Emlakçı Canbulat: Kurdaki oynama mağdur ediyor
Haber: Kadir GÜRHAN Son zamanlarda artan konut fiyatları ve döviz kurundaki oynama ev sahiplerini de harekete geçirdi. Çok sayıda ev sahibi konut fiyatlarının artacağını düşünerek...
Haber: Kadir GÜRHAN
Son zamanlarda artan konut fiyatları ve döviz kurundaki oynama ev sahiplerini de harekete geçirdi. Çok sayıda ev sahibi konut fiyatlarının artacağını düşünerek satış işlemlerinde, ya fiyat arttırıyor ya da satıştan vazgeçiyor. Demirlibahçe’de yıllardır emlak sektörü ile uğraşan Emlakçı Mesut Canbulat döviz kurlarında yaşanan oynamanın müşterileri mağdur ettiğini söyledi.
180 Bin TL’ye satışa çıkardıkları daireyi birkaç gün içinde 190 Bin TL artı masraf ile müşteriye satamadıklarını belirten Canbulat, son dönemlerde döviz kurlarında yaşanan dalgalanmaların bu tarz sorunlara neden olduğunu ifade etti. İnşaat malzemelerinin maliyetlerinde yaşanan artıştan kaynaklı konut fiyatlarının da arttığını kaydeden Canbulat, “Çimento, demir ve çelik fiyatına gelen zamlar inşat sektörünü durma noktasına getirdi. Yeni inşaatlar yapılmayınca olana da talep arttı. Kiralık ev bulunmadığı için olan evler de pahalıya kiraya veriliyor” diye konuştu.
Ev almak için birkaç gündür Uğur Emlak’a gelip gittiğini söyleyen vatandaş Murat Aksoy ise, mağdur oluğunu dile getirdi. Aksoy, “Almak istediğim daire 1 ay önce 180 Bin TL’ye satılacakmış. Biz talip olduğumuz gibi 190 Bin TL’ye çıkardılar. Ona da tamam dedik şimdi de haber bekleyin diyorlar. Bize bahane uyduruyorlar. Dolar arttı ev de artıyor diyorlar. O zaman biz dolarla yaşayalım. Anlık bir mesele hepsi. Kur çok onadığı için, dolar da yükseldiği için 15 dakika da bir fiyat değişiyor. Bu durum biz müşterileri çok mağdur ediyor” dedi.
“DÜN 180 BİN OLAN DAİREYE ŞU AN 190 BİN VERİYORUZ YİNE KABUL ETMİYORLAR”
Canbulat, “Konut fiyatlarındaki artışın nedenlerinden bir tanesi imalatın pahalı olması, demir çelik ve çimentoya gelen zamdan dolayı müteahhit sektörünün bitmesidir. Yapılan konut az olduğu için, aza sayıda konut yapıldığı için fiyatlar yüksek. Olan talep de dolara kaydığı için, sektöre yönelen yok. Birçok bahane ile insanlar ellerindeki malı en pahalıya satmak istiyorlar. Şu anda burada bulunan misafirlerimiz 180 bine satmak için uğraştığımız daireyi, 190 bin artı masrafları kendi katlanmak üzere teklif ediyoruz ama kabul eden yok. Daha dün 180 bin olan daireye şu an 190 bin veriyoruz yine kabul etmiyorlar. Amcama, dayıma, eşime sorayım bahaneleri ile oyalıyorlar. Anlık fiyat artışları yapılıyor. Bunun tek sebebi ise doların fiyatının artmasıdır. Hepsi dolar ile alaka kuruyorlar. Dolar arttığı için dairenin fiyatı da her geçen gün artıyor. İnşaat sektörü lokomotif sektördür. Birçok insan bu sektörde para kazanıyor. Kalıpçısı, boyacısı, duvarcısı, tesisatçısı, sıvacısı ve fayansçı olmak üzere. İnşaat durunca hayat duruyor. Emlak sektörü duruyor, işçi eve ekmek götüremiyor. Ev fiyatlarına zam geliyor ve ev bulunmuyor. Burada müteahhit sektörü bitince herkes köyüne gitti. Çünkü inşaat sektöründe kullanılan malzemeler çok pahalı. Talep çok, arz ise olmayınca fiyat uçuyor” dedi.
