Son zamanlarda sıklığı giderek artan inek sütü ve yumurta alerjileri özellikle çocuklarda önemli bir sorun haline gelmeye başladı. Günümüzde neredeyse ortalama her 20 çocuktan birinde inek sütü veya yumurta alerjisi görülüyor. Alerjisi olan çocuklar, büyümeleri için önemli bir protein, mineral ve enerji kaynağı olan süt ve yumurta gibi iki önemli besinden uzaklaşmak durumunda kalsalar da son zamanlarda yapılan çalışmalar gösteriyor ki inek sütü veya yumurta alerjili çocukların 10’da 7’si gibi önemli bir kısmı, direkt olarak bu besinleri tüketemeseler bile fırınlanmış veya fermente edilmiş formlarını alerjik belirti göstermeden tüketebiliyorlar. Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Ebru Arık Yılmaz inek sütü veya yumurtayı özellikle un ve şeker gibi malzemelerle birlikte, belirli bir süre ve sıcaklıkta fırınlamanın bu besinlerin alerjik özelliklerini belirgin olarak azalttığını söyleyen Arık, “Üstelik araştırmalarda bu ürünleri alerjik belirti göstermeden düzenli olarak tüketebilen çocukların besin alerjilerinin, bu ürünleri tüketemeyen çocuklara göre daha çabuk geçtiği görüldü. Ancak bu durumun besin alerjisi olan her çocuk için geçerli olmadığını; bazı çocukların alerjisi azaltılmış ürünlerle bile çok ciddi alerjik belirti gösterebileceğini unutmamak lazım. Bu nedenle, bir çocuğun alerjik özellikleri nispeten azaltılmış fırınlanmış ürünleri alerjik belirti yaşamadan sorunsuz bir şekilde tüketip tüketemeyeceği mutlaka doktor kontrolünde belirlenmelidir” dedi.
Arık sözlerine şöyle devam etti: “Biz çocuk alerji hekimleri olarak, alerjik çocuklara bu ürünleri önermeden önce hangi çocukların bu fırınlanmış ürünleri tüketebileceğini, hangilerinde ise alerjik belirtilere yol açabileceğini belirleyebilmek için birtakım testler yaparız. Bu testler, hem deriden hem de kandan yapılan alerji testleridir. Bu testler sonucunda uygun olan çocuklara fırınlanmış ürünleri hastane şartlarında yakın gözetim altında, çok düşük miktarlardan başlayarak belirli aralıklarla ve giderek artan miktarlarda yediririz. Yedirme işlemi sırasında hemen alerjik belirti olmasa bile en az 2 saat daha ortaya çıkabilecek alerjik belirtiler açısından gözleriz. Bu süre içerisinde alerjik belirti olmadan bu besini tüketebildiğini belirlersek o zaman evde nasıl devam edebileceğini anlatan bir plan veririz. Gelişebilecek alerjik belirtilere hızlı ve etkin müdahale edilebilmesi için bu ürünlerle ilk karşılaşmanın mutlaka besin alerjileri konusunda deneyimli bir çocuk alerji uzmanı gözetiminde yapılması gerekir.”
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Hakkında:
Ülkemizde alerji ve immünoloji alanında kurulan ilk dernek olan Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD), erişkin- çocuk alerji ve klinik immünoloji uzmanlarını bir çatı altında toplamaktadır. Alerji ve Klinik İmmünoloji biliminin ve hizmetinin ülkemizde gelişimine katkı sağlamayı ve alerjik – immünolojik hastalıklar konusunda toplumda farkındalık oluşturulmasını hedefleyen AİD, uluslararası katılımlı kongre ve bilimsel toplantılar gerçekleştirerek branş hekimlerinin ve ilişkili sağlık personelinin en yeni bilgiler ile güncellenmesi sağlanmaktadır. Uluslararası bilimsel kurumlarla (AAAAI, EAACI, SIAF, WAO) iş birliği yapan dernek bu iş birliklerinin ışığında uluslararası kurumların düzenlediği kongre ve kursları ülkemizde başarıyla gerçekleştirmiş, ülkemizi başarıyla temsil ederek biliminin ilerlemesine önemli bir katkı sunmuştur. Yine farkındalık yaratma misyonuyla öne çıkan dernek, üyeleri için bilimsel toplantılara katılımı için maddi destek sağlamakta dernek üyeleri dışında da bedelsiz bir şekilde kurs ve okul şeklinde çeşitli eğitim toplantıları düzenlenmektedir.
Haber Merkezi