Düşük ayak sendromunun, bireylerin günlük yaşamlarını olumsuz etkileyen ve yürüyüş fonksiyonlarını kısıtlayan bir durum olduğunu belirten Fizyoterapist Berkay Eren, "Genellikle peroneal sinirin hasarıyla ortaya çıkan bu rahatsızlık, ayak bileğini yukarı kaldıran kasların zayıflaması veya fonksiyonunu kaybetmesiyle kendini gösterir" dedi.
Medical Park Ordu Hastanesi’nden Fizyoterapist Berkay Eren, düşük ayak sendromunun nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler paylaştı. Düşük ayağın, tek başına bir hastalık olmadığını, altta yatan bir sağlık sorununun belirtisi olduğunu söyleyen Eren, "Sinir hasarları, nörolojik hastalıklar, diyabet, bel fıtığı, travmalar veya cerrahi komplikasyonlar bu duruma neden olabilir" diye konuştu.
"Ayağı yukarı kaldırma zorlanma"
Düşük ayak sendromunda ayak bileğini yukarı kaldırmada zorlanma, yürürken ayağın yerde sürüklenmesi, denge kaybı, tökezleme ve düşme, merdiven çıkma ve yokuş inmede zorluk, bacak kaslarında güçsüzlük ve ağrının bu hastalıktaki en çok görülen belirtiler olduğunu belirterek, doğru tanı ve etkili tedavinin son derece önemli olduğunu kaydetti. Düşük ayak teşhisi için hastanın tıbbi geçmişi, fiziksel ve nörolojik muayeneler, EMG (elektromiyografi), MR ve kan testleri gibi detaylı incelemeler yapılması gerektiğini belirten Berkay Eren, erken teşhisin önemine de dikkat çekti.
Tedavi yöntemleri neler?
Düşük ayak sendromunun tedavisinin, altta yatan nedene göre belirlendiğini söyleyen Fizyoterapist Berkay Eren, uygulanan tedavi yöntemlerini şu şekilde sıraladı:
"Fizik tedavi ve rehabilitasyon: Kas kuvvetlendirme egzersizleri, elektroterapi, denge ve koordinasyon çalışmaları, yürüme eğitimleri.
Ortez kullanımı: Ayağı destekleyerek hareketi kolaylaştıran AFO (Ayak Bileği Ortezi) gibi yardımcı cihazlar.
Cerrahi yöntemler: Sinir onarımı, tendon nakli ve ayak kemiklerini desteklemeye yönelik cerrahiler."
"Erken müdahale önemli"
Düşük ayak sendromunun ihmal edilmesinin zamanla kas zayıflığının artmasına, yürüme bozukluklarının kalıcı hale gelmesine ve bireyin bağımsız hareket kabiliyetinin kısıtlanmasına neden olabileceğinin altını çizen Eren, "Özellikle günlük aktivitelerde zorlanma, düşme riski ve eklem deformiteleri gibi komplikasyonlar, yaşam kalitesini ciddi şekilde olumsuz etkileyebilir. Unutulmamalıdır ki, düşük ayak sendromu doğru müdahaleyle yönetilebilir bir durumdur. Uzman ekip tarafından uygulanan bireysel tedavi yaklaşımlarıyla hastalar, sağlam adımlarla hayata devam edebilir. Daha sağlıklı bir gelecek için, düşük ayak belirtilerini göz ardı etmeyin ve erken teşhis için bir uzmana başvurun" şeklinde konuştu.