“UCUZ TUTULAN DAİREMİZ YOK, HEPSİ PAHALIYA TUTULDU”
‘Benim kiralık ya da satılık panom dairelerle kaynıyordu’ diyen Canbulat, “Şuan elimde birkaç daire var. Kiralık daire zaten yok. Olan daireler ise satılık. Üniversitelerin yüz yüze eğitime başlaması ile kiralık daire sıkıntısı daha çok çoğaldı. Çünkü elimizde olan dairelerde öğrenciler tarafından alındı. Ucuz tutulan dairemiz yok, hepsi pahalıya tutuldu. Daha önce kiraya verdiğimiz dairelerin sahibi şimdi kiraya verdiğimiz dairelerin kiralarının yüksek olduğunu görünce şikayet etmeye başladılar. Bir araya gelen öğrenciler var olan evleri de kiraya veriyor. Geçen hafta Cebeci’de 2000 TL’ye kiralık daire verdim. Pazarlık bile edilmedi, ihtiyacı var. Daire olmayınca insanlar bulduğu daireyi fiyat yüksekliğine bakmadan tutuyor. Çünkü çocuğunu barındıracak yeri yok. İnsanlar bu ortamda çok kararsız. Herkes Dolardan, Eurodan ve piyasadan bir şeyler bekliyor. Acaba satarsam zarar edebilir miyim bilinci oluşmuş. Kulaktan dolma bilgilerle insanların hareket ettiğini görüyoruz” şeklinde konuştu.
“DEMİRLİBAHÇE’DE YÜZDE 70’E VARAN YABANCI, YÜZDE 30’A VARAN YERLİ VE YAŞLI NÜFUS VAR”
Demirlibahçe’ye yabancı nüfusun akın ettiğini dile getiren Canbulat, “Şu an Demirlibahçe’de yüzde 70’e varan yabancı nüfus ve yüzde 30’a varan yerli ve yaşlı nüfus var. Yabancıların kendi alışveriş yerleri var. Kasabı, kuyumcusu, berberi, fırını, marketi, giyim mağazası ve fotoğrafçısı ayrıdır. Buranın yerli esnafı bitik durumdadır. Çünkü onlardan alışveriş yapan yok. Şu an burada sadece emlakçıları yok. Emlakçılığı da biz idare ediyoruz. Afrika ve Ortadoğu kökenli her milletten adam var. Hepsinin alışkanlığı ve kültürü farklıdır. Ürünü yere dökerek işportacılık yaparsan alışveriş yaparlar. Diğer türlü mağazaya girerek alışveriş yapmazlar. Demirlibahçe’ye kentsel dönüşüm olabilir ama bu da şu an imkansız gözüküyor. Çünkü mağdur olabilecek birçok vatandaş var” diye konuştu.
“DEMİRLİBAHÇE ÖĞRENCİ KENTİ OLMAKTAN ÇOKTAN ÇIKMIŞ DURUMDA”
Koronavirüsün her sektörü etkilediği gibi kendilerini de olumsuz etkilediğini söyleyen Canbulat, “Biz de koronavirüs mağduruyuz. Örneğin üç kişiyi birlikte içeriye almıyorum. Bir aile olduğunda ikinci aileyi içeriye almıyoruz. Kiracı ya da alıcıya ev göstermeye gittiğimizde iki kişiden fazla kişiyi arabama almıyorum. Çünkü ne kendimi ne de başkasına sebebiyet vermek istemiyorum. Şu an Demirlibahçe’de 10 yıl önceki öğrenci kitlesinin ancak yüzde onunu bulabilirsiniz. Yüzde onluk kesimin burayı tercih etmesi ise okulların yakınlığı ile ilgilidir. Buranın öğrenci nüfusu bitti. Öğrencinin bitmesi ile esnafın ekonomisi de bitti. Çünkü buradaki esnafı ayakta tutan öğrencilerdi. Demirlibahçe öğrenci kenti olmaktan çoktan çıkmış durumda. Demirlibahçe şu an yabancıların kenti oldu. Zaten 3 bin TL’ye çalışan bir aile gelip Demirlibahçe’de 1000 TL’ye kirada kalamaz. Demirlibahçe artık eskidi ve tercih sebebi değildir. Binalar eskidi, mantolama ile güzelleştiriyorlar ama bina yeni değil. Sadece yeni gibi gözüküyor. Bir dairenin içini yaptırmak en az 50 bin TL. Kim bu parayı verip yapabilir ki?” açıklamasında bulundu.
“YABANCILARDAN DOLAYI NÜFUSUN ÇOĞUNU TANIMIYORUZ”
Demirlibahçe’deki nüfus buradan gitmeyince hiçbir şey yapılamaz diyen Canbulat konuşmasına şu şekilde devam etti: “Yardımlar kesilmesin diye, burada oturan kişiler 7 senedir oturuyor. Aynı binada 5 numaradan 6 numaraya geçtikleri zaman yardımları kesiliyor. Bu yüzden yer değiştirmiyorlar. 7 senedir oturulan bir evin içine en kötü 60 bin para harcanması gerekir. Buradaki durum bundan ibaret. Demirlibahçe’nin tek bir özelliği kaldı; o da metroya yakın olmasıdır. Hasteneye yakın olmasını da unutmayalım tabi. Burası lokal bir mahalleydi. Burada kasaba havası vardı. Herkes birbirini tandırdı. Bana, ‘sokağa çıkma seni muhtar seçeriz’ derlerdi. Şimdi ise dönüp bakıyorum nüfusun yüzde ellisini tanımıyorum. Eskiden kim kimin kızı, gelini ya da oğlu hepsini bilirdim. Hepsini tek tek, hane hane tanırdım. Şimdi yabancılardan dolayı kimseyi tanımıyoruz. Pazarlarımızın hepsi yabancılarla doludur. Onlar manava giderek meyve ya da sebze almazlar. Onların bir lirası bile Türk esnafının cebine girmiyor. Türk esnafı da bu şekilde iş yapamıyor.”
“15 dakika da bir fiyat değişiyor”
Vatandaş Murat AKSOY: Yaklaşık 20 yıldır Demirlibahçe’deyim. Burası çok eski bir mahalledir. Buranın yüzde 70’i yabancılarla dolu. Çocuklarımız korkudan çıkamaz oldu. Çünkü kalabalık bir şekilde yolun ortasında duruyorlar. Birbirleriyle ya da bizlerle kavga ettiklerinde normalde sınır dışı edilmeleri gerekir. Çünkü hem kendilerine hem de bize zarar veriyorlar. Ama sınır dışı edilmiyorlar. Bir alıcı olarak buradayım. Şu an almak istediğim daire 1 ay önce 180 Bin TL’ye satılacakmış. Biz talip olduğumuz gibi 190 Bin TL’ye çıkardılar. Ona da tamam dedik şimdi de haber bekleyin diyorlar. Bize bahane uyduruyorlar. Dolar arttı ev de artıyor diyorlar. O zaman biz dolarla yaşayalım. Anlık bir mesele hepsi. Kur çok onadığı için, dolar da yükseldiği için 15 dakika da bir fiyat değişiyor. Bu durum biz müşterileri çok mağdur ediyor. Her şeyimizi ona göre ayarlıyoruz. Emekliyiz, fazla bir gelirimiz olmadığı için helal para ile başımızı sokacak bir ev almaya çalışıyoruz. Fakat gördüğümüz şey kendi paramızın geçersiz olmasıdır. Buna çok üzülüyoruz.