Özel Haber: Türkan Çatal Yıldız
Başkent Gençlik Meclisi Başkan Vekili Hilal Gedik gazetemize yaptığı açıklamalarda yaptıklarının yardımlaşma değil dayanışma olduğunu ifade etti. Dayanışma varsa umudun da olduğuna vurgu yapan Gedik, “Dayanışma karşılıklı yapılır ve bir felaket anında ya da güzel bir anda benim de ihtiyacım olabilir” dedi.
Ankara Kent Konseyi’nin Ankara’dan deprem bölgesine 44 tır ve kamyon yardım gönderdiğini belirten Gedik, “İlk etapta kıyafet, gıda, su, kuru bakliyat, konserve ve sadece bunlar değil, bileşenlerimiz sayesinde numaralı ortopedik gözlük bile ulaştırdık. Bölgeye ulaşan yardımları da AFAD yetkililer ve görevlileri ile kolluk kuvvetleri dağıtıyordu. Deprem bölgesinden gelen kişileri Ankara Kent Konseyi’nde ağırlamaya başladık. Şu ana kadar 2 bin 973 aileyi ağırladık yani ortalama 20 bin kişiye ulaştık” dedi.
Başkent Gençlik Meclisi Başkan Vekili Hilal Gedik
Yaşanan büyük deprem sonrası hemen organize olabildiniz mi? Neler yaptınız?
O üzücü haber yaşandığında aynı gün öğleden önce Ankara Kent Konseyi kabul binasında toplantı gerçekleştirdik. Karışıklık ve bilgi kirliliğinin farkındaydık. Birçok teyitsiz bilginin farkındaydık. Her afette olduğu gibi yardım tırlarının hazırlanması gerektiğini biliyorduk. Deprem bölgesinden Ankara ve diğer illere göç olacağını da düşünüyorduk. Gerçeklik algısı ve etkilenen bölgenin büyüklüğü ile orantılı olarak neler yaşayabileceğimizi aslında önceden tahmin ediyorduk. Ve neleri çözebileceğimizin farkındaydık. İlk andan itibaren Ankara Kent Konseyi’nin yönetimi kurulu üyeleri ve danışma kurulu üyeleri onlarda toplanmıştı. Neler yapabiliriz noktasında hem onlarla hem de kendi aramızda gençlerle birlikte görüşme sağlıyorduk. Başkent Gençlik Meclisi’nin örgütlenmesi politikaları arasında yerel yönetime demokratik katılım noktasında 3 bine yakın birleşeni yani paydaşı var. Çarpan etkisi ile beraber biz 32 bin gence ulaşabiliyoruz. Başkent Gençlik Meclisi’nin dijital ortamda örgütlenme şekli açılan sosyal medya hesaplarının yanında WhatsApp gruplarıdır. Bu oluşturduğumuz WhatsApp gruplarına sabahın erken saatlerinden itibaren deprem bölgesinden adresler gelmeye başlamıştı. Biz bu acil durumun farkına varıp, bu duruma yönelik yeni bir WhatsApp grubu oluşturduk. Hali hazırda Ankara’da bulunan gençlerin örgütlenebilmesi için oluşturduğumuz WhatsApp grubunda yardım için bir grup oluşturduk. Çünkü yardım malzemesi gelecek ve tırlara yükleme yapılacaktı. 6 Şubat günü aldığımız hızlı karar ile beraber biz Ankara Kent Konseyi kabul binasını koordinasyon merkezine hem de genç koordinasyon merkezine dönüştürmüş olduk. Yardım için gelen ürünler kategorilere ayrılıp steril bir şekilde tasnifleniyordu. Çok düzgün bir şekilde tasnifleme sistemi geliştirdik. İlk günden itibaren 600 genç arkadaşımız burada hummalı bir şekilde tasnifleme işlemi yaptılar. Ankara Kent Konseyi Kabul Binası’ndaki büyük dört salondan birisi Gençlik Koordinasyon Merkezi haline geldi. Açık veriden gelen bilgiler teyit amaçlı her bir numara tek tek arandı. AFAD ve CİMER’in adres teyit sistemine tek tek işledik. Devletin bütün kurumları ile koordineli bir şekilde çalıştık. Eğer böyle yapmasaydık kaosun büyük bir parçası olurduk.
Gönderdiğiniz yardım tırlarının deprem bölgesine eriştiğinden haberdar olabildiniz mi?
