“Emekliler yaşamıyor, sürünüyor”

Özel Haber: Türkan Çatal Yıldız Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) açlık sını...

Abone Ol

Özel Haber: Türkan Çatal Yıldız

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) açlık sınırını 7 bin 245 TL, yoksulluk sınırını ise 23 bin 600 TL olarak açıkladı. En düşük emekli maaşı açlık sınırının altında kalırken, gazetemize konuşan emekliler aldıkları maaş ile geçinemediklerini belirtti. Tüm Emekliler Dayanışma Ağı (TEDA) Merkez Temsilciler Kurulu üyeleri Feyzi Coşkun ve İbrahim Acun yaptıkları açıklamalarda “Emekliler yaşamıyor, sürünüyor” ifadelerini kullandı. 

Enflasyon oranında yaşanan yükseliş tüm kesimi olumsuz etkilerken emekliler de payına düşeni aldı. En düşük emekli maaşının 3 bin 500 olduğunu ifade eden emekliler bu maaş ile geçinmenin mümkün olmadığına dikkat çekti. Sosyal medya üzerinden emeklileri bir araya getirmeyi hedeflediklerini ifade eden Tüm Emekliler Dayanışma Ağı (TEDA) Merkez Temsilciler Kurulu üyeleri Feyzi Coşkun ve İbrahim Acun emekliler için intibak yasasının çıkarılması gerektiğine vurgu yaptı. Gazetemize konuşan emekliler aynı zamanda en düşük emekli maaşının 15 bin olması gerektiğini de söyledi. 

“EMEKLİLERİN NEREDEYSE TAMAMINA YAKINI AÇLIK SINIRININ ALTINDA”

2022 yılı emekliler için nasıl geçiyor? Emekliler geçinebiliyorlar mı? 

Feyzi Coşkun: Emeklilerin nasıl geçindiklerini anlamak için çöp bidonlarının yanına gitmek, pazarlardan kalan artıkları akşamları kimlerin toplandığına bakmak lazım.  Yakın zamanda Türk – İş’in açıkladığı rapora göre açlık sınırı 7 bin 245 TL. Bu sınıra göre emeklilerin neredeyse tamamına yakını açlık sınırının altında yaşıyor artık. Maaşın büyük miktarı yetmese de beslenmeye ayrıldığı için emekliler sağlık, kültür sanat gibi etkinlikler için para ayıramıyor. Emeklilerin büyük çoğunluğu artık kapalı bir yaşam içerisinde yaşıyor. Bir emekli evinden çıkıp bir kahvehaneye gidecek olsa orada çay içmeden vakit geçirmek istiyor, çünkü çoğu zaman o çay parasını dahi ödeyemeyecek durumda. Bu da toplumsal ilişkilerinin büyük ölçüde sınırlandırıldığı anlamına geliyor ve bu yaşam biçimi çok insani bir şey değil. 

İbrahim Acun: Emekliler yaşamıyor, sürünüyor. Tanıdığım birçok emekli gerçek anlamda aç ve her şeye muhtaç durumda. Belki büyük kentlere gelmiş olan emekli kesimi yeniden kendi köyüne dönmek mecburiyetinde kalabilir ve böyle bir geri dönüşün başladığını da duyuyoruz, okuyoruz. Türkiye potansiyeli Türkiye nüfusunun iki katından fazlasını dahi besleyebilecek durumda. Fakat asıl sıkıntı üretileni paylaşma noktasında başlıyor. Bundan dolayı emekliler de şu an çok zor zor şartlarda hayatlarını sürdürmeye çalışıyor.

İbrahim Acun

“KIŞ ÇETİN GEÇECEK”

Kış mevsimi emekliler için nasıl geçecek? 

İbrahim Acun: Kış mevsimi emekliler için çok çetin geçecek. Elektriğe, doğalgaza yapılan zamlar emeklileri çok zorlayacak. Bunun dışında soba, kömür fiyatları bile aldı başını gitti. Emekli maaşı ile bunları karşılamak bile çok zor olacak. Bu kış kara kıştan beter olacak.

Feyzi Coşkun: Emekliler bu kış kalın giyinmek, yorgana-battaniyeye sarılmak gibi yöntemler bulmak durumunda kalacak. Bu koşulları anlatmak da bizim gücümüze gidiyor. İnsanlar bu kadar zorluklara itilmemeli diye düşünüyorum. Şimdiden emekliler doğalgaz, elektrik, su faturalarını nasıl ödeyeceklerini düşünüyorlar. Bunun yanında tabi yeme, içme gibi daha bir dolu ihtiyaç söz konusu. Herkes için çok zor bir kış olacak gibi gözüküyor. 

“EMEKLİLER ARTIK ÇOCUKLARINA DA BAKIYOR”

Pandemi emeklileri nasıl etkiledi? 

Feyzi Coşkun: Pandeminin sonuçlarından biri de emekliler torunlarına harçlık vermenin ötesinde çocuklarını ve torunlarını da besler hale geldi. Neredeyse aileler birleşerek büyük aile haline dönüştü ve emeklilerin yükü arttı. Emekliler gezip tozmaları gereken bir vakitte ek iş aramaya ya da parça işler yapmaya başladı. Çünkü emeklilerin birçoğu birden fazla aileye bakmaya başladı. Belki de gençliklerinde çekmedikleri sıkıntıları çeker hale geldiler. Bunu karamsarlık pompalamak adına değil gördüğüm gerçekliği anlatmaya çalışıyorum. Bu noktada yapılacak şey ise 14 milyona yakın emeklinin bir araya gelerek sıkıntılarını hep bir ağızdan söylemesi olacaktır. Emekliler aileleri ile birlikte 25 milyon seçmen demektir ve sorunlarının çözülmemesi durumunda seçim sonuçlarını dahi etkileyebilecek sayıdalar. Biz de emeklilerin yaşadığı sorunları anlatmak ve çözüm önerileri geliştirmek adına Tüm Emekliler Dayanışma Ağı’nı (TEDA) kurduk, sosyal medya üzerinden faaliyet gösteriyoruz ve son süreçte 300 bine yakın kişiden oluşuyoruz. 

İbrahim Acun: Yabancı ülkelerin emeklileri bizim ülkemiz de dahil dünyayı geziyorlar, ömürlerinin son zamanlarını eğlence ile geçiriyorlar. Ama bizim emeklilerimiz hayalini bile kuramıyorlar, geçinmenin derdindeler. Bu sorunun çözümü yok değil, çözümü var. Çözüm emeklilerin örgütlenmesi, bilinçlenmesi, bir araya gelmesi ve sorunlarını daha yüksek ve etkili bir sesle sorunlarını çözecek kişilere aktarmasından geçiyor. TEDA olarak biz de elimizden geldiğince sesimizi çıkarmaya çalışıyoruz. Daha özgür çalışabilmek adına da ağ olarak örgütlendik ve sosyal medyanın gücünü keşfederek faaliyet alanımızı oraya taşıdık. 

Feyzi Coşkun

“EMEKLİ MAAŞI EN AZ 15 BİN OLMALI”

Peki emeklilerin sorunlarını çözmek için neler yapılabilir?    

İbrahim Acun: Öncelikle emeklilerin geçinebilmesi için bağlanan en az emekli maaşı açlık sınırının çok üstünde olmalı. En az emekli maaşı 10 ila 15 bin olmalı, 10 binin altı emekliler için bir yıkımdır. Bahsettiğim rakam ise sadece temel ihtiyaçları karşılamaya dahi anca yetecektir. İnsanca yaşamayı da hesaba katacak olursak emekli maaşının en az 20 bin civarında olması gerekir. Ben ülkemizin kaynaklarının buna uygun olduğunu düşünüyorum.

Feyzi Coşkun: Türkiye’de dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir bozuklukta vergi politikası uygulanıyor. Aylık geliri karnını doyurmaya yetmeyen insanlarla milyarlık holding sahibi insanlar dolaylı vergiler üzerinden aynı oranda vergi ödüyor. Dolayısıyla emekçiler ve emekliler en çok vergi ödeyenler oluyor. Diğer bir konu da kayıt dışı ekonomi bir kangren artık. Bu ise SGK’nın prim tahsilatını düşüren ama başka biçimlerde prim ödeyemeyen kayıt dışı insanlar SGK’nın hakkından yararlanmasına neden oluyor. Bu kez de karşılıksız yararlanma yöntemi kullanıldığından SGK’nın kaynakları azaltılıyor. Yani emekliler sadece ücret yetersizliği ile sorun yaşamıyorlar. Hizmet alması gereken kurumdan da yeterli desteği alamıyor, örneğin emekliler hala katkı payı ödüyor. Açlık sınırının çok altında olan gelirleriyle geçinmeleri daha da zorlaşıyor. Bunun için Türkiye’de insanca yaşam standardı belirlenmelidir. Emekliler de böyle bir çerçevenin içinde sorunlarını çözmeye olanak bulacaklardır.

İbrahim Acun: TEDA olarak biz geniş bir yelpazede bütün emeklileri kapsıyoruz. Biz de emeklilerin sorunlarını bu anlamda iktidar partisi gibi karar verici organlara TEDA aracılığıyla iletmek istiyoruz. Devlet kendi vatandaşını açlığa mahkum etmemeli. Devletimiz mültecilere bakılabiliyorsa emeklilere de haklarını vermelidir. Tüm bunları çözecek şey de bir intibak yasasının uygulanmaya konulması ile olacaktır. Şunu da demek gerekir ki her şeye rağmen yine de umutlarımız var.