“Ankara sağlık turizminin de başkenti olabilir”

Haber: Türkan Çatal Yıldız İhracatı Geliştirme Merkezi (İGEM), sağlık turizmine ilişkin topl...

Abone Ol

Haber: Türkan Çatal Yıldız

İhracatı Geliştirme Merkezi (İGEM), sağlık turizmine ilişkin toplantısının 6. turunu Ankara’da düzenledi. Toplantıya katılım gösteren Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Sağlık İşleri Daire Başkanı Seyfettin Aslan, ABB olarak sağlık turizmi ile ilgili çalışmalar yaptıklaırnın bilgisini verdi. İGEME Genel Müdürü Murat Işık ise sağlık turizminde Ankara’nın potansiyelinin sadece yüzde 10’unu kullandığına dikkat çekti. Türkiye’nin neredeyse her alanda ilk 5’te olduğuna vurgu yapan Işık, “Ankara sağlık turizminin de başkenti olabilir, yeter ki karar verelim ve çalışalım” dedi.  

Türkiye’nin ve Ankara’nın sağlık turizmi potansiyelini değerlendiren Murat Işık, “Ankara’yı tanıtmak ve destinasyon olarak anlatmak için Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne büyük işler düşüyor, ama asıl iş sağlık kuruluşlarının kendisine ve acentelere düşüyor. Bu da daha çok reklam ve tanıtım ile yapılabilecek şeyler. Ankara’da termal turizm, üniversite hastanelerinin çokluğundan kaynaklı olarak üniversite hastanelerinin şehri olarak tanıtılabilir. Her branş için özel projeler yaparak geliştirilebilir de. Burada mevzu bütçe değil, çünkü birçok teşvik de var. Önemli olan güzel bir iş planı ile çalışmayı başlatmak” dedi. 

“ANKARA OLARAK SMA SORUNUNU KÖKTEN ÇÖZDÜK”

Toplantıya katılım gösteren Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Sağlık İşleri Daire Başkanı Seyfettin Aslan, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin sağlık turizmiyle ilgili çalışmalarından bahsetti. Mansur Yavaş’ın her konuya olduğu gibi sağlık turizmine de çok önem verdiğine değinen Aslan, “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş’ın konuya yaklaşımını küçük bir örnekle sizlere anlatmak istiyorum. SMA hastası çocuklarının tedavi ücretleri şu süreçte 2,4 milyon dolar civarında. Bu konu herkesin içini acıtan bir konu. Başkanımız Mansur Yavaş da konuyla ilgili bir sabah beni aradı ve kendisini Samandağ’dan bir ailenin aradığını, SMA hastası çocuğunun artık nefes alamaz duruma geldiğini ifade ettiğini söyledi. Sayın Yavaş ne yapıp edip bu soruna çözüm bulmamızı belirtti. Biz de bunun üzerine Başkent Üniversitesi Rektörü Ali Haberal ile görüştük ve rektörümüz bize SMA’lı çocuğun doğmasını engellemek için çiftlere öncesinde test yapıldığını söyledi. Biz de bunun üstüne Başkent Üniversitesi ile bir protokol imzaladık ve Başkentte evlenen 36 bin çiftin tamamının testlerinin ücretini Ankara Büyükşehir Belediyesi karşıladı, karşılamaya da devam ediyor. Eşlerden birinin test yaptırması yeterli ve sonuç pozitif çıksa dahi tüp bebek yaptırma gibi alternatif yöntemler devreye giriyor. Sonrasında ise bir hukukçu grup bize başvurarak SMA testi ile tüp bebek önerisi yapılan bir ailenin bunu karşılayacak durumu olmazsa kendilerinin masrafları karşılayabileceklerini belirtti. Bu çözüm odaklı çalışmanın sonucudur. Başkent Üniversitesinin yardımıyla bu sorunu çözmemiz üzerine Bakanlık artık bu testi tüm Türkiye’de kendisinin yapabileceğini duyurdu. Tüm bunların neticesi ise SMA sorununu kökten çözmek oldu” dedi. 

