‘20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 45. Yıl Dönümü

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 20 Temmuz 1974 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen Kıbrıs Harekâtı anısına...

Abone Ol

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 20 Temmuz 1974 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen Kıbrıs Harekâtı anısına her yıl kutlanan resmî bayramlardan biridir.

Türkiye “20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtı’nı, Rum ve Yunan ikilisinin fiilen adayı Yunanistan’a bağlama girişimleri nedeniyle, 1960 Zürih-Londra Antlaşmalarının kendisine verdiği garantörlük yetkisiyle adada bulunan soydaşlarını zulümden kurtarmak için cesurca bir karar alarak gerçekleştirmiştir. Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra hiç kimse adada yaşayan Türkleri yok edecek faaliyetlerde bulunmaya cüret edemeyecektir. Bundan böyle hiçbir kimse adada yaşayan Türklerin “azınlık” olduğunu söyleyemeyecektir.

 Kıbrıs’ın Barış ve Özgürlük Bayramı’nın kutlandığı bugünlerde Doğu Akdeniz yaşanan küresel enerji krizi, Kıbrıs adasının önemini ve adanın ve Türkiye’nin beka meselesini gündeme getiriyor. Geçtiğimiz aylarda Akdeniz’de tespit edilen doğalgazın miktarı, Akdeniz’de küresel enerji mücadelesinde bulunan devletlerin Akdeniz’i enerji krizinin odak noktası hâline getirmesine yol açtı. Doğu Akdeniz’deki doğalgaz rezervleri; enerji konusundaki küresel rekabeti ve bölge ülkelerinin askerî faaliyetlerini her geçen artırıyor. İşte bu küresel mücadele alanının merkezinde yer alan Kıbrıs’ın ve Doğu Akdeniz’in güvenliği, Türkiye için “Beka Meselesi” hâline dönüştü. 

Küresel ölçekli enerji mücadelesinde krize yol açan çatışma ortamını oluşturan en önemli konu ise deniz yetki alanlarının belirlenmesi. Avrupa Birliği ve Amerika’nın yanlı tutumu, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin hak ve menfaatlerini gasp etme girişimlerinin sürdürülmesine sebep olmaktadır. Kıbrıs’ın güvenliğini ve bölgeyi en kritik merkez hâline dönüştüren bu gelişmeler nedeniyle Türkiye’nin Kıbrıs’ta acilen deniz ve hava üssü kurması gerekiyor. Yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin konuyu sadece Akdeniz’de bir güvenlik sorunu olarak değil bir beka meselesi olarak değerlendirmesi zaruretini ortaya koyuyor. Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz krizi nedeniyle Kuzey Kıbrıs lideri Mustafa Akıncı, Kıbrıs'ta doğalgaz arama çalışmalarına ilişkin Güney kesimine "ortak komite" kurulması teklifinde bulundu. Bu teklif, Türkiye Dışişleri Bakanlığınca da memnuniyetle karşılandı. Birleşmiş Milletler (BM) Kıbrıs Özel Temsilciliği aracılığıyla, Rum lider Nikos Anastasiadis'e hidrokarbonlar konusunda ortak bir komite kurulması yönünde bir öneri sunan Mustafa Akıncı’nın önerisi, iki toplumdan eşit sayıda üyenin katılımıyla oluşacak komitenin BM gözetiminde olmasını, ayrıca AB'nin de gözlemci olarak yer almasını içeriyor. Ortak komitenin yapısı, hedefleri ve çalışma yöntemini belirleyen öneri, ayrıca bir fon oluşturulmasını ve fondan nasıl yararlanılacağı gibi detayları da kapsıyor.

Güney Kıbrıs Rumlarının 2002'den itibaren Doğu Akdeniz'de başta Mısır olmak üzere diğer kıyıdaş ülkeler Lübnan, Suriye ve İsrail ile imzaladığı Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmaları Türkiye tarafından “Bu anlaşmaların Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'nin haklarını çiğnediği gerekçesiyle” BM'ye taşındı ve Türkiye kendi münhasır ekonomik bölge haritalarını BM nezdinde onaylattı. Türkiye'nin BM nezdinde itirazlarına rağmen Kıbrıs, 2007'nin başında 13 adet arama sahası ilan etti ve büyük petrol şirketlerine ruhsat verme aşamasına geçti. Buna karşılık olarak Türkiye, Doğu Akdeniz'de kendi ekonomik bölgesinde Kuzey Kıbrıs'ta adanın kuzeyi ve doğusunda belirlediği bölgelerde TPAO'ya arama ruhsatları verdi. Kıbrıs'ın 13 parselinden 1, 4, 5, 6 ve 7 no'lu parsellerin bir bölümü, Türkiye'nin TPAO'ya ruhsat verdiği bloklarla kesişiyor. 3 no'lu parsel ise Kuzey Kıbrıs'ın TPAO'ya verdiği ayrıcalıklı alan ile çakışıyor.

 Rum tarafının ruhsat verdiği parseller konusunda AB ve ABD’nin küresel merkezli rekabetçi tutumları ve Kıbrıs’ın güvenliğini ve bölgeyi risk altında bırakan doğalgaz arama çalışmaları Türkiye’nin Akdeniz’de daha aktif olmasını sağladı. Türkiye tarihi bir karar alarak Kıbrıs’ta Barış Harekâtı’nı gerçekleştirerek, Kıbrıs Türk halkını esaretten ve toplu mezarlardan kurtardı. 20 Temmuz 1974 tarihini yok sayan Rumlar, tüm dünyayı bir yalana inandırmaya devam ediyorlar. “20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtı”nın 45. Yıl Dönümü”nü gururla kutluyoruz. Kıbrıs açıklarında “Kıbrıs’ın egemenliğini ihlal eden” gelişmelere cüret etmeye devam eden, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’in zenginliklerine büyük bir iştahla göz diken küresel emperyalistlere Türkiye hiçbir zaman fırsat vermeyecektir.