ASKİ Genel Müdürlüğü, Başkent’in içme suyu ihtiyacının karşılandığı baraj göllerindeki suyu kaynağında temizleme çalışmalarını aralıksız olarak sürdürüyor.
ASKİ Genel Müdürlüğü, Başkent'in içme suyu ihtiyacının karşılandığı baraj göllerindeki suyu kaynağında temizleme çalışmalarını aralıksız olarak sürdürüyor.
ASKİ, Kutboğazı, Çamlıdere, Kavşakkaya, Eğrekkaya ve Çubuk Barajlarında gerçekleştirdiği temizlik çalışmaları ile bir yandan Başkentlilerin temiz, berrak ve güvenli içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılarken, bir yandan da baraj göllerinde yaşayan balık ve diğer canlıların zarar görmesine engel oluyor. Başkent'teki suyun ASKİ güvencesinde olduğunu söyleyen ASKİ Genel Müdürü Cumali Kınacı, baraj sularında zaman zaman renk değişimleri ve kokunun meydana geldiğini ifade ederek, şu bilgileri verdi:
“Baraj sularındaki yeşil-kırmızı alg patlamalarına, kötü tat ve kokuya, toksit madde salgılanmasına ve kısa sürede su kaynaklarının bataklık haline gelmesine yol açan siyanobakteriler ile diğer alg türlerinin kontrolü için suları kaynağında temizleyerek kontrol altında tutuyoruz.”
Tüm canlıların yaşamını sürdürmesi için gerekli olan ama doğada sınırlı kaynağa sahip içme suyunun her bir damlasının değerinin bilincinde olunması ve korunması gerektiğine dikkat çeken Kınacı, içme suyunun sağlandığı barajlarda hem Başkentlilere temiz ve berrak suyun temini hem de suda yaşayan balık ve diğer canlılara zarar vermeden su kalitesini korumak için siyanobakterilerin büyümesini önleyerek, suları kaynağında koruduklarını söyledi. İçme suyu barajlarında uzun yıllar ihmal edilen temizlik çalışmalarının bundan sonra ASKİ tarafından aksatılmadan devam edeceğinin altını çizen ASKİ Genel Müdürü Kınacı, “Barajlardaki iyileştirme çalışmalarını özel donanımlı tekneden atılan, çevreye ve canlılara zarar vermeyen kimyasallarla temizliyoruz. Bakır sülfat uygulaması ile göller ve barajlarda oluşan yosunlar temizlenirken, ham sularda böylece daha berrak ve temiz oluyor” diye konuştu.
İçme suyu barajlarında temizlik çalışmaları hakkında bilgi veren Kınacı, “Kırmızı-yeşil algler (yosunlar) sucul ortamda bulunan fotosentez ile enerji üreten mikroskobik bitkilerdir. Su içerisinde oluşan kötü kokunun ve tat probleminin oluşmasının sebebi büyük çoğunlukla bu canlılardır. Yaptığımız işlemde canlıyı öldürmeden algasid adı verilen planktonları özel kimyasallarla strese sokarak, üremesini durduruyoruz” şeklinde konuştu.
Baraj sularının özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında altüst olduğunu hatırlatan Kınacı, altüst olma esnasında da tabanda birikmiş olan azot ve fosfor bileşiklerinin üste çıkarak barajlardaki suyun renginin değişmesine neden olduğunu belirtti.
“Barajların uzun ömürlü olması için kirletici girişleri azaltılmalı”
Barajları korumak için öncelikli olarak kirletici girişlerinin azaltılması gerektiğini kaydeden Kınacı, “Baraj göllerinin bir ömrü var. Göllerin ömrünü uzatmak, göl sularının lezzetinin, tadının ve kokusunun düzeltilmesi, içimi hoş bir su elde edilmesi için önce barajları kirleten giriş ve etkenlerin azaltılması gerekir” ifadelerini kullandı.
Başkent'e su sağlayan baraj göllerinde gerçekleştirdikleri temizlik çalışmaları sonucunda barajların önemli miktarda alglerden arındırılarak ham su renginin berrak bir hale getirildiğini belirten Kınacı, bu sayede İvedik İçme Suyu Arıtma Tesisleri'ndeki arıtma işleminin kolaylaştığını vurguladı. Başkentlilerin musluklarından akan suyu kullanmakta tereddüt etmemelerini isteyen Kınacı, “Musluklardan akan su mineraller açısından oldukça zengindir. Bu da kemik gelişimi için faydalıdır. ASKİ'nin verdiği su damacana suyundan çok daha sağlıklıdır. Bu nedenle tüm Başkentliler musluklarından akan suyu gönül rahatlığıyla tüketebilirler” dedi. (İHA)
Editör: TE Bilisim