Almanya sineması, dünya sinema tarihinde oldukça önemli bir yere sahip olan ve zengin bir geleneğe sahip olan bir sinema endüstrisidir. Almanya, sinemada önemli bir aktör olmasının yanı sıra, dünyanın dört bir yanındaki sinema tarihine de büyük katkılarda bulunmuştur.
Almanya sinemasının kökleri, sinemanın ilk günlerine kadar uzanır. 1895 yılında Lumière kardeşlerin sinema gösterisini izleyen Almanlar, kısa sürede sinemayı keşfettiler ve kendi filmlerini yapmaya başladılar. 1910'lu yılların başında Almanya, sinemada önemli bir güç haline geldi ve dünya çapında tanınan yönetmenler ve yapımcılar yetiştirdi.
Alman dışavurumcu sineması 1910'lu ve 1920'li yıllarda büyük bir etki yarattı. Bu dönemde Fritz Lang'ın "Metropolis" (1927) ve F.W. Murnau'nun "Nosferatu" (1922) gibi önemli filmler yapıldı. Alman dışavurumcu sineması, görsel olarak çarpıcı ve dramatik eserleriyle tanınıyordu. Ancak, Alman sineması, 1933 yılında Adolf Hitler'in iktidara gelmesiyle ve Nazi Partisi'nin iktidarı ele geçirmesiyle karanlık bir döneme girdi. Nazi rejimi, sinemayı propaganda aracı olarak kullanarak sansür uyguladı ve Yahudi, komünist ve diğer muhalif görüşleri temsil eden sanatçıları susturdu ya da sürgüne gönderdi. Bu dönemde sinema, Nazi ideolojisinin güdümü altına girdi ve savaş destekçisi filmler yaygın hale geldi. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından, Almanya'nın bölünmesi, Batı Almanya ve Doğu Almanya olarak iki farklı sinema akımının ortaya çıkmasına neden oldu. Batı Alman sineması, 1950'lerden itibaren ortaya çıkan "Alman Yeni Dalga" (New German Cinema) hareketiyle büyük bir canlanma yaşadı. Bu dönemde Rainer Werner Fassbinder, Werner Herzog, Wim Wenders gibi yönetmenler, dünya çapında tanınan filmler üretti. Doğu Alman sineması ise politik nedenlerle sınırlı bir özgürlüğe sahip olsa da, aralarında Wolfgang Staudte ve Konrad Wolf gibi önemli yönetmenlerin eserlerinin bulunduğu çarpıcı filmler üretti.
Almanya sineması, 1980'lerden itibaren ise, önemli uluslararası başarılar elde etmeye devam etti. 2000'li yılların başlarında Alman sineması, yeni yetenekli yönetmenler ve farklı tarzlardaki filmleriyle dünya çapında ilgi çekmeye devam etti.
Almanya sineması, tarih boyunca savaşlar, toplumsal ve politik değişimler gibi birçok etkiye maruz kalmıştır. Ancak, çeşitli dönemlerdeki bu zorluklara rağmen, Alman sineması, özgün ve çeşitli yapıtlarla sinema dünyasında önemli bir yer tutmaya devam etmektedir. Güçlü duyguların, toplumsal meselelerin, aşkın ve acının iç içe geçtiği Alman filmleri, insanın iç dünyasına seslenirken aynı zamanda toplumsal konulara da ışık tutmuştur. Alman sinemasının özgün anlatım tarzı, sinema sanatına yeni bir boyut kazandırmış ve izleyicilerde birçok duygu halleri yaratarak yeni yolculuklara çıkarmıştır.
Bugün Almanya sineması, çeşitli türlerde, farklı temalarda ve tarzlarda üretilen filmleriyle hala güçlü bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Festivallerde ve ödül törenlerinde Alman filmleri sıklıkla öne çıkmakta ve uluslararası izleyicilerden büyük beğeni toplamaktadır. Almanya, sinema endüstrisinde önemli bir kültürel katkı sağlamaya devam etmektedir.