Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türkiye tarihinin son 50 yılında düşük ücretli işçilere en yüksek zammı gerçekleştiren sözleşmeyi yaptıklarını vurguladı. Bilgin, “Önce düşük gelirli işçileri korumak mecburiyetindeyiz, ondan sonra yüzdelik zammı tartışabiliriz” dedi.
Türk-İş Genel Merkezi tarafından Afyonkarahisar'da gerçekleştirilen “Pandemi Döneminde Çalışma Hayatında Güncel Gelişmeler” konulu eğitim programı açılışında konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Bakan olduğu günlerde bir sorun olarak görülen kamu sözleşmesini başarıyla gerçekleştirdiklerini belirtti.
Bakan Bilgin, “Türkiye tarihinin son 50 yılında, belki de tüm sözleşme tarihinde kamuda bilhassa düşük ücretli işçilere en yüksek zammı gerçekleştirerek bu sözleşmeyi başardık. Bir işyerinde çalışanlar arasında ücret farkı ülkenin yaşadığı gelir dağılımı sorunların daha farklı bir düzeydeyse, daha göze batar bir düzeydeyse orada iş barışı olmaz. Yani bir yerde asgari ücretli işçi çalışıyor, orada asgari ücretliyle diğer işçiler arasındaki fark, mesafe, makas açılmışsa orada iş barışı olmaz. Önce düşük gelirli işçileri korumak mecburiyetindeyiz, ondan sonra yüzdelik zammı tartışabiliriz yada konuşabiliriz. Onun için biz en düşük ücreti alan işçilerimize seyyanen 4 bin liranın üzerinde bir zam yaparak onlara 4 bin liraya çektik. Ondan sonrada yüzdelik zammı konuştuk. Bu Türk kamu çalışma hayatında kamu işçileri açısından sadece bir ücret artışı değil bir sosyal dengenin kurulması açısından da önemli bir adımdır. Bunlar Türkiye'nin sosyal devlet imkanlarının gücünü ifade etmektedir” diye konuştu.
“Sosyal devlet uygulamalarından vazgeçmeden Türkiye'yi büyütmek mümkündür”
Sosyal devlet uygulamalarından vazgeçmeden Türkiye'yi büyütmenin mümkün olduğunu kaydeden Bakan Bilgin, “Siz bakmayın Türkiye fert başına düşen milli geliri 8-10 bin dolar arasında gelip giden 11 bin dolara bir ara çıkan, ülkenin gayri safi milli hasılası yaklaşık 1 trilyona yaklaştı, şimdi 800 milyar civarında. Ama bu rakamın çok daha üzerinde olan, bu göstergelerin çok daha üzerinde olan ülkeler rağmen Türkiye'nin sosyal hayatında, sosyal dengelerinde yapılacak düzenlemelerle daha ileriye mesafe kat etmemiz mümkündür. Sosyal devlet uygulamalarından vazgeçmeden Türkiye'yi büyütmek mümkündür, bunu daha da hızlandırmak mümkündür” dedi.
“Türkiye içine kapansın, tam kapanma olsun diyenler aslında Türk ekonomisinin batmasını isteyenler”
Panrdemi döneminde ‘Türkiye içine kapansın, tam kapanma olsun' diyenlerin aslında Türk ekonomisinin batmasını isteyenler olduğunu söyleyen Bakan Bilgin şu ifadelere yer verdi:
“Geçtiğimiz dönemlerde karşılaştığımız sorunlardan birisi, bilhassa pandeminin etkisiyle karşılaştığımız sorunlardan biri Türkiye'nin çalışma hayatının büyüme sorununu çözecek şekilde ayakta kalmasıydı. Yani pandemide memurlar, kamu görevlileri, devlet daireleri içine kapandı uzun tatiller oldu. Özel sektörde kısa çalışma döneğini uyguladığımız bazı özellikle küçük ve orta işletmelerde yaygındı bu; üretime ara verilen işletmeler oldu. Ama Türkiye'nin bütününe baktığımız zaman Türkiye'nin üretim gücünü ayakta tutacak bütün çalışma hayatını dinamik bir şekilde ayakta tutacak bir programı Türkiye uygulamayı başardı. ‘Türkiye içine kapansın, tam kapanma olsun' diyenler aslında Türk ekonomisinin batmasını isteyenlerdi. Ama Türkiye bunu ayakta tuttu ve Türkiye çok şükür yaklaşık 200 milyar dolar bir ihracatı sanayi üretimiyle gerçekleştirdi. Son açıklanan sanayi üretimindeki büyüme rakamları da bunun daha ileriye doğru gideceğini gösteriyor.”
İHA