Genç yaşta görülen kalp krizlerine dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Kaplangöray, “Bu durumu önlemek için risk faktörlerini azaltmak gerekiyor.
Akdeniz tipi beslenme, kilo kontrolü ve egzersiz şart. Ayrıca sigaradan mutlaka uzak durulmalı” dedi. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Kaplangöray, 40 hatta 30 yaş altındaki genç bireylerde kalp krizlerinin artışı ve kalp hastalıklarının önüne geçebilmek için önemli bilgiler verdi. Genç yetişkinlerde kalp krizi artışının altındaki nedenlerden birinin obezite olduğunu belirten Doç. Dr. Kaplangöray, obezitenin kan basıncını, kolesterol düzeylerini ve diyabet riskini etkilediğini, bununla birlikte fiziksel olarak aktif olmamanın da kalp krizi riskini yükselttiğini söyledi. Tip 2 diyabetin de arttığına değinen Doç. Dr. Kaplangöray, “Diyabetik hastalarda kalp hastalığı riski normal bireylere göre 2 kat daha fazladır ve kalp sorunları diyabetik bireylerde genç yaşta başlayabilir. Çünkü diyabetten kaynaklanan yüksek kan şekeri seviyeleri, kalbin beslenmesinden sorumlu kan damarlarına ve sinirlere zarar verebilir. Bu kişilerde ayrıca yüksek tansiyon ve obezite gibi rahatsızlıklara sahip olma ihtimali daha yüksektir” şeklinde konuştu.
“Sigara damarları tıkayarak kalp krizine yol açıyor”
Ayrıca sigara dumanının 7 binden fazla zararlı kimyasal içerdiğini hatırlatan Doç. Dr. Kaplangöray, sigaranın kanın kimyasal yapısını değiştirdiğine değindi. Kimyasal yapısı değişen kanın atar damarlarda plak oluşumu ve plağın hızlı ilerlemesine neden olarak tıkanıklığa, dolayısıyla da kalp krizi ve felce yol açabileceğine dikkat çeken Kaplangöray, kalp damar hastalıklarından kaynaklanan ölümlerin yaklaşık 5'te 1'inin sigara içmekle bağlantılı olduğunun altını çizdi. Doç. Dr. Kaplangöray, kalıtsal risk faktörlerini ise, “55 yaşın altında kalp krizi veya felç geçmişi olan birinci derece baba, erkek kardeşi gibi erkek akrabanın varlığı ya da 65 yaşın altında kalp krizi veya felç geçmişi olan birinci derece anne, kız kardeşi gibi kadın akrabanın varlığı ” şeklinde tanımladı.
“Risk faktörlerini engelleyin, egzersize başlayın”
Kalp krizini önlemenin en iyi yolunun risk faktörlerini engellemek olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kaplangöray, “Ne kadar erken harekete geçilirse başarı da o kadar etkili olur. Yapılması gereken yaşam tarzı değişikliklerinden biri egzersizi yaşamınızın bir parçası haline getirmektir. Bu durum asansör kullanımını en aza indirmek, yaya gidilebilecek mesafelerde mümkün olduğu kadar araç kullanmamak gibi basit egzersizlerden düzenli spor yapmaya kadar değişik yoğunlukta olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, belli yaştan sonra veya herhangi bir rahatsızlığı olan bireylerin özellikle orta yoğunluk dediğimiz tempolu sporlara başlamadan önce bir kalp muayenesinden geçmesinde fayda vardır. Amerikan Kalp Derneği, sağlıklı bireylere haftada 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapmayı önermektedir” diye konuştu.
“Akdeniz tipi beslenme şart”
Sağlıklı kilonun önemine işaret eden Doç. Dr. Kaplangöray, sadece 5 kilo vermenin bile kan basıncında ve kolesterol seviyelerinde fark edilir bir düzelme oluşturabileceğini, sağlıklı bir kalp için vücut kitle indeksinin (VKİ) 20 ile 25 arasında olması gerektiğini söyledi. Kalp hastalıklarına yakalanmada genetik faktörlerin etkisi olsa da, hastalıktan korunmada beslenmenin önemli bir rolü olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kaplangöray, konuşmasına şöyle devam etti:
“Hastalığın ilerlemesine ve hayati riske aslında sağlıksız ve düzensiz beslenme sebep olabilir. Bunun dışında kalp hastalığına yakalandıktan sonra düzenli beslenme daha da önemli bir rol oynar. Dünya genelinde en çok benimsenen beslenme şekli, Akdeniz tipi beslenme alışkanlığıdır. Akdeniz tipi beslenme alışkanlığı; tahıl, kurubaklagil, taze sebze-meyve, balık, zeytinyağı bakımından zengindir. Et, süt ve süt ürünleri tüketimi daha azdır. Akdeniz tipi beslenme tekli doymamış yağ asidi, posa, kompleks karbonhidrat içeriği yüksek, doymuş yağ, kolesterol ve basit karbonhidrat içeriği düşüktür. Akdeniz beslenme programında her gün tüketilecek besinler, tahıllar, sebze, meyve, kurubaklagiller, süt ve süt ürünleridir. Haftada 1-2 kez balık, tavuk, yumurta önerilmektedir. Bu tip beslenmede kırmızı ete ayda 1-2 kez yer verilmektedir. Yemeklerde zeytinyağı kullanımı tercih edilmelidir."
“Stresten uzak durmak gerekiyor”
Kalp sağlığı açısından stressiz yaşamın faydalarından bahseden Doç. Dr. Kaplangöray ihtiyaç halinde psikiyatri veya psikolojik destek de alınabileceğini hatırlattı. Sigarasız yaşamın hastalıkların ortaya çıkmasını veya var olan hastalıkların ilerlemesini engelleyen bir faktör olduğunu kaydeden Doç. Dr. Kaplangöray “Ailenizin kalp geçmişini bilmek ve bunun için de alınabilecek tedbirlerin farkında olmak muhtemel kalp krizi ve diğer damar tıkanıklığının önlenmesi ve tedavisinde oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı.