Korona virüsle birlikte başlayan yasaklar kapsamında işletmesini iki ay kapalı tutmak zorunda kalan küçük esnaf Oğuz Höker, yasakların yeniden geleceği söylentileri ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Sektörün en canlı olduğu ayların Nisan ve Mayıs olduğunu belirten Höker, “ Bu aylar da zaten kapalıydık. Haziranda tedbir amaçlı, önlemlerimizi alarak işletmemizi açtık ama bu kez müşteri haklı olarak çekiniyor ve alışverişe çıkmıyor. İnsanlar alışverişten haklı olarak korkuyor ve tedirginler. Biz bu seneyi bitirdik diyebilirim. 2020’den şu an iş konusunda hiçbir beklentimiz yok. Sadece esnaf olarak karnımızı doyuralım yani borçlu kalmayalım yeterlidir” diye konuştu. İşletmesinin 60 günden fazla kapalı kaldığına işaret eden Höker, “Bu süreçte geriye doğru işledim. Özellikle iş yaptığım aylarda dükkanım kapalı kaldı. Buna bir de okulların kapanması da eklenince iyice battık” dedi. Höker, “Müşterimin yüzde 70’ine yakını öğrenci, yüzde 30’u ise virüsten dolayı dışarı çıkamadı. Yani biz hiçbir şekilde iş yapamadık. İnternetten satış yapmanın peşine düştüm, onda da birkaç satış yapabildik o da derdimize derman olamadı. 2020’yi esnaf olarak sildik, bir an önce bu yılın geçmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı. “BEN GÜNDE 10 AYAKKABI İŞPORTACI İSE 20 AYAKKABI SATIYOR” İşletmeyi ilk açtığı yıl ile bu yıl arasında ekonomik olarak çok ciddi fark olduğunu söyleyen Höker, 14 yıl önce çok daha iyi olduklarını belirtti. işletmeyi ilk açtığında Cemal Gürsel Caddesi üzerinde iki tane ayakkabı dükkanı olduğuna dikkat çeken Höker, “Şimdi ise bu sayı 13’e çıkış durumda. Her önüne gelen ayakkabı dükkanı açmaya başladı. Bu durum bizi olumsuz etkiledi. AVM’lerin açılması da bizi ciddi derece de etkiledi. Çünkü Ankara’da 40’ın üzerinde AVM var. Sosyete pazarlarının açılması ve işportacılık da bizi etkileyen ciddi sektörler arasında yer alıyor. Ben burada kiramı, elektriğimi, suyumu ve vergimi öderken, işportacı ise bunların hiç birini ödemediği için aldığı ayakkabıları 5 lira kar ile satabiliyor. Bu yüzden biz iş yapamıyoruz. Belediyelerin kesinlikle bu durumun önüne geçmeleri gerekir. Sıkı bir denetim yapılmalıdır. Çünkü ben günde 10 ayakkabı satıyorsam işportacı 20 ayakkabı satıyor. Belediyeler bu duruma müsaade ederse bunun önüne geçilemez. 5-6 Milyon nüfusu olan bir kente 40 AVM fazla değil mi? Hemen hemen her bölgede AVM var. Sabahtan buraya giren vatandaş akşama kadar zor çıkıyor. Çünkü istediği her şeyi bulabiliyor. Durum böyle olunca da biz küçük esnaf olarak iş yapamıyoruz. Pandemi sürecinde AVM’ler kapandı ama biz de kapalıydık. Değişen bir şey olmadı” şeklinde konuştu. “DÜKKANIM AÇIKKEN 170, KAPALIYKEN 2020 LİRA ELEKTRİK FATURASI GELDİ” ‘Yazlık sezonumuz Mart ayının ortalarında başlar Haziran sonlarına kadar devam eder’ diyen Höker, “Mesela kendi adıma konuşuyorum; bu yıl yazlık ürünlerimi borç ile aldım ve hazırlık sürecine girdim derken pandemi süreci başladı. Yaklaşık 3 ay kapalı kaldığımız süreçte borçlarımın hiçbirini ödeyemedim. Devlet esnaf kredisi olarak bize destek verdi ama onu da o borca yatırdık. Ekstra olarak 28 bin Lira borçlandık. Devlet onu da vermeyebilirdi, yine de Allah razı olsun. Ben devletimizden şunu beklerdim; esnafına sahip çıkmasını beklerdim. Devlet esnafın kirasına bir şey yapamayabilir. Ama esnafın elektrik ve su faturalarını karşılayabilirdi. Bizden bu parayı