Ridley Scott'ın 2000 yılında çektiği Gladyatör filmi, Antik Roma'nın gücünü ve çürümüşlüğünü bir arada yansıtan destansı bir intikam öyküsüdür. Roma İmparatorluğu'nun görkemli dönemlerinde, dönemin en büyük generallerinden birisi olan Maximus'un (Russell Crowe) bir ihanete uğrayıp köleliğe kadar düşüşünü ve ardından da bir gladyatör olarak Roma'ya dönüşünü anlatıyor. Antik Roma'nın entrikalarla dolu yapısını, gladyatör savaşlarının acımasız dünyasını ve onurunun her şeyden önemli olduğu bir adamın mücadelesini konu edinmiştir. Ridley Scott'ın en önemli filmlerinden birisi olan Gladyatör filmi, savaş sahneleri, muhteşem replikler ve Hans Zimmer'ın efsanevi müzikleriyle zamanla bir klasik haline gelmiştir. Filmin oyuncu kadrosunda ise; Russell Crowe, Joaquin Phoenix, Connie Nielsen, Richard Harris, Oliver Reed, David Hemmings, Derek Jacobi, Djimon Hounsou, David Schofield, John Shrapnel ve Tommy Flanaga gibi oyuncular rol almışlardır.
Filmin detaylı konusu ise şöyledir; başarılı Roma Generali Maximus Decimus, İmparator Marcus Aurelius'un (Richard Harris) en güvendiği adamıdır. İmparator, oğlu Commodus'un (Joaquin Phoenix) tahtı devralmasını istememektedir. Çünkü onu zayıf ve yozlaşmış biri olarak görmektedir. Bunun yerine, Roma İmparatorluğunun eski iyileşmesine kavuşması için Maximus'un egemenliği üstlenmesini ister. Ancak bu plan Commodus tarafından öğrenildiğinde, babasını öldürerek kendini imparator ilan edecek ve Maximus'un ölüm emrini verecektir. Maximus öldürülmeden kaçmayı başarır fakat ailesinin katledilmesine yetişemez, eşi ve oğlu katledilmiştir. Ağır yaralı bir şekilde saklanan Maximus, köle tüccarlarına satılır ve Kuzey Afrika'daki bir gladyatör okuluna gönderilir. Burada eski bir gladyatör olan Proximo'nun (Oliver Reed) himayesinde, Roma'nın en ünlü gladyatörlerinden biri haline gelir. Tek amaç Commodus'a ulaşmak ve ailesinin intikamını almaktır. Gladyatör arenalarında zafer üstüne zafer kazanan ve Romalıların sevgisini kazanan Maximus, sonunda Kolezyum'a çıkma şansı yakalar. Commodus, Maximus'un hayatta kaldığını öğrenince onu ortadan kaldırmak için çeşitli yollar dener. Ancak Maximus artık sadece bir gladyatör değil, herkesin sevdiği ve saydığı bir kahraman olmuştur. Nihai yüzleşme, Roma İmparatorluğu'nun sınırları, Kolezyum'un kanlı kumları üzerinde gerçekleşir.
