Editör: TE Bilisim
Değerli Okurlarım;
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ucube cam binasının bulunduğu yerde 1994 yılına kadar AŞOT yani Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali vardı. Ankara’da, orta yaş ve üstü olan herkesin AŞOT’ta mutlaka bir anısı vardır… 1980li yıllara kadar bir milyon civarında nüfusu olan Ankara’ya Anadolu’nun çeşitli kentlerinden gelip Ankara’yı 5,5 Milyonluk metropol yapan insanımızın Ankara’nın havasını ilk teneffüs ettiği yerdi AŞOT, her gün yüzlerce otobüsün hasretleri bitirdiği ya da yeni hasretleri yarattığı yerdi de AŞOT, bağıranı, çağıranı, ağlayanı, güleni ile Anadolu’ya özgü tam bir keşme keşin yaşandığı yerdi AŞOT. AŞOT’a Anadolu’nun O zamanlar sayısı 67 olan ilinden akın akın Ankara’ya gelen otobüsler özellikle sabah saatlerinde Ankara’nı trafiğini durma noktasına getirirdi.
1990lı yılların başında çağdaş kentçilik anlayışıyla Ankara’nın yönetimini alan CHP’li Murat KARAYALÇIN başkanlığındaki Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ankara’nın O gününü değil Ankara’nın geleceğini kurtaracak projeleri, Belediyenin kasasında adeta kuruş olmadığı dönemde tek tek imalata koydu. Kentin varoşu Mamak ile kent elitlerinin yaşadığı Çankaya ve Gaziosmanpaşa gibi semtleri kucaklaştıran Mamak Viyadüğünü, Ankara’nın doğusuyla batısını adeta bir nefes alımlık sürede kat etmeyi sağlayan Dikimevi-Emek ANKARAY Metrosu ve Kızılay-Batıkent Metrosunu, BAKAY (Büyük Ankara Kanalizasyon ve Yağmursuyu Altyapı İnşaatı), O zaman Dünya’da 2. Ve Avrupa’da birinci büyük kapasitede olan Tatlar (Yeniköy) Atıksu Arıtma Tesisi, Ankara Koruma Amaçlı İmar Planı, Ankara Nazım İmar Planı, Ankara Yeşilkuşak Projesi ve AŞTİ (Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali) gibi Ankara’nın geleceğini kurtaran onlarca proje hem de belediyenin kasasında tek kuruşun bile olmadığı dönemlerde kaynaklar yaratılarak, olmayan metronun tahvilleri uluslararası piyasalarda satılarak, akılcı projelere dünyadaki çevre örgütlerinden hibe fonlar sağlanarak, belediyenin sahip olduğu iş makineleri ve insan gücü azami şartlarda kullanılarak yapıldı ve imal edildi. Belediye emekçilerini maddi ve manevi olarak mutlu edecek insani şartlar sağlandı, mutlu emekçilere inisiyatif sahibi oldular, daha bir azimle çalıştılar ve neticede Ankara’nın geleceğini kurtaran projeler tek tek vücuda geldi.
Değerli Okurlarım;
O projelerden biri Şimdiki belediye binası yerinde bulunan AŞOT’un AŞTİ’ye taşınmasıydı. O proje kapsamında AŞOT’un bulunduğu ve kentin tam merkezinde yer alan arazi park haline getirilerek O zamanlar adeta kirli hava nedeniyle boğulan kent için soluk alanı haline getirilecekti. Ama gelin görün ki 1994 yılında Ankara, demokrasi tarihinin en talihsiz seçimini yaptı. Halka balık tutmasını öğretmeyi değil, popülist politikalarla adeta fakirleşmeyi öğreten politikaları ana politika yapan Melih GÖKÇEK yönetimindeki belediye BAKAY projesini tamamlayıp Ankara’nın altyapı sorununu gidermek ve Ankara’nın atık suyunu Tatlar Tesislerinde arıtarak Haymana ve Polatlı’nın tarım alanlarını sulamayı değil kenti makyajlayarak günü kurtaran projeler yapıp uyguladı. Ve kentin kaynaklarını dinozorlara, uçak filolarına harcayarak adeta heba etti.
Değerli Okurlarım;
Melih GÖKÇEK döneminde yapılan projelerden biri de Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin mevcut ucube binası olmuş. CHP’li Karayalçın’ın Ankara’nın soluk merkezi olarak planladığı AŞOT’un yerine bu ucube binanın yapılması yetmemiş, O arazinin hemen yanındaki fen işleri alanı da bir yandaş şirkete “parsel parsel” verilerek belediye binası gibi onlarca ucube binanın yapılması sağlanmış.
Değerli Okurlarım;
Kentsel mimariler; toplumların kültürlerini, geleneklerini, alışkanlıklarını, yaşam tarzlarını, estetik değerlerini ve ülkelerin iklim şartlarının gereklerini barındırırlar. Tüm bu hususları göz ardı eden Melih GÖKÇEK, AŞOT binası yerine camdan toplam 25 katlı, güya “akıllı” olan bir ucube bina yapmış. Bu bina öyle bir bina ki nefes almak için aralanacak bir penceresi dahi yok, tek merkezden havalandırılıyor ve tek merkezden ısıtılıyor. Bugünün PANDEMİ şartlarında belediyeye tek merkezden giren hava belediyedeki bir CORONA19 vakasından aldığı virüsü tüm belediye çalışanlarının ve bir sebeple belediyeye gelen vatandaşların ciğerlerine adeta pompalıyor. 25 katlı binada sadece 5 asansör var. Mart ayından itibaren, belediye binasının sağlık şartlarını sağlamaması nedeniyle çalışanların ancak 1/3 kadarının mesailerine gelmesinin sağlanması gibi Belediye yönetiminin aldığı tüm tedbirlere rağmen bugün Ankara Belediyesinde yaklaşık 500 çalışan Corona Virüsüne yakalanmış halde. Çalışan sayısının mecburen az olması nedeniyle de vatandaşın belediyedeki işlerinin zamanında yapılması güçleşiyor. Yani tüm bunların temel nedeni Melih GÖKÇEK’in “akılsız” belediye binası… Bir yandan, Melih GÖKÇEK’in akılsız projelerinden kalan borçları ödemeye çalışan Mansur YAVAŞ, diğer yandan da bir önceki yazıma konu olduğu üzere, Belediye Meclisinde çoğunlukta bulunan AKP ve MHP Belediye Meclisi üyelerinin her konuda çıkardıkları engellerin üstesinden gelmeye çalışıyor.
Sağlıklı olun sevgiyle kalın…
Yorumlar