Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, adli yılın açılışı nedeniyle düzenlediği basın toplantısında konuşma yaparak "Yabancı devletlerin yargısal bir konuda Cumhurbaşkanımızı ya da bakanlarımızı tehdit eden saygısız girişimlerini devletimizi tehdit olarak görüyoruz ve asla kabul etmiyoruz.'' dedi. Metin Feyzioğlu, Türkiye Barolar Birliği'nde düzenlenen basın toplantısında yeni adli yılın avukatlara, hakimlere, savcılara, tüm hukukçulara, adliye çalışanlarına ve vatandaşlara hayırlı olmasını diledi. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşmasının satır başları şöyledir: ''ADALET GÜCÜ BAĞIMSIZ OLMAYAN BİR MİLLETİN, DEVLET HALİNDE VARLIĞI KABUL OLUNMAZ.'' ''Amacımız, hangi etnik kökenden, mezhepten, inançtan, dilden, cinsel kimlikten olursa olsun 81 milyon vatandaşımızı adalet paydasında kucaklaştırmaktır. Türkiye’nin birliği, beraberliği, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve refahı ancak bu şekilde korunabilir. Güvenilir yargının vazgeçilmez koşullarından biri etkili bir savunma gücünün varlığıdır. Ülkemizin on binlerce namuslu, çalışkan, fedakâr, bilgili avukatı, hâkimi ve savcısı vardır. Büyük Atatürk’ün dediği gibi, adalet mülkün, yani devletin temelidir. Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de adalet savaşçılarının omuzları üzerinde durmaktadır. Ancak Anayasamız; yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını ve güvenilirliğini sistemsel olarak sağlamaktan uzaktır" FEYZİOĞLU: "SİYASET YAPAN HAKİM VE SAVCI İSTEMİYORUZ" Kürsüde siyaset yapan hâkim ve savcı istemediklerini dile getiren Feyzioğlu, "Yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının anayasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini söylüyoruz. Bu hususu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin dikkatine sunmayı bir görev biliyoruz. Bunu, ülkemizin bekası adına yapıyoruz. '' şeklinde konuştu. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının ancak kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanmasıyla hayata geçirilebileceğini kaydeden Feyzioğlu, "Anayasa değişikliği sonrasında gelen yeni yönetim sistemi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin ve yargı bağımsızlığının sağlanmasının daha da önemli olduğunu göstermektedir. Bu husus, Sayın Yargıtay Başkanımızın bugünkü adli yıl açış konuşmasında da açıkça ifade edilmiştir. Kendisine de bu cümleyi sarf ettiği için teşekkür ederim." dedi. ''DEVLETİMİZİN ARKASINDA HER ZAMAN DİMDİK DURDUK.'' Feyzioğlu, TBB'nin hiçbir zaman, hiçbir siyasi partinin arka ya da ön bahçesi olmadığını ve olmayacağının altını çizerek konuşmasına şöyle devam etti: "Milletimizin geleceğini ve refahını koruma mücadelesi veriyoruz. Biz daima, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kayıtsız şartsız yanında olduk. Devletimizin arkasında her zaman dimdik durduk. Bununla gurur duyuyoruz. Siyasi iktidarlar geçici, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kalıcıdır. Biz, siyasi iktidar ve devlet ayrımı yaparız. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de sonuna kadar canımız pahasına arkasındayız.'' ''TÜM DÜNYAYA DA KABUL ETMEDİĞİMİZİ BİR KEZ DAHA İLAN EDİYORUZ.'' Bu çerçevede, yabancı devletlerin yargısal bir konuda Cumhurbaşkanımızı ya da bakanlarımızı tehdit eden saygısız girişimlerini devletimizi tehdit olarak görüyoruz ve asla kabul etmiyoruz. Tüm dünyaya da kabul etmediğimizi bir kez daha ilan ediyoruz. Fakat yargıyı siyasetin etkisine açan mevcut anayasal düzenleme, bu yabancı devletlerin adeta Sevr Antlaşması yürürlükteymişçesine yaptıkları bu saygısızlıklara mazeret teşkil etmektedir, altyapı hazırlamaktadır. Kuvvetler birliğinin, yargı bağımsızlığının yitirilmesinin sonucu bu tehditlerin ve bu saygısızlıkların fütursuzca yapılmasının gerekçesidir. Kuvvetler birleşirse yargının bağımsızlığı yiter, yargının bağımsızlığı yiterse bir devlet başkanı çıkar, sizin devlet başkanınıza, cumhurbaşkanınıza, 'Filancayı sal, filancayı tahliye et. Etmezsen...' diye cümleler kurmaya başlar." ''HUKUK FAKÜLTELERİ'NİN KONTENJANI DÜŞÜRÜLMELİDİR'' Avukatlık stajına kabul edilmenin ve avukat sıfatını edinmenin tüm çağdaş ülkelerde sınavla olduğunu ancak Türkiye'de sınava tabi olunmadığını dile getiren Feyzioğlu, "Ülkemizde de sınavın olması zorunlu. Hukuk fakültelerinin pek çoğunun eğitim-öğretim kalitesi, yerlerde sürünüyor. Gençler, hukuk fakültesi diploması alıyor ancak hukukçu olmaları o eğitim-öğretimle maalesef imkansız. Kontenjanları düşürülmelidir. Yeni hukuk fakültelerinin uzun yıllar açılmaması gerekir, ihtiyacımız yok." dedi. "ADLİ MÜLAKATLAR KAMERAYA ALINSIN" Feyzioğlu, yargının bir paralel yapıdan kurtarılması için mücadele edilirken başka potansiyel paralel yapıların eline geçmesine de izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. Feyzioğlu, "Bugün birilerine zararsız gibi görünen şu ya da bu yapılar, tıpkı dün F tipi suç örgütü birilerine nasıl zararsız göründüyse, yargıyı ele geçirirler. Bu yüzden biz, tüm mülakatların kameraya alınmasını istiyoruz. Ne sakıncası olabilir mülakatların kameraya alınmasının? Tüm şaibeleri önlemez mi? Hak edenler girsin, hak etmeyenler girmesin. " diye konuştu. ''ŞİDDET KÜLTÜRÜNÜN GELİŞMESİ MUTLAKA ÖNLENMELİDİR'' Feyzioğlu, son olarak avukatların özlük hakları nedeniyle yaşadıkları sorunlara da değindi. Avukatlara yönelik fiziksel saldırıların da giderek arttığını belirten Feyzioğlu, "Şiddet kültürünün gelişmesi mutlaka önlenmelidir. Emniyet mensuplarımız, savcılarımız ve hâkimlerimiz avukatlara yönelik saldırıların yargı mensuplarına yönelik saldırılar olduğunu unutmamalıdır" şeklinde konuştu. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)