ABB Sağlık İşleri Daire Başkanı Seyfettin Aslan

“ANKARA’YI SAĞLIK TURİZMİNDE İYİ BİR NOKTAYA GETİRECEĞİZ”

Sağlık turizminin tüm Türkiye için çok önemli bir konu olduğuna değinen Aslan, “Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı olarak Ankara’da sağlık turizmini nasıl geliştirebiliriz diye düşünürken Ankara’nın meşhur hayvanı olan Ankara tavşanını gündeme getirdik. Şu anda Çin’de 30 milyon Angora tavşanı yetiştiriliyor, ama Ankara’da tek bir tane bile Ankara tavşanı yok. Biz de Bursa’da tesadüfen Ankara tavşanını bulduk ve yetiştiriyoruz. Uzaya giden astronotların bile kıyafeti Ankara tavşanında yapılıyor ve tavşanın yününün tonu 50 ila 100 bin dolar arasında satılıyor. Ankara Kedisi’ni ele alacak olursak 18. yüzyılda Marie Antoinette’nin Ankara Kedisi ile beraber tabloları bulunuyor. Ama Ankara Kedisi şu anda elimizde yok. 17. yüzyılda İtalyan seyyahın yediği ve birçok yerde anlattığı Ankara balı ise Ankara’nın bir başka değeri. Bütün bunları ele aldık ve çalışıyoruz. Dolayısıyla sağlık turizmine de bu şekilde bakıyoruz. Biz de büyükşehir olarak bu toplantının benzerini yapmayı planlıyoruz ve Ankara’yı sağlık turizmi konusunda ciddi manada nasıl öne geçirebileceğimizin çalışmalarını yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Aslan, Ankara’da termal turizmi daha da geliştirebilmek için termal suların en çok olduğu bölgelerin çalışmalarına başlandığına vurgu yaparak şunları söyledi: “Kızılcahamam’da MTA bir kuyu vurmuş, 2 bin 600 metrede 85 derece sıcak su bulunmuş ve 10 senedir orada boş duruyor. 85 derece bu arada Türkiye’deki hidroklimatalojide en sıcak su grubuna giriyor ve Türkiye’de şu an bu şekilde çalışan bir kaplıcamız yok. İşte bunun gibi değerlerimizi ön plana çıkarmak için çalışıyoruz ve Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak sağlık turizmini çok önemsiyoruz. Bundan sonra hem bu konuya bire bir eğileceğiz hem de Büyükşehir olarak ne yapacaksak hepsini üstlenmeye hazır olacağız. İyi bir iş birliği ile Ankara’yı sağlık turizminde iyi bir noktaya getireceğimizi düşünüyoruz.”

“TÜRKİYE NEREDEYSE HER ALANDA İLK 5’TE”

İhracatı Geliştirme Merkezi (İGEME) Genel Müdürü Murat Işık, Ankara’nın sağlık turizmi konusunda potansiyelinin sadece yüzde 10’unu kullanabildiğine değindi. Türkiye’de ve Ankara’daki sağlık kuruluşu sayısına göre Ankara’ya gelen hasta sayısının çok az olduğunu ifade eden Işık, Ankara’nın özellikle İstanbul ve Antalya karşısında kendisini dezavantajlı gördüğü için çekimserlik olduğunu söyledi.

