Ulucanlar Yarı Açık Cezaevi Sanat Sokağı, her biri kendi alanında uzman pek çok sanatçıya ev sahipliği yapıyor. Bunlardan biri de, deri ustası Hakan Abakay. Hem başarılı bir milli sporcu hem de yetenekli bir sanatçı olan Abakay, engelli olmanın hiçbir engel yaratmadığını kanıtlıyor. Hayatına yön veren bu olumlu bakış açısını ve başarı hikayesini, Ulucanlar Sanat Sokağı'ndaki atölyesinde vatandaşlarla paylaşıyor.
“ULUCANLAR SANAT SOKAĞI’NDA OLMAKTAN ÇOK MUTLUYUM”
Birkaç yıl önce Ulucanlar Yarı Açık Cezaevi Sanat Sokağı’na gezmeye gelen Abakay, buraya o kadar hayran kalmış ki, hep burada bir atölyesinin olmasını hayal etmiş. O zamandan bu zamana hep bir fırsatını arayan Abakay “Burada gezerken çok etkilenmiştim. Benim de keşke burada bir atölyem olsa demiştim. O zamanlar Halk Eğitim aracılığıyla deri sanatçılığı eğitimi alıyordum. Daha usta değildim, ama olmayı çok istiyordum. Sonra Altındağ Belediyesi ile yolumuz kesişti, burada bir atölye talep ettim. Bana çok yardımcı oldular. Benim de bu güzel mekanda bir atölyem oldu. Neye ihtiyacım olduysa, belediye yetkilileri bana çok yardımcı oldu. Hayatımı kolaylaştırmak için ellerinden geleni yaptılar. Burada olmak çok güzel bir his… Bu atölyede olmaktan çok mutluyum. Benim için büyük nimet… Kendi çalışmalarımı yürütüyorum. 2 öğrencim var, onlara kendi sanatımı öğretiyorum. Ziyaretçilerimle mutlu oluyorum. Bize bu imkanları sağladığı için Altındağ Belediyesi’ne ve Başkanımız Dr. Veysel Tiryaki’ye çok teşekkür ederim” diyor.
“BEN HAYATIN İÇİNDE OLMAZSAM, HAYAT BENİ İÇİNE KABUL ETMEZ…”
Esas engelin insanların bakış açısında olduğunu vurgulayan Abakay, mutlu ve sıradan bir çocukken engelli bir bireye dönüşme hikayesini ise şu sözlerle anlatıyor:
“10 yaşından beri engelliyim. Iğdır’da 2 manda ve 1 tarla sahibi olan bir ailenin çocuğuyum. Biraz yaramaz bir çocuktum. Mandalarımıza ben bakıyordum. Bir gün hayvanları otlatmaya götürdüm. Söğüt ağacına tırmandım orada… Ağacın dalı kırılınca ben belimin üzerine düştüm ve belim kırıldı. O günden sonra engelli bir birey olarak yaşamıma devam ediyorum. Yani her insan bir engelli adayıdır derken, çok doğru söyleniyor aslında… Bu kaza herkesin başına gelebilir ve bir gün herkes engelli olabilir. Benim farkım, benim hiç kendimi eve kapatmamış olmam… Çünkü ben hayatın içinde olmazsam, hayat beni içine kabul etmez. O nedenle hiç durmuyorum. Havalı tüfek atma sporunda defalarca Türkiye ve dünya şampiyonu olmuş milli paralimpik sporcuyum. 4 sene deri kursuna gittim, bu alanda usta oldum, şimdi kendi öğrencilerimi yetiştiriyorum. Evliyim, eşim de bedensel engelli. O da el sanatları öğretmeni. Birlikte çalışıyoruz. Devletimizin bize sağladığı imkanlar sayesinde her işimizi gördük, hayallerimizin çoğunu gerçekleştirdik. Şu anda Altındağ’da Örnek Mahallesi’nde ikamet ediyoruz, Altındağ Belediyesi imkanlarıyla da buradayız.”
Görev ve sorumluluklarına gösterdiği özen, güler yüzü ve hayata bağlılığı ile dikkatleri çeken Abakay, “Bana göre; hayat bana bir görev yüklemişse, bunu en iyi şekilde yapmak zorundayım. Kim 1 iş yaparsa, ben 2 iş yapmak ve en iyi şekilde yapmak zorundayım ki, önyargıları kırabileyim… Bu engellidir, bir iş yapamaz bakış açısı var ya, benim amacım işte onu yok etmek… Kim böyle bakıyorsa bize, bilsin ki, biz her işi yaparız, her şeyi başarırız” sözleriyle, herkesin takdirini kazanıyor.
“ABAKAY DERİ” ÜRÜNLERİNİ ULUCANLAR SANAT SOKAĞI’NDA BULABİLİRSİNİZ”
Ulucanlar Yarı Açık Cezaevi Sanat Sokağı’nda bulunan deri atölyesinde çalışmalarını sürdüren Abakay, bu işe çocukluğundan beri merakı olduğunu söylüyor. Çocukluğunda babasının atının eyerini tamir eden, el becerisi gerektiren işlerle uğraşmayı seven Abakay, “Abakay Deri” adını verdiği markasıyla, çanta, kemer, cüzdan, saat kordonu gibi günlük hayatta kullanılabilecek pek çok esere imzasını atıyor.