Ceren Damar davasında gerekçeli karar açıklandı

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel, sınavda kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından 2 Ocak 2019'da öldürül...

Abone Ol

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel, sınavda kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından 2 Ocak 2019'da öldürülmüştü. Şenel’i öldüren öğrencisi Hikmet hakkında "tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme", "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme", "ruhsatsız silah taşımak ve "silahla tehdit" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın 21 Şubat'taki karar duruşmasında mahkeme, sanık Hikmet'e "kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti. Mahkeme, sanığa ayrıca "ruhsatsız silah taşımak" ve "silahla tehdit" suçlarından da 3 yıl hapis cezası vermişti. Mahkeme, Hikmet hakkındaki hükmünün gerekçesini tamamladı.

Sanık ve avukatının ilişki iddiasına mahkemeden "itibar edilmemiştir" kararı
Gerekçeli kararda, sanığın suç ve cezadan kurtulmak için olayın üzerinden 4 ay geçtikten sonra tutukluluk incelemesinde ifadesini değiştirdiği ve Şenel ile ilişkisi olduğunu iddia ettiği belirtilerek, "Sanık ve müdafisinin maktuleden kaynaklanan sanığa yönelik haksız saldırı veya haksız hareketleri nedeniyle sanığın eylemini meşru savunma veya haksız tahrik altında işlediğine yönelik savunmalarına başkaca araştırma ve soruşturmaya lüzum kalmaksızın itibar edilmemiştir" ifadelerine yer verildi.

"2 el ateş etmiş, 9’u öldürücü toplam 17 kez bıçaklamıştır"
Hükmün "kişiyi kamu görevi nedeniyle kasten öldürme" suçundan verildiği anımsatılan kararda, "Ceren Damar Şenel, Çankaya Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak kadrosu bulunan bir öğretim elemanıdır. Maktule gözetmenlik yaptığı sınavda sanığı kopya çekerken yakalayıp hakkında tutanak tuttuğu, öğretim elemanı olarak çalıştığı kurumda görevini hakkıyla sorumlulukları dahilinde yerine getirmeye çalıştığı için sanık tarafından öldürülmüştür. Sanık, sınavda kopya çekerken yakalanıp hakkında tutanak tutulduğu için maktuleye sinirlenmiş ve öldürme kararı almıştır. Maktulenin sırtı dönükken 2 el ateş etmiş, ardından 9’u öldürücü mahiyette toplam 17 kez bıçaklamıştır" denildi.
Mahkeme, hükmün "canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme" suçunda kurulmamasına ilişkin ise, "Eziyet çektirerek kasten öldürme hükmünün uygulanabilmesi için failin hareketinin ne olduğunu saptamak gerekir. Failin öldürme eylemini, öldürme amacından öteye giden vahşiyane hareketler ile gerçekleştirmesi, örneğin öleni sırf öldürmüş olmak için veya ölenin acısından zevk duymak için öldürmesi gerekir. Yargıtay’a göre ölene vurulan darbe sayısı, yalnız başına sanığın canavarca hisle davrandığının kanıtı olamaz. Eziyet çektirerek öldürme hükmünün uygulanması için de yara sayısının fazlalığı delil sayılmaz. Yargıtay’a göre fail, öleni hemen öldürmeyerek ölüm sonucunu gerçekleştirmek bakımından zorunlu olmayan ve sırf ölene acı ve ıstırap veren davranışlarda bulunmalıdır" ifadelerine yer verdi.
Kararda, sanığın cinayeti tasarlayarak işlediğine dair şartların oluşmadığı belirtildi. Ayrıca, olayın işleniş biçimi, vahameti ve sanığın kaçması nedeniyle de mahkemenin takdir indirimi yapmadığına dikkat çekildi.