Tır şoförleri ile Ankara Kent Konseyi yönetimi irtibat halindeydi. Tırlarımız oraya ulaştığında video ve fotoğraflarla bize gösteriyorlardı. Nokta atışı yerlere yardımlarımızı gönderiyorduk. Türkiye Kent Konseyleri Birliği var ve Ankara Genel Sekreterliği’ni yürütüyordu. Ankara Kent Konseyi, Gaziantep Kent Konseyi ile irtibat halinde olup nokta atışı yapabilmek için hem valilik hem de devlet kademeleri ile görüşme halindeydi. O yüzden nokta atışı yapabiliyorduk. Kötü şeyler yaşıyor olsak da içimizi ısıtacak hikayelere de şahit olduk. Tasnifleme yapılırken masa masa çalışılıyordu. Çorap atkı masasında tasnifleme yapan arkadaşlarımız, gönderdikleri kutuların içine kendi cep numaralarını yazıp, çok güzel notlar bıraktılar. Yardım kolileri bölgeye ulaştığında bizleri arıyorlardı. WhatsApp’tan teşekkür mesajları arkadaşlarımıza geliyordu. Şunu da söylemek gerekirse aslında bu bir yardımlaşma değil, bu bir dayanışmadır. Bu dayanışma karşılıklı yapılır ve bugün benim de ihtiyacım olabilir. Bir felaket anında ya da güzel bir anda da olabilir. Sivil toplum örgütleri böyle bir şey değil, biz bunu dayanışma ile yapıyoruz. Ankara Kent Konseyi’nde bileşen olarak bulunan dernek ve vakıflar, Gençlik Meclisi paydaşları depremin yaşandığı ilk andan itibaren bir gönüllülük değil, zorunluluk olduğunun bilincinde hareket ettiler. O yüzden biz orta alanda yürümekte zorluk, uzun zincirler oluşturabiliyorduk. Artık insandan koli taşıyamayacak duruma geldiğimizde ‘lütfen yoruldunuz, dinlenin, evinize gidebilirsiniz çünkü yarın ülkenin size ihtiyacı var’ diyorduk. Umut var ise bu dayanışmadan çıkacak bir durumdur.
Deprem bölgelerindeki eksiklerini nasıl tespit ettiniz? Koordinasyonu nasıl sağladınız?
Afetin yaşandığı ilk gün Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz bölgeye doğru yola çıktı. Hemen hemen bütün illeri gezdi ve alandaki acil ihtiyaçları bize kent konseyine iletti. Ona göre buradan bir aksiyon alınıyordu. Başkent Gençlik Meclisi Başkanı Halil Ecer de Adıyaman ve Kahramanmaraş gibi illerimizde alanda bulundu. Aynı şekilde ihtiyaçları o da iletti. Şu dakikadan itibaren tam hız devam edeceğiz. Ama Hatay’ın durumundan hepimiz endişeliyiz. Hatay, şu dakikadan sonra bütün ülkenin şahsi meselesidir. Gençlik Meclisi’nin paydaşı olan arkadaşlarımızdan da bölgeye giden veya ailesi afet bölgesinde olan arkadaşlarımız yardıma gitti. Bu arkadaşlarımız da bölgedeki durumu bize bildirdiler. Nerede ne ihtiyacı var ise yine AFAD sistemine yükledik. Buradan gönderdiğimiz yardımları ve ihtiyaçları da Valilik, belediye ve bürokratlara iletiyorduk. Kalabalık bir kitle olmanın bize çok faydası oldu.
Sizin aracılığınızla Ankara’dan deprem bölgelerine ne kadar yardım gitti?
