İstanbul hükümetine karşı yapılan ayaklanma tarihte derin izler bıraktı. Başta askeri bir ayaklanma olan 31 Mart Olayı sonrasında dini bir hal almıştır. 31 Mart Vakası, II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanmadır. Yaşanan hadisenin bu isimle anılmasının sebebi; Rumî Takvim'e göre 31 Mart 1325'te başlamasıdır.
On üç gün süren ayaklanma, II. Meşrutiyet döneminin en önemli olaylarından biri olarak kabul edilir. Askerî bir isyan olarak ortaya çıkmasına rağmen isyana dahil olan softaların propagandaları sonucu sonradan dinî bir hal almıştır. Sebepleri tam olarak belirlenemeyen bu olayın planlı ve bilinçli bir hareket olup olmadığı kesinlik kazanmamıştır. İsyanın ilk günü hükûmet istifa etmiş, isyancı askerler yedi gün süre ile İstanbul'a hakim olmuştur.
Bir milletvekili, bir Nazır ve tespit edilemeyen sayıda asker ve sivilin hayatını kaybettiği isyan, Selanik'te bulunan Üçüncü ve Edirne'de bulunan İkinci Ordulara mensup askerlerin oluşturdukları, Rumeli halkının gönüllü katıldığı "Hareket Ordusu"'nun İstanbul'a gelmesi ile bastırıldı. Üç gün süren çarpışmaların ardından sıkıyönetim ilan edildi; padişah II. Abdülhamit tahttan indirilip yerine V. Mehmed Reşad tahta çıktı. İsyana katılanlar ve destekleyenler yargılanarak 70 kişi idam edildi, 420 kişi ise çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Selanik, İstanbul'daki isyandan Jandarma Yüzbaşısı İsmail Canbulat Bey'in ilettiği "Meşrutiyet mahvoldu" ibareli telgrafıyla haberdar oldu. Selanik'te isyana karşı büyük bir miting tertip edildi. Serez'de ve diğer Makedonya şehirlerinde de isyana büyük tepki doğdu; padişaha, sadarete ve Meclis-i Mebusan'a protesto telgrafları çekildi.
Selanik'teki İttihatçılar arasında İstanbul üzerine bir kuvvet yollamak konusunda bir fikir birliği meydana gelmişti. 14 Nisan günü Selanik'te genel seferberlik ilan edilerek Selanik Redif Tümeni'nin bütün taburları silahaltına alındı. Bu birliklere Edirne'de bulunan İkinci Ordu Birlikleri ve Selanik çevresinde sivil gönüllüler de katıldı. Özgürlük kahramanı olarak tanınan Resneli Niyazi Bey de, Resne'de bir araya getirdiği gönüllülerle birlikte bu hareketin içinde yer aldı. Toplanan bütün kuvvetlerin başına Selanik IX. Redif Fırkası (tümeni) Kumandanı Hüsnü Paşa getirildi, Kurmay Başkanlığına da Kolağası Mustafa Kemal Bey atandı. Mustafa Kemal Bey, Selanik'ten İstanbul'a hareket eden orduya "Hareket Ordusu" adını verdi.
Hareket Ordusu, 14 Nisan akşamı trenle İstanbul'a hareket etti. İstanbul önlerine geldikten sonra 19 Nisan'da İstanbul halkına ordunun amacını açıklayan bir beyanname yayımladı. Hüseyin Hüsnü Paşa'nın imzasıyla yayımlanan beyannameyi Mustafa Kemal kaleme almıştı. Beyanname, telgrafla Erkan-ı Harbiye-yi Umumîye'ye iletildi ve sokaklarda halka dağıtıldı. Hareket Ordusu İstanbul'a girme hazırlığında iken komuta değişikliği yapıldı; ordunun komutanlığına Mahmut Şevket Paşa atandı. Hareket Ordusu Kurmay Başkanlığı Binbaşı Enver'e verildi. Mahmut Şevket Paşa 23 Nisan'ı 24 Nisan'a bağlayan gece orduya İstanbul içlerine ilerleme emri verdi. İsyancıların en yoğun direnme noktaları Taşkışla, Davutpaşa ve Taksim Kışlaları'nda olmuş ve kanlı çarpışmalar gün boyu sürdü. Hareket Ordusu İstanbul'u asilerden temizledikten sonra birliklerini Yıldız Sarayı'na yönlendi. İki günlük kuşatmadan sonra 27 Nisan'da Hareket Ordusu saraya girerek denetimi ele geçirdi.