Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen etkinlikte, gazeteci ve Parlamento Muhabiri Atakan Çelik, “Uluslararası Göç ve Medya” konusunu derinlemesine ele aldı. Çelik, göçün tarihsel sürecini, medya temsillerini ve günümüzün göç olgusuyla ilgili küresel meseleleri öğrencilere aktardı. Etkinlikte, medyanın göç olgusundaki rolüne ve göçmenlerin yaşadığı zorluklara dair önemli vurgular yapıldı.
GÖÇÜN TARİHSEL SÜRECİ
Göç olgusunun insanlık tarihinin temel dinamiklerinden biri olduğunu vurgulayan Çelik, Afrika'dan başlayan insanlık göçlerinden Mezopotamya'daki Neolitik Devrim'e kadar uzanan tarihsel bir perspektif sundu. Çelik, "Göç, sadece mekânsal bir hareketlilik değil, aynı zamanda kültürel, ekonomik ve sosyal dönüşümlerin tetikleyicisidir" ifadelerini kullandı. Mezopotamya’dan batıya taşınan yeniliklerin uygarlık tarihindeki önemine değinen Çelik, modern çağda göçün temel nedenlerini ise savaşlar, ekonomik eşitsizlikler ve iklim değişikliği gibi faktörlerle açıkladı.
MEDYANIN GÖÇ ALGISINDAKİ ETKİSİ
Medyanın göç hareketlerindeki rolüne dikkati çeken Çelik, haber içeriklerinin kamuoyu algısını nasıl şekillendirdiğine dair çarpıcı örnekler sundu. Göçmenlerin medya temsillerinde sık sık ya mağdur ya da tehdit olarak gösterildiğini belirterek, bu durumun toplumsal algı üzerindeki etkilerini değerlendirdi.
“Medya, hem bir aktör hem de bir gözlemci olarak göç süreçlerinde çok önemli bir rol oynuyor. Özellikle dijital medyanın yaygınlaşmasıyla, göç konusundaki haberler hızla yayılmakta ve bireyler arasında kutuplaşmaya neden olabilmektedir,” diyen Çelik, gazetecilerin bu konuda etik bir sorumluluk taşıdığına dikkat çekti.
Çelik şöyle konuştu:
“Göç olgusu 1980’lerden sonra ulusal bir sorun olmanın ötesinde dünyada uluslararası bir güvenlik sorununa dönüşmüştür. BM Nüfus ve Kalkınma Konferansı ile 1994 yılında ilk kez uluslararası kamuoyunda göçün kaynak ve hedef ülkelerin kalkınmalarına katkıları dile getirilmiştir.
Lakin Suriye’deki gelişmeler ve Türkiye’deki göç hareketliliği beraberinde birçok sorunun yaşanmasına neden olmuştur. Hem toplum hem de siyaset kurumunun en önemli gündemini ülkedeki mülteci sorunu oluşturmuş, bu sorun yıllar içerisinde toplumda ve siyasette derin kırılmalara de neden olmuştur.”
Atakan Çelik, uluslararası göçün insani boyutuna değinerek, kadınlar ve çocukların göç süreçlerinde daha savunmasız olduklarını ifade etti. Medyanın göçmenlere yönelik mağduriyetleri görünür kılma sorumluluğunu vurgulayan Çelik, "İnsan ticareti ve modern kölelik gibi küresel sorunlar, medyada yeterince yer bulamıyor. Bu mağduriyetlerin görünür kılınması, çözüm odaklı politikaların geliştirilmesi için hayati önem taşımaktadır" dedi.
AYLAN BEBEK ÖRNEĞİ
Çelik, göç konusundaki en trajik örneklerden biri olarak, Bodrum sahillerinde cansız bedeni bulunan Aylan bebeğin hikayesini hatırlattı. "Bu olay, göçmen krizine karşı dünya medyasının bir sınavıydı. O güne kadar kayıtsız kalan dünya kamuoyu, bu trajediyle birlikte dikkatini mülteci krizine çevirdi" ifadelerini kullandı.
ÖĞRENCİLERDEN YOĞUN İLGİ
Üniversite öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, Çelik’in anlattığı tarihsel anekdotlar ve güncel medya analizleri büyük beğeni topladı. Öğrenciler, göç ve medya ilişkisinin toplumsal etkileri hakkında sorular yönelterek, konunun farklı boyutlarını keşfetme fırsatı buldu.
SAÜ Uluslararası İlişkiler Öğrenci Topluluğu Kulübü Başkanı Alperen Turan ise dünyadaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, Kulüp olarak Ulusal ve Uluslararası sorunlara kayıtsız kalmadıklarını ve bu tür organizasyonlarla farkındalık yaratmak istediklerini söyledi.
Turan, “Kıymetli bilgi ve deneyimlerinin paylaşıldığı programda, Uluslararası ilişkiler bölümü öğrencileri olarak modern dünya tarihinde sürekli gündeme gelen göç olgusunu pratik kısmını da gazeteci Sayın Atakan Çelik'in deneyimleri ışığında öğrenerek okullarda öğrendiğimiz teorik bilgilerin pekiştirilmesi sağlanmıştır. Afrika, Balkanlar deneyimi ile Türkiye’nin bu konudaki bakışı ve göç olgusu konusundaki tutumu faydalı olmuştur” dedi.