Filmdeki karakterlere gelirsek; Maximus Decimus Meridius (Russell Crowe)
Filmin ana kahramanı olan Maximus, onurlu ve sadık bir generalken ihanete uğrayıp ailesini kaybedince öfkesi ve adaleti için savaşan bir gladyatöre dönüşür. Russell Crowe'un performansı, karakterinin sertliği ve içindeki derin acıyı yansıtmasıyla gayet başarılı bir oyunculuk sergilemiştir. Commodus (Joaquin Phoenix) ise İmparator Marcus Aurelius'un hırslı ve güven vermeyen oğludur. Babasının yerine geçmek için onu öldürerek, zalim bir hükümdar olur. Maximus'a karşı büyük bir kibir ve nefret besler. Korkaklığı ve zalimliğini bir arada sergileyen karakter, Joaquin Phoenix'in muhteşem performansı ile Commodus'un hem acizliğini hem de tehlikeli kişiliğini izleyiciye ustaca geçirebilmiştir. Commodus'un karakteri aynı zamanda, iktidarın nasıl yozlaşmaya sebep olabileceğine de iyi bir örnek olmuştur. Babasının aksine, gücü onun için sadece kendi egosunu tatmin etmekten ibarettir. Lucilla (Connie Nielsen)
Commodus'un kız kardeşi ve Maximus'un eski aşkıdır. İçinde bulunduğu İmparatorluk entrikalarıyla baş etmeye çalışan ama sonunda sıkışıp kalmış bir durumdadır. Sürekli tehdit altında olan; zekası ve cesaretiyle ayakta durmaya çalışan güçlü bir karakterdir. Marcus Aurelius (Richard Harris)’ da Roma'nın bilge ve yaşlı imparatorudur. Cumhuriyetçi bir düşünceye sahip olduğu için tahtı Maximus'a devretmek ister. Ancak bu karar, oğlunun ihanetiyle son bulur. Richard Harris' de bir impatator karakterini iyi bir şekilde canlandırmıştır. Proximo (Oliver Reed) ise
Maximus'un köle olduktan sonra sahibidir. Bir zamanlar kendisi de gladyatörlük yapmıştır ve kendi özgürlüğünü kazanmıştır. Maximus'a hayatta kalma özellikleri ve savaşmayı öğretir.
Gladyatör filminde, verilmek istenen ana tema; bir intikam hikayesi üzerinden giderek aynı zamanda onur, adalet, özgürlük ve yozlaşmış güç temaları gibi konuları ele almasıdır. Filmde Roma İmparatorluğu’nun çöküş sürecinde liderlik kavramının nasıl yozlaştığını, halkın gösterilere nasıl bağımlı hale geldiğini ve gerçek gücün aslında halkın sevgisinde yattığını görürüz. Maximus'un yolculuğu tamamen ülkesi ve imparatorunun intikamını almak üzeredir. Fakat, intikamı sadece kişisel bir mesele değil, Roma'nın yozlaşmış liderine karşı adaleti sağlama amacını da taşımaktadır.
Maximus, ne olursa olsun ilkelere sadık kalan bir karakterdir. Genel olarak da, köle olarak da onurunu korumuş ve dostlarına ihanet etmemiştir. Film, gladyatörlerin trajik kaderini gözler önüne sererken, aynı zamanda insanların özgürlük uğruna neler yapabileceğini de göstermiştir.
Ridley Scott, filmi teknik olarak da dönemine göre gayet gerçekçi bir şekilde izleyiciye ulaştırabilmiştir. O dönemki antik Roma’yı hem ihtişamlı hem de çürümüş bir şekilde betimlemeyi başarmıştır. Filmde geniş açılı savaş sahneleri, arenadaki kaos ve Maximus’un dramatik anları etkileyici bir şekilde görselleştirilmiştir. Özellikle Roma’nın bilgisayar animasyon ile canlandırılan Kolezyum sahneleri de dönemin teknik imkanları düşünüldüğünde olağanüstü bir şekilde tasarlanmıştır.
Özetleyecek olursak; Gladyatör filmi, onur ve adalet uğruna verilen bir mücadelenin öyküsüdür. Maximus’un trajik ama inançlı yolculuğu, sinema tarihinde uzun süre hatırlanacak bir efsane haline gelmiştir. Ridley Scott’ın bu görkemli anlatımı, Russell Crowe’un unutulmaz performansı ve Hans Zimmer’in ruhumuza işleyen müzikleriyle film, izleyicisini sadece arenanın tozlu kumlarına değil, insanlık tarihinin acımasız hesaplaşmalarına da götüren bir film olmuştur diyebiliriz. Filmden alınmış bir replikle bitirirsek "Bu hayatta yaptıklarımız, sonsuzlukta yankılanır." cümlesi filmi en iyi şekilde anlatan bir cümle olmuştur. İyi seyirler...