımıza devletimizin veya Maliye Bakanlığımızın öneri getirmesi gerekir veya yönetmelik yayınlaması lazım. Bu 11 bin salonun birçoğu bu süreçten sonra kapanır. Çünkü Bilim Kurulu üyelerimizin ve bilim adamlarının ‘her şey eskisi gibi olmayacak’ sözünden hareket ederek bir şeyler ifade edersek, en az bir yıl boyunca spor salonumuza yeteri kadar öğrenci gelmeyeceğini düşünüyorum. Bu süreçte öğrenci gelmediğinde insanlarımız kira ödeyemeyecektir, geçimini sağlayamayacaktır. Bu konuda önce Spor Bakanlığının, sonra Maliye Bakanlığının daha sonra da Sayın Cumhurbaşkanımızın bizlere yardımcı olması gerekir. Yoksa işin altından kalkmamız mümkün gözükmüyor. Her bir salonda ortalama dört kişi çalışırsa bu sayı 40 bin kişi yapar. Bu sayı aileleri ile birlikte 160 bine kadar çıkıyor. Salonlar sadece vücut salonu olarak kalmasın, karate, tekvando, judo vb branşlar var. Biz en kötü durumda bile 2,5 milyonluk bir aileyiz. Bunlara bir çözüm önerisi getirmelidir.
Pandemi sürecinde sosyal mesafe konusuna baktığımızda hiç kimsenin buna uyduğunu düşünmüyorum. Bizim spor salonumuzda bu mesafeye uyuyoruz. Salonumuz eczane gibidir, tertemizdir. Salgının çok duracağına inanmayanlardanım. Çünkü kimse sosyal mesafeye, temizlik kuralına, sokak kurallarına uymuyor. Maske takmayan birçok kişi var. Bu şartlarda bu işin devam edeceğini durmayacağını düşünüyorum.
Haber-Fotoğraf/Kadir GÜRHAN