Taliban’ın Afganistan’ın kontrolünü ele geçirmesi tüm dünyanın gündemini değiştirdi. Türkiye’ye gelen Afgan erkekleri yeterince konuşuyoruz, peki orada kalan kadınları neden hiç konuşmuyoruz. Taliban’ın Afganistan’ın başkenti Kabil’de yönetimi ele geçirmesinin ardından endişe farklı boyutlara ulaştı. Özellikle kadınlar ve kız çocukları konusunda. Ülkedeki kadınlar geleceklerine dair endişelerini belirtiyor ve seslerini duyurmaya çalışıyor. Afganistan’da Taliban yönetimi daha önce de vardı. 20 yıl önce Taliban yönetimdeyken kadınların çalışması ve eğitim alması yasaktı. Hatta sokağa tek başlarına çıkmaları bile yasaktı. Ailesinden bir erkek ya da kocası olmadan sokağa çıkan kadınlar kırbaçlanıyordu. Taliban’ın yönetimden uzaklaştırılması ile birlikte kadınlar toplumda kademeli olarak güçlenmişti. Devletin üst kademelerinde önemli roller üstlenmiş, kız çocuklarının eğitimleri konusunda ilerleme kaydedilmişti. Şimdi tarih tekerrür ediyor ve kadınlar yine tehdit ve tehlike altında. Orada yaşamaya çalışan kadınlar, Taliban’ın geri dönmesi ile birlikte tüm bu kazanımların yitirileceğinden endişe ediyorlar.
Bir şeyler değişiyor ve olan yine kadına oluyor. Tüm meselelerin merkezine kadını yerleştiren zihniyet, bizlerle olan savaşını bir türlü bitiremiyor. Dünyada yaşanan gelişime ve yeni düzene ayak uyduramayan zihniyetlerin temelinde hep kadın yer alıyor. Kadınlar ile barışamayan toplumların ne halde olduğu bilinen bir gerçek. Her şey gözle görülecek kadar ortada. Kadının özgür olamadığı, temel yaşama hakkını biline kullanamadığı her düzen kötü olmaya mahkumdur. Dünyanın kaygı ile takip ettiği gelişmeler nasıl sonuçlanacak az biraz görebiliyoruz. Huzurla yaşamak yerine hep en zoru seçen insanlar, dünyayı her geçen gün daha yaşanamaz hale getiriyorlar. Doğa isyan ediyor, insanlar insan ediyor fakat hiçbir şey değişmiyor. İnsanlığın kendine gelmesi için daha çok fazla yol gitmesi gerekiyor. Hele ki ileri yerine geriye yürümeyi seçenleri ise daha karanlık ve zor günler bekliyor…

Editör: TE Bilisim