Çetin: Dükkan benim değil, müşterimin dükkanı

Yaklaşık bir yıldır kendi işyerini açan ve işleten işletmeci Dilek Çetin, nostaljik bir hava eşliğinde zaman geçirmek isteyen Başkentlileri, Ankara Kalesi içindeki Şekerci Kızın Yeri’ne davet etti. İş...

Abone Ol
Sizi tanıyabilir miyiz, biraz kendinizden bahseder misiniz? Adım Dilek Çetin 46 yaşındayım. Lise mezunuyum. Liseden sonra açık öğretime girdim ve 2 yıllık açık öğretim bitirdim. 7 sene öncesine kadar çalışmıyordum ev kadınıydım. Daha sonra evde oturarak hiçbir şey yapılmayacağını anladım ve işe girmeye karar verdim. Ve ilk girdiğim yerde tezgahtarlık yaptım. 6 yıl orada çalıştım. Çok güzel nezih bir yerdi. Çıktıktan sonra kendi işimi açmaya karar verdim ve şuan işlettiğim yeri açtım. Bir yıla yakındır da burayı işletiyorum. “SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARINDAN SONRA KREDİ ÇEKMEK ZORUNDA KALDIM” Yaklaşık bir yıldır işlettiğiniz bu yerde ekonomik olarak neler değişti? Pandemi sizi de etkiledi mi? Bu dükkânı ilk defa açtığımda hem heyecanlıydım hem de korkuyordum. Çünkü ilk defa böyle bir işe giriyordum. Dükkanı açtığımda hiç beklemediğim bir şeyle karşılaştım; 7 elemanla buraya zor yetiştiriyorduk. Çok güzel bir işimiz ve müşterilerimiz oldu. Müşterilerimizin yarısından fazlası turistlerden oluşuyor. Buraya gezmeye veya oturmaya gelen bir daha kalkamıyor. Çünkü hem serin hem de açık alan. Her gelen müşterim bir şey yemek ya da içmek zorunda değil, burayı beğendiyse saatlerce oturabilir. Burası benim dükkanım değil, burası gelen müşterilerimin dükkanı. Müşterilerimin buraya kendi evi gibi gelmelerini istiyorum. Gelip bir şeyler içip gitmelerini istemiyorum. Devamlı gelip zaman geçirmelerini istiyorum. Hiçbir şey içmeden saatlerce burada zaman geçirebilirler. Ben onların burada olmalarından mutlu oluyorum. Korona virüs başlayana kadar bizim işlerimiz çok harikaydı. Korona virüsün başlamasıyla birlikte üç ay kapatmak zorunda kaldık. Sonra dükkanı açtığımda kredi çekmek zorunda kaldım. Kapalı kaldığım üç ay boyunca da buradan biriktirdiğim parayla geçindim. Üç ay kapalı kalmamıza rağmen açtığımız ilk gün burası yine kalabalık olmaya başladı. Korkuyordum, bir daha iş yapabilir miyiz kaygısı vardı. Ama o kaygımın yersiz olduğunu anladım. Elbette ki korona virüs çıkmadan öncesi kadar iş yapamıyoruz. İşlerimiz de yüzde 50 gibi bir düşüş yaşansa da bu günlerde biraz toparlanma aşamasına geçtik diyebilirim. “YAZIN EV YAPIMI LİMONATAMIZ, KIŞIN İSE KUZİNE SOBAMIZ VAR” Biraz işletmenizden bahseder misiniz, hangi hizmetler veriliyor, neler yiyilebilir? Buranın ismi Şekerci Kızın Yeri, biz Kale Mahallesi Doyuran Sokakta havuzun kenarındayız. Korona virüsten dolayı kapalı yerlerde kalmak tehlikelidir. Dolayısıyla daha çok açık alanlar tercih ediliyor. Bizim yerimiz de açık alandır. Her kes burada dilediği şekilde oturabiliyor. Hafta sonları semaverde çay veriyoruz. Kum da kahvemiz var. Müşteri ne istiyorsa onu yapıyoruz. Yoksa da o şeyi yaratmaya çalışıyoruz. Biz de yok demek olmuyor. Serpme kahvaltımız oluyor ve sınırsız çayımız var. Gözlememiz, el yapımı mantımız, tostumuz, soğuk içeceklerimizin hepsi, dondurmamız, ev yemeklerimiz, tatlımız, limonatamız ve kışın salebimiz var. Bütün ürünlerimizi garantili belgeli ve kaliteli yerlerden alıyoruz. Limonatamızı kendimiz yapıyoruz. Diğer ürünlerimizi kendimiz yapıyoruz. Hepsini orijinal tereyağından yapıyoruz. Kristal zeytinyağı kullanıyoruz. Kızarma yaptığımız zaman da fındık yağı kullanıyoruz. Margarin yağı kullanmıyoruz. Kışın burada kuzine soba kuruyoruz. Oraya gelen müşterilerimiz sobanın yanında çay içip kestane patlatıyorlar. Patates patlatıyoruz onlara. Gün yapan kadınlar gelip orada oturuyor. Onlar geldiğinde üst katı onlara ayırıyorum. Ben bile onları rahatsız etmiyorum. Et ürünlerimizi pahalı olsa da yüz yıldır tanınan bir kasaptan alıyoruz. Beğenmediğim hiçbir şeyi müşterime yedirmek istemiyorum. Ben kendim beğenip yiyorsam, müşterim de yiyebilir. Şekerci Kızın Yeri, ismini nereden alıyor, niye bu