Işık sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Ankara’yı tanıtmak ve destinasyon olarak anlatmak için Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne de büyük işler düşüyor. Ama asıl iş sağlık kuruluşlarının kendisine ve acentelere düşüyor. Bu da daha çok reklam ve tanıtım ile yapılabilecek şeyler. Ankara’da termal turizm, üniversite hastanelerinin çokluğundan kaynaklı olarak üniversite hastanelerinin şehri olarak tanıtılabilir. Her branş için özel projeler yaparak geliştirilebilir de. Burada mevzu bütçe değil, çünkü birçok teşvik de var. Önemli olan güzel bir iş planı ile çalışmayı başlatmak. Şu da var ki acentelerin asıl görevi sağlık turisti getirmektir. Bir ürün ortada yoksa ve yeterince bilinmiyorsa acente tanıtamaz. Önce sağlık kuruluşunun, şehrin ve kurumların kendisini tanıtması lazım ki dışarda bir talep yaratılsın. Talep yaratıldıktan sonra da acenteler üstüne düşen görevi yapacaktır. Sağlık Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı bu konu ile ilgili ciddi çalışmalar yürütüyor, artık kurumların da bu çalışmalara değer katması gerekir. Bizim de Ankara Büyükşehir Belediyesi ve bakanlıklar gibi birçok kurumlarla görüşmelerimiz devam ediyor. Türkiye’de gündemin çok hızlı değişmesinden dolayı bazen unutulabiliyor. Sağlık turizminin daha çok gündeme gelmesi için de medyaya büyük iş düşüyor. Bugün gerçekleştirdiğimiz sağlık turizmi buluşmaları ile amaçladığımız ise Ankaralıların konu ile ilgili farkındalığını artırmak ve esasında dikkat çekmek istediğimiz alan bunun çok kolay olduğu. Türkiye neredeyse her alanda ilk 5’te. Önemli olan ise bir an önce rolü üstlenip bunun gereğini yerine getirmek. Ankara sağlık turizminin de başkenti olabilir, yeter ki karar verelim ve çalışalım.”

İhracatı Geliştirme Merkezi (İGEME) Genel Müdürü Murat Işık

“DİREKT UÇUŞ SAYISI ARTIRILMALI”

CN Med Turizm Seyahat Acentesi’nin sahibi Naz Öztürk, Ankara’nın sağlık turizmi konusundaki yerine dair değerlendirmelerde bulundu. Kendisinin sağlık turizmi seyahat acentesi sahibi olduğuna değinen Öztürk, birçok alanda girişimcilik gösterse de en çok önemsediği konunun sağlık turizmi olduğuna değindi. 

Ankara’da donanımlı hastanelerin ve deneyimli doktorların bulunmasının çok kıymetli olduğunu belirten Öztürk şunları ifade etti: “Ankara’da sağlık turizmini nasıl geliştirebiliriz, neler yapabiliriz soruları üzerine çalışmalar yürütüyorum. Kendim çok yeni Ankara Ticaret Odası Sağlık Hizmetleri Komitesi’nden meclis üyesi olarak seçildim. Kendi komitemde sektör temsilcisi olarak başkan yardımcısıyım. Dolayısıyla hem girişimci kadın tarafımı hem de Ankara’daki sağlık turizmi girişimciliğini birleştirerek kendimce böyle bir misyon edindim. Sağlık turizminin geliştirilmesi konusunda Ankara’nın çok değerli kaynaklarının olmasının yanı sıra turizm kısmının zayıf olduğunu, genel olarak İstanbul ve İzmir gibi kıyı şeridinin önce çıktığını ve hastaların genel tercihinin İstanbul olduğunu fark ettim. Bundan dolayı Ankara’daki güçlü yanımızla Ankara Büyükşehir Belediyesi, birçok hastane ve ATO gibi kurumları yanımıza alarak Ankara’nın da bir turizm kenti olduğunu göstermeyi ve daha çok kişiyi kendimize çekebileceğimiz bir yapıyı oluşturmaya çalışıyoruz. Yanımıza ATO, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve tüm hastaneleri alarak elimizi taşın altına koyabileceğimizi bugünkü toplantı ile anladık. Günün sonunda tüm Türkiye’nin kazanacağı iş modelleri oluşturacağımıza inanıyorum. Örneğin direkt uçuş meselesini çok önemsiyorum. Çünkü birtakım hastalar direkt uçuş olmaksızın sadece tedavi görüp gitmek istiyor ama birtakım hastalar ise direkt uçuşu çok önemsiyor. Biz de bu anlamda yetkililerden hedef ülkelerden Ankara’ya direkt uçuş sayısının konmasını ya da artırılmasını talep ediyoruz.”

Naz Öztürk