Ev.ankara’nın sözcüsü Ulaş Bağdadi ile Ev Ankara’yı ve Ankara’da kültür sanat alanında yapmayı planladıklarını konuştuk. Sanatın sokak, park ya da salon gibi her yerde yapılabileceğini ifade eden Bağdadi, Ankara’ya kültür sanat anlamında yeni bir soluk getireceklerini söyledi. Ekiplerinin profesyonel isimlerden oluştuğuna dikkat çeken Bağdadi, Nisan ayında Başkentlileri bir dizi etkinliklerle buluşturacaklarını ifade etti.
“ANKARA’DAKİ SOSYAL TÜKETİMİ KÜLTÜR-SANAT ETKİNLİKLERİYLE BESLEMEK İSTİYORUZ”
Ev.ankara’nın kuruluş hikayesinden bahsedebilir misiniz? Ankara’da neleri hedefliyorsunuz? Ankara’nın neden böyle bir oluşuma ihtiyacı vardı?
Ankara’da sosyal tüketimin fazla olması, üretimin ise az olması ekibimizi rahatsız ediyordu. İnsanlar Ankara’da sadece tüketim yapıyor ve sanat üretmek için genelde şehir dışından Ankara’ya geliyordu. Yani başka şehirde sanat anlamında üretilenler Ankara’da satılıyordu. Biz de Ankara’da üretim yapmayı istedik ve bu konseptte sahne sanatları, müzik, edebiyat, gastronomi, sinema ve sergi olmak üzere 6 ana başlık altında çalışmaya karar verdik. Ekibimizin ilk amacı ise sürdürülebilirliği olan etkinlikleri düzenlemeyi hedef edinmek. Esasında sosyal tüketimin arttığı süreçte onu beslemeyi hedefliyoruz da diyebiliriz. Bu anlamda da sürekli yeni projeler geliştirerek, etkinlikler düzenlemeye gayret ediyoruz. Amaç ise sanat etkinliğini bir mekanda değil de Ankara’nın her yerinde yapmayı hedeflemek. Yani bir sanat eserini sunmak için illa ki ona uygun bir salon aramıyoruz. Bu sanatsal etkinliğin bir parkta, kafede ya da herhangi bir mekânda da yapılabileceğini göstermek istiyoruz.
Ev.ankara sözcüsü Ulaş Bağdadi
EV.ankara’nın kuruluş hikayesi de buradan başlıyor. Ankara’daki sosyal tüketimi kültür-sanat etkinlikleriyle beslemeyi ve yeni alanlar yaratmayı hedefleyen bir oluşumdur. ‘Ankara güzel ama burada yapılacak hiçbir şey yok’ diyenlere kulak verdik ve kültür sanata çeşitli etkinliklerle yön vermek için yola çıktık. Ankara’da insanların en rahat ettikleri nokta neresi diye düşündük ve aklımıza ilk gelen yer ‘ev’ oldu. Yemeği evde hazırlarız, şarkılarımızı evde söyleriz, ilk tiyatromuzu bile evde sergileriz. Ev.ankara’da hem üretenleri hem de tüketenleri buluşturmak için buradayız.
Ev Ankara aslında bir çatı, kuruluş amacı da oradan geliyor. Üretim yaptığımız yerin aslında bir ev olduğunu vurgulama gayretindeyiz. Bahsettiğim branşlar ayrı ayrı insanlara sunulurken biz üretkenliği yüksek alanları birbiriyle buluşturmaya gayret ettik ve ortaya böyle bir oluşum çıkardık. Örneğin gastronomi ve müzik ayı ayrı kollar iken biz aynı anda bu kolları birleştiriyoruz.
‘SON YEMEK’ NİSAN AYINDA BAŞKENTLİLERLE BULUŞACAK
Ankara’da ne gibi etkinlikleriniz olacak? Nisan ayında Ankaralıları neler bekliyor?