Ankara’dan deprem bölgesine 44 tır ve kamyon yardımı gitti. İlk etapta kıyafet, gıda, su, kuru bakliyat, konserve ve sadece bunlar değil, bileşenlerimiz sayesinde numaralı ortopedik gözlük bile ulaştırdık. Kesinlikle battaniye, ısıtıcı, pil, powerbank, mum, çakmak bunlar çok önemli ürünlerdi. Çok fazla kalem ürün mevcuttu. Çölyak hastaları için glutensiz gıdaya varana kadar her şeyi gönderdik. Bölgeye ulaşan yardımları da AFAD yetkililer ve görevlileri ile kolluk kuvvetleri dağıtıyordu. Deprem bölgesinden gelen kişileri Ankara Kent Konseyi’nde ağırlamaya başladık. Bu bir pilot uygulamadır ve birçok yerde de örnek alınarak uygulanmaya başladı. Şu ana kadar 2 bin 973 aileyi ağırladık yani ortalama 20 bin kişiye ulaştık. Ankara Kent Konseyi Sergi Salonu’nda sıfır kıyafet mağazası oluşturduk. Özellikle çocukların kıyafetlerinin sıfır olmasına dikkat ediyoruz. İçeri girdiğiniz ilk andan itibaren çocuk bezinden ıslak mendile, kitaptan kıyafete kadar birçok ürünü bulabileceği bir mağaza oluşturduk. Ankara Büyükşehir Belediyesi bizim uyguladığımız bu pilot uygulamayı Altınpark ANFA Fuar Alanında büyütülmüş haliyle uygulamaya başladı. Tabii ki de biz bu uygulamayı bırakmadık devam ediyoruz. Çocuklara yönelik ilk girdiklerinde kum havuzu, oyun alanı, boyama alanı var. Çünkü burayı bekleme alanında çocukların vakit geçirmesi için oluşturduk. Ankara Sanat Merkezi’nden gelen genç arkadaşlar ve yönetmen Bülent Durmaz ile Ankara’ya gelen çocuklar için balonlar, oyuncaklar, Karagöz Hacivat oyunu ve bunun gibi birçok etkinlik yaptık. Onlara ve ailelere biraz da olsa moral vermiş olduk. Açıkçası tüm imkanlarımızı seferber ettik.
Depremzedeler için hedefte başka uygulamalarınız var mı?
Buraya birçok arkadaşımız geldi ve her birinin mesleği ya da ilgilendiği alan farklı. Arkadaşlarımız içerisinde psikoloji ve PDR okuyan birçok kişi vardı. O ilk günlerde biz de neyin içerisinde olduğumuzu bilmiyoruz, zorlanıyoruz. Aslında bizlerin de psikolojisi iyi değil, post travma yaşıyoruz. Deprem bölgesinden gelen bir kişiye nasıl davranılması gerektiği ile ilgili psikoloji okuyan arkadaşlarımız, burada çalışan arkadaşlarımıza ikinci gün kısa bir eğitim verdi ve çocuklara, aileye, bireylere, gençlere nasıl davranılması gerektiğine yönelik bir eğitim aldık. Aslında her gün bunu biraz tekrarlamaya çalıştık. Bu da bir pilot uygulama. Bu pilot uygulamayı şuna dönüştürmek için bir aksiyon aldık: psikolog ekibimiz deprem bölgesinden gelen ve okullara kayıt yaptıran çocuklarımıza akranlarının ve öğretmenlerinin nasıl davranması gerektiği ile ilgili ya da kültürel farklılıklardan kaynaklanan durumlara yönelik farkları ortadan kaldıracak bir video eğitim paketi oluşturup bunu öğretmenlerimizle paylaşmak istiyoruz. Şu an arkadaşlarımız projenin hazırlığı aşamasında. Bu durumu tabii ki Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak yürütülen bir proje haline getirirsek daha sağlıklı olacaktır. İkinci adım olarak İl Milli Eğitim Müdürlükleri veya Gençlik ve Spor Bakanlığı ile görüşmek olacaktır.
Deprem bölgelerinden Ankara’ya göç oldu ve almaya devam ediyor. Bununla ilgili planlarınız neler?
Ankara Kent Konseyi aslında öncelik olarak Ankara’ya odaklanmış durumda çünkü Ankara en çok göç alan illerden biri. Ankara Kent Konseyi’nin bin 800 bileşeni var. Bünyesinde yaptığı çalışmalara ay sonuna kadar devam edecek. Bundan sonrası için ne olacağı konuşulur. Asli görevi kesinlikle devlet kurumlarının yapması gerektiği göreve el atmak değil örnek uygulama olmak. Örneğin uygulamamız başarılı olduğu için Altınpark’ta ANFA uygulamaya başladı.
Ankara’da bölgeden gelen kişilere konaklama ihtiyaçlarına yönelik de bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. O bölgeden buraya gelen kişilerin belediyenin alanları, oteller, devre mülkler veya evini açmak isteyen kişiler ile aracı olduk ve 2 bin küsur kişinin barınma ihtiyacını karşıladık. Afet süresince AFAD sistemine girilen adres sayısı 7 bin 725. Yanlış bilgi teyitleme ise 3 bin 480. Bunun gibi elimizde birçok veri oluştu. Bir de burada çalışın genç arkadaşlarımız dayanışma içerisinde olduklarından dolayı kendilerini hiçbir zaman düşünmediler ama onları düşünen birileri vardı. Birçok yerden ve belediyeden arkadaşlarımızın aç kalmaması için yemekler geldi. Ben bunu gördüğümde ‘olduk’ dedim.