almayacaktı. Mesela dükkanım kapalıyken bana 2020 lira elektrik faturası geldi. Dükkanım açıkken 170 lira fatura geliyor. Bu anormal bir durum değil mi? Devletimizi ben bu yüzden eleştiriyorum. Esnafa bu yüzden sahip çıkması gerekiyordu. Borç verdi, borcu öteledi ama bunu yapmayacaktı. Diyecekti ki; 2 ay bağ kurunu ve faturalarını senden almıyorum. Dükkanım kapalı ama ben bağ kurumu ödüyorum. Vergim çıktı, vergimi öteledim. Yani sadece üç ay öteledi. Onuncu aya geldiğimizde hepsini birlikte ödemiş olacağız. O yönden sıkıntı yaşayacağız” dedi. “ÖĞRENCİ YOKSA BİZ DE YOKUZ” Höker, “Sektörün en canlı olduğu aylar Mart, Nisan ve Mayıs aylarıdır. Bu aylar da zaten kapalıydık. Haziranda tedbir amaçlı, önlemlerimizi alarak açtık ama bu kez müşteri haklı olarak çekiniyor ve alışverişe çıkmıyor. İnsanlar alışverişten haklı olarak korkuyor ve tedirginler. Biz bu seneyi bitirdik diyebilirim. 2020’den şu an iş konusunda hiçbir beklentimiz yok. Sadece esnaf olarak karnımızı doyuralım yani borçlu kalmayalım yeterlidir. Para kazanmayı çoktan geçtik. Çünkü benim 60 günden fazla dükkanım kapalı kaldı. Bu süreçte geriye doğru işledim. Özellikle iş yaptığım aylarda dükkanım kapalı kaldı. Buna bir de okulların kapanması da eklenince iyice battık. Müşterimin yüzde 70’ine yakını öğrenci, yüzde 30’u ise virüsten dolayı dışarı çıkamadı. Öğrenci yoksa biz de yokuz. Yani biz hiçbir şekilde iş yapamadık. İnternetten satış yapmanın peşine düştüm, onda da birkaç satış yapabildik o da derdimize derman olamadı. 2020’yi esnaf olarak sildik, bir an önce geçmesini bekliyoruz” diye konuştu. “OKULLAR AÇILSA DAHİ ÇOCUĞUMU GÖNDERMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM” Vatandaşların virüsten korktuğu için internet üzerinden alışverişe yöneldiğini kaydeden Höker konuşmasına şu şekilde devam etti: “Uyduruk sitelerden alışveriş yaparak mağdur olan birçok insan var. Biz millet olarak bu virüsten kurtulmak istiyorsak kurallara uymalıyız. Herkes maske ve sosyal mesafeye dikkat etmeli. Bu yüzden okulların açılması da şuan çok büyük bir risk. Kaç gün önce hastaneye gittim pandemi kuyruğu var. Okullar açılsa dahi ben çocuğumu okula göndermeyi düşünmüyorum. Çünkü onun hayatından daha önemli bir şey yok. Bir sene geç de olsa göndermem. Devletimizin okulları şuan açmamasını doğru buluyorum. 21 Eylül’de de okulların açılacağını düşünmüyorum. Vakalar artmaya devam ettikçe açılacak gibi gözükmüyor. İkinci dalga ile birlikte yasakların tekrar geleceğini tahmin ediyorum. Keşke düğünleri yapmasaydık, asker gecelerine ve cenaze törenlerine dikkat etseydik. Kontrol altında tutsaydık tüm bunları. Şu anda bu aşamada olmayacaktık. Ulaşım araçları kesinlikle denetlenmeli, araçlar tıklım tıklım doluyor. Buna bir çözüm bulunmalı. Fazla yolcu almanın önüne geçilmeli. Bu süreçte üzerimize çok büyük bir sorumluluk düşüyor bu sorumluluğumuzu kurallara uyarak yerine getirmeliyiz. Maskesiz dışarı çıkmamamız ve sosyal mesafeye uymaya çalışmalıyız. Tüm bunlara uyarsak sorunu atlatacağımızı düşünüyorum. Şuan ki yoklukta ayakkabı fiyatları 500 ile 1500 lira arasında değişiyor. Asgari ücretle çalışan bir vatandaşın bu fiyatta ayakkabı alması mümkün gözükmüyor. Ben bu vatandaşlara çağrı yapıyorum gelip Yağmur Ayakkabı’dan buradan alışveriş yapabilirler. 100 Liraya rahatlıkla 6 ay giyebileceği ayakkabıyı biz de bulabilir. Kendilerine tavsiye ediyorum.” Haber-Fotoğraf/Kadir GÜRHAN