2 aydan bu yana Ankara’da meydana gelmiş bir oluşumuz ve Nisan ayında da bünyemizde gerçekleşecek olan bir dizi etkinliğe imza atacağız. Gastronominin müzikle buluşacağı ve adını ‘Son Yemek’ koyduğumuz etkinliğin hazırlığı içerisindeyiz. 19 Nisan’da gerçekleşecek etkinliğimiz alışılmışın dışında olacak. Gastronomi ekibimizin yaptığı ve ona dair müzik grubunun da çaldığı bir etkinlik olacak. Esasında insanların da etkileşimi ve ürünü gördüğü yer olacak. Konuklarımız restoranda gastronomi şeflerimizin yaptığı Marilyn Monroe’nin ölmeden önce yediği köfte ve mantarı yerken caz vokal ekibimiz de Marilyn Monroe’nin şarkılarını seslendirecek. Konuklarımız yemek yerken müzik dinlemenin keyfini yaşayacak. Yaratıcı, farklı, insanların ilgisini çekecek, Ankara’nın kültür sanatını etkileyecek böyle etkinliklere imza atacağız.
Sinema etkinliğimiz olacak, etkinliğimizde ise sessiz film oynarken orkestra filmi seslendirecek.
21 Nisan’da ise ‘Piknik’ etkinliğimiz gerçekleşecek. ‘Piknik’ ise 1956-1987 yılları arasında Atatürk Bulvarı’nda yer alan Piknik Pub’ın hikayesine ilişkin bir etkinlik olacak. Etkinliğimize yurtdışından da katılım sağlanacak. Bunun yanı sıra müzikal etkinliklerimizle de Ankara’nın kültür sanat hayatında yerimizi alacağız.
Ekibiniz kimlerden oluşuyor?
Ekibimiz bu alandaki profesyonel isimlerden oluşuyor. Gastronomi ekibimizde bu alanda gayet profesyonel olan şeflerimiz yer alıyor. Müzik ekibimizi kültür sanat alanında Ankara’da müzik yapan sanatçılarımızdan oluşuyor. Sahne sanatlarında da keza öyle. Yani her alanında profesyonel isimlerle çalışıyoruz.
Şunu da eklemek gerekir ki Türkiye’de kültür sanata genelde hobi olarak bakılıyor. Kültür sanatın biz profesyonel olarak götürülmesi gerektiğine inandığımız için bünyemizde yer alan her isim alanında profesyonel isimler. Ekibimi 13 kişi ve Ev.ankara’ya adanmış isimleriz diyebiliriz.
“BİZ YENİDEN BU RUHUN CANLANMASINI İSTİYORUZ”
Ankara’nın sanata bakış açısız sizce nasıl?
Ankara’nın genelde gri şehir olduğundan bahsediliyor. Sanatsal etkinliklerin de az olduğundan şikayet edilir. Aslında Ankara’da çok fazla sanatsal etkinlik oluyor fakat genelde ayrı ayrı yerlerde oluyor. Biz de Ev.ankara ile çatıyı oluşturarak üretimi hedefliyoruz. Bunun üzerine de yol alıyoruz. Ankara desteklenmesi gereken yer, özellikle sosyal etkinliklerde. Halbuki bir dönem Athena, Manga gibi müzik gruplarını düşünürsek Ankara müzik şehri olmuştu, Ankara onu da bir süre sonra kaybetti. Biz yeniden bu ruhun canlanmasını istiyoruz. Üretebildiğimiz her yeri bir alan olarak görüyoruz. Düzenli, sürekli, sürdürülebilir etkinlikler çıkarmayı hedefliyoruz.
Kendinize bir hedef kitlesi belirlediniz mi?
Üniversite öğrencilerden başlayıp kişinin ilgi alanı neyse o kesime hitap etmeyi istiyoruz. Edebiyat kitlesini düşünürsek sadık bir kitledir ve bulunduğu yeri terk etmez, kaliteli işin peşinde koşar. Edebiyat alanında yapacağımız bir etkinliği düşünecek olursak üniversite öğrencisi takip ediyorken emekli olmuş bir kişi de aynı etkinliği takip edebiliyor. Yaş skalasından ziyade insanların kendini rahat hissettiği etkinliklere katılım göstermelerini amaçlıyoruz.
Yeni oluşumsunuz ve Türkiye’de ekonomideki gidişat sizi korkutuyor mu?
Kaliteli iş yapıldığında her zaman taliplisi mutlaka oluyor. Kaliteli iş yapıp insanların alabileceği, ulaşabileceği üretim yapıldığında sorun olmayacağını düşünüyoruz. Her şeyden öte üretim kaygısı içindeyiz, para kazanmak ise bizim için daha arka planda yer alıyor. Biz de sanat için risk almayı seçtik.
Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Güçlü Anadolu Gazetesi’ne bize böyle bir imkan sağladığı için teşekkür ediyoruz.