Sevdiğim yazar Paulo Coelho’nun çok sevdiğim bir sözü vardır: "En güvendiğiniz ve değer verdiğiniz insanın yaşattığı hayal kırıklığını affetseniz bile asla unutamazsınız. Sevdiklerimizin verdiği yaralar kalıcıdır." İbrahim Tatlıses'in söylediği; “Canım dediklerim canımı aldılar Gönül sarayımı yıkıp gittiler Bu mutsuz yaşantım onlardan kaldı Beni bu günümden dünden ettiler”  şarkısıyla benzerlik gösteren bu söz oldukça  doğrudur. “Van tu tiri foroo” diyerek İbrahim Tatlıses neşesinde bir ilişkiye başlarsınız bir elinizde sallanan mikrofonunuz, bir elinizde mendiliniz halay çekiyorsunuzdur. Elinizdeki mendille çok kısa bir süre sonra gözyaşlarınızı sileceğinizden habersiz karşınızdaki kişiye güvenmişsinizdir. Çoğu zaman karşınızdaki kişiye inanıp güvenme sebebiniz onun sizi zekice kandırması değil sizin sadece ona inanmak istemenizdir. Sizden sonra belki ona kimsenin vermeyeceği şansı verip tüm samimiyetinizle miniminnacık kalbinizi ona açmışsınızdır. Herkes taktiklerden hoşlanmadığını söyler ama taktik yapmayanların samimiyetle açtığı kalbi, “tehlike anında kırınız” acil durum camı gibi görüp bağlanma tehlikesine karşı kırıverirler. Günümüzde bu olay o kadar çok yaşanmıştır ki; artık her yer cam kırıklarıyla dolmuştur. Ayağına bu cam parçaları batmasın diye kimse hareket edemez hale gelir. Güvensizlik içinde cam kırıklıkları olmayan boşluklara basmak isteyen insanlar bir oraya bir buraya gidip dururlar. Bu sebeple de ilerleyemezler sadece boşlukta kalırlar. Herkes güvensizlikten şikâyetçidir ama yerdeki camlardan bazılarının kendilerinin kırdığı parçalar olduğunun farkında değildir. Ortalık nasıl temizlenir bilemiyorum ama herkes kendi kapısının önünü temizleyerek başlayabilir. Yani kimseyi hissetmediğiniz şeyler söyleyerek kandırmayın. Acil durumda camı kıran kişi değil, acil durumda güvenilerek yanına koşulan kişi olmanız dileğiyle.    
Editör: TE Bilisim