Editör: TE Bilisim
Bahçeli: Türkiye faiz kamburundan kurtulmalı
Türkan ÇATAL YILDIZ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’de düzenlediği grup toplantısında konuştu. Bahçeli: "Türkiye, faiz kamburundan kurtulmalıdır. Faiz, uzun vaded...
Türkan ÇATAL YILDIZ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’de düzenlediği grup toplantısında konuştu. Bahçeli: "Türkiye, faiz kamburundan kurtulmalıdır. Faiz, uzun vadede üretim sistemine büyük hasarlar vermektedir. Ülkemiz şu anda dünyada faiz oranın yüksekliği açısından ilk on ülkeden biri, Avrupa’nın da zirvesindedir. Faiz geleceğimizden çalmaktadır. Bize göre hükümetin izlediği ekonomi politikası doğrudur, bunun üzerinden polemik yaratmak, bittik, tükendik, yandık, mahvolduk demek felaket tellallığıdır, kötü niyetliliktir” diye konuştu.
‘Ekonomiden anlamayan cahillerin tek söylediği erken seçimdir’ diyen Bahçeli, “Aslında bunlar hazırlıklı değildir, derslerine çalışmayan haylaz öğrencilerle bir ve aynıdır. Tekraren söylüyorum, erken seçim falan yoktur, seçim 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır. İlle de seçim, hemen seçim, seçim de seçim diyenler bozgun siyasetinin taraftarlarıdır." dedi. Yüzde 50+1 tartışmasına da değinen Bahçeli, "Salt çoğunluk usulünü değiştirmeye kalkmak ve bu konuyu tartışmaya açmak yönetim sistemine karşı güvensizliği ve şüpheyi körükleyecek" şeklinde konuştu. Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle;
"TÜRKİYE’Yİ TAVİZ, TESLİMİYET VE TÜKENİŞ DÖNGÜSÜNE MAHKUM ETMEK İSTEYENLERLE HESABIMIZ VARDIR"
İftiharla söyleyebilirim ki, Milliyetçi Hareket Partisi, milliyetçiliğin bengü taşlara nakşedildiği devirlerden günümüze kadar gelen ve buradan da geleceğe uzanan milliyetçilik fikriyatının son siyasi teşkilatıdır. Bizim siyasi mücadelemizin yol haritasında sabır, akıl, şuur, iman, denge, ihtiyat yer almaktadır. Türkiye’yi taviz, teslimiyet ve tükeniş döngüsüne mahkum etmek isteyenlerle hesabımız vardır. Türk milletini istismar ve sömürü çarkında öğütmek için faal halde bulunan çevrelerle görülecek meselemiz vardır. Bildiğiniz gibi milliyetçilik millet olma halinin şuurla kavranması ve savunulmasıdır. Bir millete mensup olmak başkadır. Bu mensubiyetin devamını yüreklice savunmak başka bir anlam ifade eder. Ancak millet yalnızca sosyo-kültürel bir toplumsal uzlaşma alanı değil, aynı zamanda politik bir uzlaşmanın da eseridir. Özellikle demokratik milli devletlerde, toplumun ortak veya benzer taleplerle şekillenen ortalama bir politik uzlaşma arayışının temeli; insanın nasıl yaşayacağı, ailesini nasıl geçindireceği, nasıl yönetileceği, hangi hakları talep edeceği ve bunları kendisine kimin ve nasıl ulaştıracağı gibi çağdaş beklentilerdir. Millet birliğini bozan yalnızca dilde, inançta, ülküde farklılaşma değil; nasıl yönetileceği ve hangi hakları isteyeceği konusunda karar verememekten kaynaklanan gelgitler ve tereddütlerdir.
"GİTTİĞİMİZ HER YERDE COŞKUYLA KARŞILANDIK"
“Adım Adım 2023, İl İl Anadolu,” temasıyla sürdürdüğümüz çalışmalarımızın esası ve özü bu düşüncelerimde mahfuzdur. Müsterih bir vicdanla diyebilirim ki; illetimizin her güzel insanını hızır, ülkemizin her gününü de Kadir gören bir gönül derinliğiyle geçtiğimiz hafta da dahil olmak üzere 30 Ekim 2021 tarihinden bugüne kadar 55 ilimizi ziyaret ettik. Gittiğimiz her yerde coşkuyla karşılandık. Bu vesileyle Anadolu’nun yollarına düşüp vatandaşlarımızla kucaklaşan bütün dava arkadaşlarımı, fedakâr teşkilatlarımızı bir kez daha tebrik ediyorum. İnanıyorum ki, verdiğimiz bir selamla bin kalbe girdik. Dert dinledik, deva olacağımızın sözünü verdik. Cumhuriyeti’mizin 100’üncü yıl dönümüne kadar hızımızı daha da arttıracağız.
