Hastalıkların teşhis ve tedavisinde tercih edilen girişimsel radyoloji konusunda bilgiler veren Özel Denizli Tekden Hastanesi Tanısal ve Girişimsel Radyoloji uzmanı Prof. Dr. Nevzat Karabulut, “Cerrahi müdahaleye göre ciltte iz bırakmaz ve iyileşme süreci çok daha kısadır. Ayrıca, bu işlemler genellikle hastanede yatış gerektirmez ve hastalar normal günlük aktivitelerine daha hızlı dönerler” dedi.

Nevzat Karabulut

Özel Denizli Tekden Hastanesi Tanısal ve Girişimsel Radyoloji uzmanı Prof. Dr. Nevzat Karabulut, girişimsel radyoloji alanında bilgiler verdi. Girişimsel radyolojinin görüntüleme tekniklerini kullanarak vücut içindeki hastalıkları teşhis ve tedavi etme süreci olduğunu ifade eden Prof. Dr. Karabulut, bu tedavilerin görüntüleme yöntemleri rehberliğinde iğne deliğinden yapılarak birçok hastayı ameliyattan kurtaran minimal invazif işlem olduğunu söyledi.

Girişimsel radyolojinin iki ana gruba ayrıldığını vurgulayan Prof. Dr. Karabulut, “Girişimsel radyoloji uzmanları, özellikle damarlar, böbrekler, karaciğer, akciğerler ve diğer iç organlarda bulunan hastalıkların kesin tanısını koymak ve tedavi etmek için radyolojik görüntüleme tekniklerini kullanırlar. Vasküler girişimsel radyolojide tıkalı damarları açma, kanayan organların ve tümörlü doku damarları ile anevrizama denilen damar baloncuklarını tıkama gibi işlemler yapılır. Nonvasküler girişimsel radyolojide ise görüntüleme yöntemleri rehberliğinde perkütan biyopsi, kist ve apse tedavileri, çikolata kisti tedavisi, safra veya idrar kanalındaki darlıkların açılması, tümörlü dokuyu yakma işlemleri ile vücut boşluklarında biriken sıvıların kateter yerleştirilerek boşaltılması gibi işlemler yapılır” şeklinde konuştu.

“Huzursuz barsak sorunu, psikolojik sorunu olanlarda artıyor" “Huzursuz barsak sorunu, psikolojik sorunu olanlarda artıyor"

Girişimsel radyolojinin diğer yöntemlere göre avantajlarını anlatan Prof. Dr. Karabulut, “Girişimsel radyoloji prosedürleri genellikle lokal anestezi altında ve iğne deliğinden geçerek yapıldığından hastalar için daha az rahatsızlık vericidir. Ciltte iz bırakmaz ve iyileşme süreci çok daha kısadır. Ayrıca, bu işlemler genellikle hastanede yatış gerektirmez ve hastalar normal günlük aktivitelerine daha hızlı dönerler” ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA