Özel Haber: Nisa KÜÇÜK
Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin üzerinden 23 gün geçti. 11 ilde büyük yıkıntılara sebep olan depremde binlerce yurttaş yaşamını yitirdi. Binlerce bina yıkıldı. Arama kurtarma çalışmaları biterken enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Enkaz kaldırmaları sürerken uzmanlar binalardaki zararlı maddelere dikkat çekiyor.
Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, enkazlar hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Ensari, "Binaların içindeki kimyasal maddeler tepkimeye girdi. Enkazlardan çıkan tozlar masum değil. Bu tozlardan dolayı uzun vadede depremde kaybettiğimiz insanlardan daha fazla insan kaybedeceğiz" diye konuştu Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, enkazların dikkatli bir şekilde kaldırılması gerektiğini söyledi. Asbestin çok zararlı olduğnu kaydeden Ensari, "Eskiden binalarda ısınmayı kolaylaştırdığı ve aşınmaya dayanıklı olduğu için asbest kullanılırdı. Zararları öğrenildikten sonra asbest ülkemizde 2010 yılında yasaklandı" dedi.
DAHA FAZLA İNSAN ÖLECEK
2010 yılından önce yapılan binalara dikkati çeken Şehmuş, şunları ifade etti:
"Asbest, 2010 öncesinde yapılan birçok binada kullanıldı. Yıkılan binalarda da asbestin olma ihtimali çok yüksek. Tabi binalarda sadece asbest yok. Kurşun, civa, küf mantarı, pcb, pbb gibi birçok kimyasal madde de var. Bunlar da çeşitli hastalıklara sebep oluyor. Asbest solunum yolu hastalıklarına, akciğer kanserine sebep olabiliyor. Kurşun, lösemi kanserine sebep olabiliyor. Deprem sırasında yıkılan bu binalardan çıkan tozlar kesinlikle masum değil. Bu tozlar kanselojen tozlardır. Bu tozların içinde Silikozis var. Silikozis'in ne kadar tehlikeli olduğunu biliyoruz. Kot taşlama yapan binlerce işçinin Silikozis'tan dolayı öldüğünü biliyoruz. Binaların içindeki bu zararlı kimyasallar havaya karıştığı zaman o bölgedeki her keskes etkilenir. Depremzedeler, enkaz kaldırmada çalışması yapan kepçe oparatörleri, bölgedeki işçiler, görevliler... Şu an o bölgede olan herkes kayıt altına alınsın. Çünkü bu insanlar yıllar sonra hastalık belirtisi gösterebilir. Bu insanlar kayıt altına alınsın ve bir hakları olsun. Bunlar kayıt altına alınmazsa 'Sen bu hastalığı başka bir sebepten almışsın' denilebilir. Bu hastalıklar ortaya çıkmak için bir süre ister. Bu hastalıkların oluşması için bir süreç gerekir. Deprem bölgelerindeki 5-10 yaşındaki çocuklar bu tozlar yüzünden 30'lu yaşlarda hayatlarını kaybedebilir. Orada bir afet var ama afet sonrasında ikinci bir felaket geliyor. Uzun vadede depremde kaybettiğimiz insanlardan daha fazla insan kaybedeceğiz."
MASKE ÖNEMLİ
Enkazlardan çıkan tozların zararlarının uzun vadede ortaya çıkacağını belirten Ensari, şunları kaydetti:
"Dünyada bu konu hakkında tek bir araştırma yapıldı. Amerika'da 2001 yılında yıkılan ikiz kullelerin ardından molozların zararları hakkında bir araştırma yapıldı. İkiz kulelerin enkazında görev alan ekipler ve bölgede yaşayan 63 bin kişi üzerinde sağlık gözetimi yapıldı. Devlet, 'Sizi takibe alacağız' dedi. 63 bin kişinin 24 bini çeşitli kanser hastalıklarına yakalandı. Bu hastalıklar arasında göğüs kanseri ,prostat, losemi, cilt kanseri, akciğer kanseri gibi hastalıklar vardı. Hiçbir hastalığı olmayan kişilerde bile öksürük sendorumu ve iskelet sistemi hastaları ortaya çıktı. Bu araştırma enkaz tozlarının masum olmadığını gösteriyor. Şu an deprem bölgelerinde olan herkesin maske takması gerekiyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın halk sağlığını bu kadar etkileyen bu kadar kanserojen tozları bilmemesi mümkün değil. Eğer biliyorlarsa ve önlem alınmıyorsa ayrı bir sorun.Öncelikle oradaki herkesin maskelendirilmesi lazım. Maske gerçekten çok önemli."
ENKAZLAR SULANMALI
Binaların iki türlü yıkıldığını söyleyen Ensari, "Birincisi, kentsel dönüşümdür. Bir binayı yıkıp yenisini yaparsınız. Bu tip yıkımlarda binalardaki zararlı kimyasallar temizlenir sonra yıkım yapılır. İkincisi ise ani olan yıkımdır. Örneğin depremde oluşan yıkımlar gibi. Bu durumda bizim bu tehlikeli maddeleri temizleme imkanımız yok. Artık o bütün molozlar birbirlerine kontamine oldu" ifadelerini kullandı. Tehlikeli maddeler ile tozların birbirine karıştığını söyleyen Ensari, " Bizim için deprem bölgesindeki bütün molozlar kansolejendir. Bu kimyasalların tepkimeye girmesiyle bu molozların hepsi tehlikelidir. Bu enkazların çok iyi sulanarak kaldırılması gerekiyor. Kamyonlara konulan bu molozlar şehrin dışına bir yere götürülmeli ve bu molozlar yer altı su kaynaklarına ulaşmamalı. Eğer böyle yerlere bırakılırsa bu tehlike tekrar bize döner" diye konuştu.