Hayatta her şeyin olmasa da birçok şeyin kendi elimizde olduğunu düşünürüm. Düşünce ve davranışlarımız aynı akışı belirleyen su gibidir. Suyun şiddeti sakin ve durağan olduğunda yaşadıklarımız da o denli olur ama su şiddetliyse önünde ne var ne yoksa kendine katar götürür. Malum bu satırları hafta sonu belki de evinizde keyif yaparak okuyorsunuz. Şimdi, sizinle geçenlerde okuduğum ve çok sevdiğim bir yazıyı paylaşacağım. ‘’Günün birinde akıllı iki kız kardeş varmış, bilgiye açlarmış ve okullarındaki, etraflarından aldıkları bilgi yetersiz olmuş. Yörelerindeki en büyük bilgeye gitmeye, ondan da bilgi almaya karar vermişler. Bilge adam kızların sorduğu bütün soruları bilmiş. Kızlar daha fazla bilgi almak için bir süreliğine daha bilgenin yanında kalmışlar. Ama sonra bilgenin her sordukları soruyu bilmelerinden sıkılmışlar. “Bilgenin dahi bilemeyeceği bir soru bulalım” demiş birisi. Kızlardan biri, bilgenin bile bilemeyeceği bir soru buldum diye sevinmiş. Avucumun içine bir kelebek alacağım “Avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü?” diye bilgeye soracağım, ölü derse kelebeği serbest bırakacağım. Canlı derse, avucumu hafifçe bastıracağım. Kızlardan biri avucu kapalı bilgeye uzatmış ve sormuş: – Avucumun içinde bir kelebek var; bilin bakalım canlı mı, ölü mü? Bilge, kızın gözlerine uzun uzun bakmış ve cevap vermiş: – Senin elinde kızım senin elinde… Hayat akarken; iyi veya kötü, güzel veya çirkin, doğru veya yanlış, mutluluk veya hüzün, avucunuzdaki kelebek gibi senin elinde…’’  
Editör: TE Bilisim