Başkent'in en 'sosyal' çiftçisi

Özel Haber: Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER  İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra sosyal medya uzman...

Abone Ol

Özel Haber: Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER

 İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra sosyal medya uzmanı olarak çalışmaya başlayan Selin Taylan, yaptığı işten yeteri kadar mutlu olamayınca bir yerden başlayıp kendi işini kurmaya karar verdi. Banka kredisiyle 8 tane inek alan Taylan, Ankara İncek’te  kurduğu çiftlikte dededen kalma bir ahırda hayallerinin peşinden koşuyor.

Selin Taylan kendine yeni bir yön çizerek Başkent’in yeni nesil çiftçisi oldu.Sosyal medya hesaplarında ineklerinin, ahırının, ürünlerinin fotoğraflarıyla videolarını düzenli olarak paylaşan Taylan, “Kredi çıktıktan sonra farklı şehirlere giderek ineklerimi ve buzağılarımı aldım her ne kadar içimde fazlasıyla hayvan sevgisi olsa da hayatım boyunca büyükbaş hayvana yaklaşmış bir insan değildim  fakat alıştıktan sonra her şey o kadar farklı oldu ki… Şimdi onlara sarılıyorum, hatta tüylerini bile tarıyorum” dedi.

“HER FIRSATTA  KENDİMİ ŞEHRİN KARMAŞASINDAN DOĞANIN HUZURLU KOLLARINA ATMAYA ÇALIŞTIM”

Merhabalar, öncelikle sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

  Merhaba,ben Selin Taylan.. 24 yaşındayım. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunuyum. Kendimi doğa aşığı bir insan olarak tanımlayabilirim. Her fırsatta şehrin karmaşasından kendimi doğanın huzurlu kollarına atmaya çalışmışımdır. Doğayı bu kadar severken hayvanları sevmemek olur mu? Tabii ki hayır..

“KREDİ ÇEKEREK KENDİ İŞİMİ KURDUM”

Süt çiftliği kurma fikri nasıl oluştu? Aynı zamanda İletişim Fakültesi mezunusunuz bu düşünce önceden beri aklınızda var mıydı? Mesleğinizle ilgili işlerde de çalıştınız mı?

Doğayı bu kadar severken şehrin içinde kendime ait küçük bir dünya oluşturma fikri çok cazip geldi diyebilirim. Mezun olmaya yakın farklı bir meslek yapma fikrini arka planda kendi kendime hep düşünüyordum. Mezun olduktan sonra bir süre sosyal medya uzmanlığı yaptım. Fikir bulmak, fikirlerimi başkasıyla paylaşmak beni hep çok mutlu etmiştir fakat bunu zamanla yarış içinde yapmak bir süre sonra beni yıprattı. Durum böyle olunca babama süt ürünleri satabileceğim bir dükkan açmak istediğimden bahsettim. Babam da o zaman işin temelinden başla ve büyütürsen kendine bir dükkan aç diyerek bana cesaret verdi. Açıkçası ilk başlarda nasıl olacak, hiç bilmediğim bir alan, başarabilir miyim diye çok korktum fakat çevremden gelen desteklerle ani bir kararla kredi çekerek işimi kurdum. Başlangıçta sadece süt satıyordum, sonra yoğurt, tavuk, yumurta, mantar derken ürün yelpazemi genişlettim. İleride çiftliğimi istediğim gibi büyütebilirsem hepsini kendim yetiştirmek istiyorum.

“HAYVANLARIMI AYNI EVLADIM GİBİ SEVİYOR BAKIMINI ÜSTLENİYOR TÜYLERİNİ SEVE SEVE TARIYORUM”

Süt çiftliğinizde kaç hayvanınız bulunmakta? Çiftliğin kuruluş hikayesinden bahsedebilir misiniz? Aynı zamanda satış da gerçekleştiriyor musunuz?