ismi koydunuz? Ben burayı ilk açtığımda kafe yapmayı düşünmüyordum. Buraya Türkiye’nin dört bir yanından memleketin meşhur şekerlemelerini, lokumlarını getirecektim. Bu niyetle burayı açmıştım. Turistler ülkelerine giderken yöresel ürünleri götürüyorlar ben de bu ürünleri satmak istedim. Şekerci Kızın Yeri buradan geliyor. Sonra buraya geldikten sonra kararımı değiştirdim ve kafe yaptım. İnsanların gelip buranın tadını çıkarmalarını istedim. “KADINLARIN İSTEYİP DE BAŞARAMADIĞI BİR ŞEY YOK” Bir girişimci olarak kadınlara söylemek istediğiniz bir şey var mı? Bence her kadın, yaşlı veya genç her kadın kendi parasını kendi kazanmalı. Bunun çoğuna azına bakmadan kendisi kazanmalı. Bir kadın istediği zaman her şey yapar. Altı yıl öncesine kadar kocasının eline bakan, o ne verirse kabul etme zorunda kalan biriydim. Ama bunun böyle olmadığını fark ettim ve kendi paramı artık kendim kazanıyorum. Bence kadınların isteyip de başaramadığı bir şey yok. Belki birçok kadının ihtiyacı kısıtlıdır, yapamayabilir. Ama kadın isterse yapamayacağı şey yoktur. Şuan burada kendi ürettikleri ürünleri satarak para kazanan birçok kadın var. Bu şekilde hiç kimseye ihtiyaç duymuyorlar. Kadınlar, yeter ki azimli, girişimci ve çalışkan olsunlar. “YAŞAMIN STRESİNDEN KOPMAK İSTEYENLERİN ADRESİYİZ” Buradan müşterilerine ve Ankaralılara neler söylemek istersiniz? Burası turistik bir yer. Yaşanmışlıkların olduğu nostaljik bir yer. Buraya gelen kişiler ruhen dinleniyor. Herkese buraya gelmelerini öneriyorum. Burası, herkesin çok bilmediği huzurlu bir yer. Buradan eskilere gidilebilir, yaşamın ve günün stresinden kopmak isteniliyorsa doğru tercih burasıdır. Bir bardak çay içip eskilere gitmek mümkün. Eskiye, nostaljik anlamda geriye gitmek isteyen herkesi buraya bekliyoruz. 60 liraya iki kişi serpme kahvaltısını, sınırsız çayını içip burada dilediği kadar oturup sohbet edebilir ve nostaljik havanın tadını çıkarabilir. Ankara Büyükşehir Belediyesi burada dört dörtlük çalışıyor. Polisler, güvenlik görevlileri 7/24 saat burada dolaşıyor. Burası için çok güvenli bir bölge değil algısı var. Ama bu algının yanlış olduğunu söyleyebilirim. Burada yaşayan herkes yardımseverdir, kimseden bir kötülük geldiğini 40 yıldır burada yaşayan birisi olarak görmedim. Gece 10-11’e kadar burada çalışıyorum ve güvenli bir şekilde evime dönüyorum. Zaten görevliler 7/24 saat burayla ilgileniyorlar. Her zaman temizlik ve çevre düzenlemesi yapılıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi buraya 2 tane ring verdi. Dileyen kişiler bu ringlere Ulus Heykel’den binip buraya kadar gelebilir. Ringler ücretsiz olarak hizmet veriyor. Biz ikramı çok seven bir milletiz. Gelip ikramlarımızdan da yararlanabilirler. Müşterilerimize müşteri gibi davranmıyoruz. Onlar bizim misafirimiz, komşumuz ve arkadaşlarımızdır. Altındağ bölgesinden korkmadan herkesi buraya davet ediyorum. “KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN DURMASI İÇİN GEREKLİ YASALAR ÇIKARILMALI” Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine yönelik bir şeyler söylemek ister misiniz? Türkiye’de kadınların çoğu eziliyor. Kadın şiddet görüyor, kadın taciz görüyor. Ne kadar kanunlarımız çıkarsa çıksın kadınlarımız ezilmeye devam ediyor. Kadınlarımıza yeteri kadar fırsat verilmiyor. Hatta fırsatı olanlar bile elinden alınıyor ve bu şekilde hayatları bitiyor, sönüyor. Kadınların yapmak istediği şey yaptırılmıyor. Kadınlara ve hayvanlara ülkemizde ciddi bir şiddet olduğunu söyleyebilirim. Her kadın güçlü ve kuvvetlidir. Yeter ki içindeki gücü çıkarsın. Kendilerine olan güveni kazansın. Bir kadının yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Kadınların erkeklerden daha azimli ve güçlü olduğunu düşünüyorum. Hatta daha akıllı olduklarını da belirtebilirim. Fırsat sunulursa yapamayacağımız şey yoktur. Hala eksik birçok kanun var. Ekonomiyi yürüten bizler için hala eksik kanunların olduğunu söyleyebilirim. Bu kanunların bir an önce çıkması ve düzenlenmesi gerekir. Haber: Kadir GÜRHAN Fotoğraf: Eyüp SARİ