11 Eylül 2001, dünya tarihine derin bir iz bırakan ve küresel politikaların seyrini değiştiren bir gün olarak hafızalara kazındı. O gün, Amerika Birleşik Devletleri'nde dört yolcu uçağı, El-Kaide tarafından düzenlenen bir terör saldırısı sonucu kaçırıldı ve bu uçaklar New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kulelerine, Pentagon’a ve Pensilvanya'daki bir tarlaya çarptı. Yaklaşık 3.000 kişinin yaşamını yitirdiği bu saldırılar, dünya genelinde büyük bir şok ve korku dalgası yarattı. Peki, bu saldırıların arkasında kim vardı ve neden gerçekleştirildi? İşte detaylar...
Saldırıların Arkasındaki İsim: El-Kaide
Saldırıları düzenleyen terör örgütü El-Kaide, İslami cihat ideolojisini benimsemiş ve radikal bir anlayışı savunan bir yapıya sahipti. Örgütün lideri Usame bin Ladin, Batı dünyasına karşı yürüttüğü cihat hareketi ile tanınıyordu. 11 Eylül saldırıları, El-Kaide'nin ABD’ye karşı yürüttüğü en büyük ve en yıkıcı operasyon olarak tarihe geçti.
El-Kaide, 1980'lerin sonunda Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgaline karşı savaşan Mücahit gruplarının desteğiyle kurulmuştu. Bu savaş sırasında örgüt, CIA dahil birçok dış güçten destek aldı, ancak Sovyetler Birliği'nin Afganistan'dan çekilmesinden sonra El-Kaide, Batı’ya karşı düşmanlık beslemeye başladı. Usame bin Ladin, özellikle ABD’nin Orta Doğu’daki varlığını, İsrail’e verdiği desteği ve Müslüman ülkelere yönelik müdahalelerini gerekçe göstererek, ABD'yi İslam dünyasının en büyük düşmanı olarak hedef aldı.
Saldırıların Planlanması ve Gerçekleştirilmesi
11 Eylül saldırıları, uzun bir hazırlık sürecinin ardından gerçekleştirildi. El-Kaide, bu saldırıları düzenlemek için 19 kişiden oluşan bir terörist ekibi eğitti. Bu kişiler, uçak kullanmayı öğrenmek için çeşitli uçuş okullarında eğitim aldılar ve Amerika’ya turist vizeleriyle giriş yaparak saldırı hazırlıklarına başladılar.
Saldırılar, dört ticari uçağın kaçırılmasıyla gerçekleştirildi. İki uçak New York'taki Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kulelerine çarptı; üçüncü uçak Pentagon'a saldırdı; dördüncü uçak ise yolcuların teröristlerle mücadelesi sonucunda Pensilvanya’da bir tarlaya düştü. Bu koordineli saldırılar, dünya çapında şok etkisi yarattı ve büyük bir insani ve ekonomik kayba neden oldu.
İdeolojik ve Siyasi Arka Plan
El-Kaide'nin bu saldırıyı gerçekleştirme motivasyonları, ideolojik ve siyasi unsurlardan kaynaklanıyordu. Usame bin Ladin, ABD’nin Orta Doğu’daki varlığını ve Müslüman topraklarına müdahalesini, Batı kültürünün İslam dünyasına yönelik bir tehdit olarak görüyordu. Ayrıca, İsrail-Filistin sorununda ABD’nin İsrail yanlısı tutumu, El-Kaide'nin anti-Amerikancı söylemlerini güçlendirdi.
Bu bağlamda, 11 Eylül saldırıları, El-Kaide’nin ABD'yi doğrudan hedef alarak Batı’nın küresel hegemonyasına karşı bir meydan okuma girişimi olarak görüldü. Bin Ladin, bu saldırılarla ABD'yi askeri ve ekonomik açıdan zayıflatmayı ve dünya genelinde İslami cihat hareketlerini güçlendirmeyi amaçladı.
Küresel Düzende Dönüm Noktası
11 Eylül saldırıları, sadece Amerika’yı değil, tüm dünyayı etkileyen sonuçlar doğurdu. ABD, saldırıların ardından terörle mücadele politikasını güçlendirdi ve Afganistan’da El-Kaide’ye karşı geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı. Bu süreç, küresel güvenlik anlayışında köklü değişikliklere yol açtı ve dünya siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı oldu.
Saldırıların ardından, El-Kaide'nin ve benzer radikal grupların etkisini azaltmak için uluslararası işbirlikleri artırıldı, ancak bu çabalar halen devam etmekte. 11 Eylül 2001, tarihe, dünya düzenini değiştiren bir olay olarak kazındı ve günümüzde de etkileri hissedilmeye devam ediyor.
