“BU ÇARK NASIL DÖNECEK BİLEN VAR MI?”
Akşener: Çiftçilik ve hayvancılık yapan vatandaşlarımızla dertleştik. Önümüze konan tablo her şeyi anlatıyor. 50 dönüm arazide armut bahçem var, gübreydi, ilaçtı, suydu, mazottu, işçiydi derken 2019 yılını ana paradan yüzde 40 zararla kapattım diyor. Bir de yüzde 40 zararda. Bu çark nasıl dönecek bilen var mı? Bu feryadı duyan var mı? Elbette yok. Kestel ve Gürsu’da nüfusun yüzde 60’ı çiftçilik ve hayvancılıkla geçiniyor. İlaç ve gübre fiyatları ortada diyorlar ki “2019’dan bu yana para kazanamıyoruz” Süt inekçiliği yerini besiciliğe bırakmış. Yem fiyatları yüksek o nedenle hayvanın bakım maliyetini yüklenmek yerine etinden para kazanmaya çalışıyorlar. Bunu ülke genelinde düşündüğümüzde hayvancılığımızın halini görün. Nilüfer’de gençlerimizin gittiği kafelere uğradım. Birçoğu öğrenci, 15 yıl önce Yıldız Teknik Üniversitesi’nde, daha sonra Kocaeli Üniversitesi’nde inkılap tarihi dersi anlatmış bir hoca olarak ilk defa bu gençlerin böyle bir ruh hali içinde olduğunu gördüm ve hiç bu kadar ülkem adına endişelenmemiştim. Müthiş bir endişe içimi kapladı .”
“Bu çocukların gözlerinin içinin parlaması lazım ama mutsuzlar. İki arkadaş ev tutmuş, 200 lira elektrik faturası, 280 lira doğalgaz faturası ödüyorlar. Daha kira var, internet var, mutfak var. Bu çocuklar hangi selim kafayla ders çalışsın da başarılı olsun. Büyük çoğunluğu yarım gün garsonluktur, servis elemanıdır, satış elemanıdır gibi konularda iş arıyor. Gününün yarısını işte geçiren bir çocuk, üniversitede ders çalışıp sınavı nasıl başaracak? Şimdiden kara kara aldıkları krediyi nasıl ödeyeceklerini düşünüyorlar. Bir genç dedi ki 16 bin lira kredi kullanıp 27 bin lira ödeyeceğim. Bunun altından nasıl kalkarım bilmiyorum. Bunu söyleyen bir gencin ülkesini yönetenlere güveni kalır mı?
“BU İŞ, TEK BİLİNMEYENLİ BİR DENKLEM DEĞİL”
Ekonomiye ilişkin eleştirilerini ve önerilerini sıralayan Akşener, “Faizler konusunda Sayın Erdoğan’la aynı fikirdeyim faizler insin istiyorum. Ama baskı ile faizler inmez. Türkiye’nin geldiği noktada, krizin sebebi aynen yerinde duruyor. Einstein der ki: “Delilik, aynı şeyleri yapıp, farklı sonuç beklemektir. Sayın Erdoğan; Bu iş, tek bilinmeyenli bir denklem değil… O denklemde, aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçlar bekleyen, sen de varsın. “
“DEMOKRASİ OLMADAN ATACAĞIN HER ADIM, KRİZİ DAHA DA DERİNLEŞTİRİR”
“Demokrasi ve kuvvetler ayrılığı olmadan, Türkiye kalkınamaz şeklinde konuşan Akşener “Demokrasi olmadan atacağın her adım, krizi daha da derinleştirir. Cumhuriyet tarihimize bakarsan, bu gerçeği görürsün… Ekonominin şaha kalktığı yıllar, aynı zamanda Türkiye’nin, demokratikleşme yolunda adım attığı yıllardır. İster, Atatürk’ün hayatını incele. İster, Menderes’in hayatını incele. İster, Özal’ın hayatını incele. Bu gerçeği görürsün” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz bu gerçeği görüyoruz, İnsanımız bu gerçeği görüyor ve milletimizin teveccühü her geçen gün artıyor. Türkiye’yi yoran, gereksiz tartışmalardan uzak duracağız. Çünkü biz, önce millet, sadece millet diyenleriz. Çünkü biz, siyasette aklı öne koyanlarız. Çünkü biz, mutlu, zengin ve güçlü bir Türkiye’nin hayalini kuranlarız.
"KİM HANGİ DÜĞMEYE BASARSA BASSIN..."
"Türkiyeyi il il, ilçe ilçe, köy köy gezeceğim. Hangi enter tuşuna basarsanız basın, sizden büyük Allah var, millet var. Kaldı ki ben 1997'yi yaşamış bir insanım dolayısıyla kim hangi düğmeye basıyorsa bassın önce Allah'a sonra millete sığınırsak bastığınız parmakların sonuçları ne olursa olsun biz yolumuza devam edeceğiz. "
(Eren GÜVENDİK)