Yedi ineğim ve sekiz buzağım var. Dedemden kalma hazırda bir yerimiz vardı, uzun yıllardır kullanılmıyordu. Biraz tadilat yaparak bu yeri yeniden aktif hale getirdim. Kredi çıktıktan sonra farklı şehirlere giderek ineklerimi ve buzağılarımı aldım. Geriye işi öğrenmek kalmıştı.. İlk başlarda onlara yaklaşmaktan biraz çekiniyordum her ne kadar içimde fazlasıyla hayvan sevgisi olsa da da hayatım boyunca büyükbaş hayvana yaklaşmış bir insan değildim  fakat alıştıktan sonra her şey o kadar farklı oldu ki… Şimdi onlara sarılıyorum, şakalaşıyorum, hatta tüylerini bile tarıyorum. İşi öğrendikçe zevk almaya başladım. Bir hayvanın bakımını üstlenmek çok sorumluluk isteyen bir durum fakat onların hepsini evladım gibi seviyorum bu yüzden şikayetçi değilim. İneklerle ne kadar çok bağ kurarsanız onların dilinden o kadar çok anlamaya başlıyorsunuz. Satışla bizzat kendim ilgileniyorum, bu iş sayesinde birbirinden farklı bir sürü insanla tanıştım ve hepsiyle çok güzel bir iletişimim var. 

“PANDEMİ SÜRECİNDE  HEP İNEKLERİMLE VAKİT GEÇİRDİM”

Pandemi sizi nasıl etkiledi? Bu zorlu günlerde hayvanlarla uğraşmak size terapi gibi geldi mi?

İneklerimin yanına gidince dışarıyla olan iletişimime bir süre ara veriyorum. Onlarla ilgilenmek dünyanın en iyi terapilerinden birisi diyebilirim. Pandemi sürecinde de hep ineklerimle vakit geçirdim. Onları sevmek, sizden büyük bir hayvana sarılmak düşündüğünüzden daha eğlenceli bir şey.

 “ ÜRÜNLERİMİ PAZARLAYABİLECEĞİM BİR DÜKKAN AÇMAYI PLANLIYORUM”

İlerleyen günlerde gerçekleştirmeyi düşündüğünüz çalışma ve projeleriniz var mı?

Şu an ki odak noktam işimi daha sistemli bir hale getirebilmekte fakat tabii ki zaman ilerledikçe ürünlerimi pazarlayabileceğim bir dükkan açmayı planlıyorum. Deniz kenarında, doğayla iç içe ve çeşitli hayvanların olduğu büyük bir çiftlik kurmak ise hayallerim arasında. 

“YAPTIĞIM İŞİ SOSYAL MEDYAYLA BİRLEŞTİRDİM”

Son olarak benim sormayı unuttuğum sizin eklemek istediğiniz bir konu var mıdır? 

Bu işi kurarken kendi mesleğimden de bir şeyler katmayı hep planlıyordum ve bu süreçte bunu başarabildiğimi düşünüyorum. Ablamla birlikte yaptığım işi sosyal medyayla birleştirdik ve bu sayede hikayemi daha geniş kitlelere duyurabilme şansı elde ettim. Her gün çok güzel destek mesajları alıyorum, beni kendine örnek alıp cesaret aldığını söyleyen mesajları gördükçe bu işe olan motivasyonum artıyor. Benden tavsiye almak isteyen kişilere elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Sosyal medyada ve gerçek hayatta bana destek veren kişiler sayesinde işimi daha da büyütebileceğime inanıyorum.  Yaptığım paylaşımlar sayesinde müşterilerimin tükettiği ürünle ilgili farkındalığı yüksek oluyor. Şehir dışından ürün alan müşteriler bile sütün nereden gelmiş olduğunu görüyor, hatta süt veren ineği tanıyor.

Bu işi başarabilmemde  annemin, babamın, ablamın payı çok büyük o yüzden onlara destekleri için hep teşekkür ediyorum.