"DEDİKODULAR YOLUMUZDAN CAYDIRAMAZ"
Şu hususu özellikle hatırınızda tutunuz ki, bizimle kim uğraşıyorsa, hâlâ sorumluluğumuz devam ediyor, millet düşmanlarına korku salıyoruz demektir. Onun için dedikodular, fitne ve fesat salgınları bizleri yıldıramaz, kesif saldırılar bizleri korkutamaz, yolumuzdan caydıramaz. Bu kutlu davanın gücüne asla ve asla sekte vuramaz. Olsa olsa bizlere doğru yönde olduğumuza dair güç ve fikir verir. Kendimizi bilir, hasmımızı bilmezsek başarısızlık kaçınılmazdır. Kendimizi bilmez, hasmımızı bilirsek yine başarısızlık mukadderdir. Ama hem kendimizi hem de hasmımızı bilirsek Allah’ın izniyle başarı bizimdir, zafer bizimdir, gelecek bizim olacaktır. Kim Türk milletinin hasmı ise, eğmeden bükmeden söylüyorum ki, bizim de sonuna kadar hasmımızdır. Türk milletinin, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın karşısında oğul veren, elma kurdu gibi üreyen, virüs gibi yayılan hasımların kimler olduğunu bilmek, tarafımızı açık etmek mecburiyetindeyiz. Bizim tarafımız millettir, bizim tarafımız demokrasidir, bizim tarafımız mazlumlardır, masumlardır, mağdurlardır, gariplerdir, tüyü bitmemiş yetimlerdir.Partimiz bir gönül çemberi, bir sevda yumağı, bir dava onurudur.
“TÜRKİYE SEVDALILARI HEP VAR OLACAKTIR”
Milliyetçi Hareket Partisi’ni her zaman doğru anlayan, Cumhur İttifakı’nı doğru anlatan, bununla kalmayıp her zaman sahip çıkan, bundan sonra da çıkacak Türkiye Sevdalıları hep var olacaktır. İnanıyorum ki, onlar her geçen gün daha da büyüyüp güçlenecek, her türlü oyunu bozacaklardır. Milli Şairimiz Mehmet Emin Yurdakul’da, yüzyıl önce anlamını bulduğu gibi Milliyetçi Hareket’in ve Cumhur İttifakı’nın sevdalıları; en hakir insanı kardeş sayan bir erdem, esir yaratmayan Allah'a yürekten bir iman, paçavralar altındaki yoksulun yaraladığı bir vicdan, ve "mazlumların intikamını almak” için doğduğuna inanan bir kudret ile yoğrulmuşlardır. Tam bir hafta önce ebediyete irtihal eden ve rahmetle andığımız Diriliş Şairi Merhum Sezai Karakoç ne güzel de söylemiş: “Geceye yenilmeyen her kişiye ödül olarak bir sabah, bir gündüz, bir de güneş vardır.”
Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul’un fethinden sonra şehre girişinde, onu karşılayan halk, Hocası Akşemsettin’i Fatih zannedip ona çiçekler uzatmıştı. Akşemsettin ise “Padişah ben değilim” diyerek yanındaki büyük hünkarımızı işaret etmiş, o da “Padişah benim, ama o benim Hocamdır. Çiçekler de ona layıktır” sözüyle muazzam bir vefa örneği sergilemişti. Hafızalarımızdaki bir başka rivayette şudur: Mısır seferinden dönüş yolculuğunda, Yavuz Sultan Selim’in kaftanına Anadolu Kazaskeri, aynı zamanda Hocası Kemalpaşazade’yi taşıyan attan çamur sıçramıştı. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim, bu çamurlu kaftanını övünç sayarak vefat ettiğinde sandukasının üzerine örtülmesini emretmişti.
Yorumlar