Dilimizde atasözleri ve deyimler günlük kullanım dilinde sıkça tercih edilmektedir. Konunun gidişatına göre seçilen atasözleri ve deyimler aynı zamanda cümlenin anlamını güçlendirip pekiştirmektedir. Bunlara bir örnek olarak da etekleri tutuşmak deyimi olmaktadır. Etekleri tutuşmak deyimi, heyecan ve telaş söz konusu olduğu zaman etekleri tutuşmak deyimi cümle içerisinde yaygın olarak kullanılır. Bu deyimi tamamını öğrenmek suretiyle amaca uygun farklı yerlerde kullanabilirsiniz. Peki, etekleri tutuşmak ne demek? Etekleri tutuşmak deyiminin anlamı ve örnek cümle içinde kullanımı nasıl olmalı.
En bilinen ve en çok değerlendirilen deyimlerden biri olarak etekleri tutuşmak deyimi gelir. Özellikle yeni tek başına evde cümle içerisinde amaca uygun rahatlıkla kullanılabilecek güzel sözler arasında yer alır. Etekleri tutuşmak çok heyecanlanmak ve telaşlanmak şeklinde ifade edilmektedir. Hem kötü hem de iyi olaylar karşısında telaş içerisine girmek veya çok heyecanlanmak biçiminde anlatılır.
Türk Dil Kurumu açısından etekleri tutuşmak deyimi çok telaşlanmak ve heyecanlanmak şeklinde anlatılmaktadır. Özellikle bazı büyük olaylar karşısında insanı çok telaşlanması veya heyecanlanması olarak değerlendirilir. Cümleye uygun şekilde kullanılabilen etekleri tutuşmak deyimi, yaygın kullanılan cümleler arasında gelir. Özellikle uyumu ile bir adım öne çıkan bir deyimdir. Örneğin uzun bir aradan sonra sevgilisini görünce etekleri tutuştu. Bu örnekte de anlaşılacağı üzere bir heyecanı anlatmaktadır.
Hatta yukarıda etekleri tutuşmak deyimine verdiğimiz örnekleri biraz daha çoğaltabiliriz. Örneğin, Babasını parkta göremeyince etekleri tutuşmaya başladı, yoksa gelmeyecek miydi? Müfettişin geleceğini duyunca hepimizin etekleri tutuştu. Türkiye güçlendikçe, hainlerin etekleri tutuştu. Ali de başkanlığa aday olunca, Mustafa'nın etekleri tutuştu. Dolar yükseldi diye herkesin etekleri tutuştu. Konu mahkemeye taşınınca etekleri tutuşmuş. Yakalanacağını anlayınca etekleri tutuştu. Bu örnekleri benzerleri ile çoğaltmak mümkün.
Düz anlatım yöntemiyle deyimleri ve anlamlarını vermenin etkili ve kalıcı öğretim gerçekleştirmek için yeterli olmadığı ortadadır. Öğretim sürecinde bu yöntemle edinilen bilgiler anlam oluşturmaktan uzak ve sadece kısa süreli bellekte yer tutabilmektedir. Ezberletildiğinde ise sadece yakın gelecekte hatırlanabilmekte fakat uzun vadede silinip yok olmaktadır. Deyimlerin öğretiminde yöntem karşılaştırması yapan neredeyse bütün araştırmalarda kontrol ve deney gruplarıyla ön test-son test uygulayarak çalışıldığı belirlenmiştir.
Deyimlerin kullanımı toplumu oluşturan bireylerin kültürel birlikteliğini sürdürebilmeleri için önemlidir. Zaman içerisinde deyim kullanımının azalması o deyimlerin kaybolmasına dolayısıyla ortak kültür bağının zayıflamasına, anlatım zenginliğimizin erimesine yol açacaktır. Bu bağlamda Millî servetimiz konumunda olan deyimlerimizin yok olmaması için mücadele edilmesi, kalıcı olmaları için kullanımlarının sağlanması herkesin millî sorumluluğudur. Deyimlerimizi ve atasözlerimizi günlük hayatta kullanarak dilimize katkıda bulunup geliştirebiliriz.