5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda hayvanların bedensel bütünlüğüne karşı işlenen suçlara ilişkin tek düzenleme “Mala Zarar Verme” başlığı altında düzenlenen 151. Maddenin 2. Fıkrasında yer almaktadır. Bu normatif düzenlemenin çağdaş ceza hukuku sistematiğinin çok gerisinde kaldığı açıktır. Anılan düzenlemede, hayvanlar bir “Can” olarak değil, “Mal” olarak kabul edilmiştir. Bu durumun kabulüne hukuken ve fiilen yoktur.
Yine anılan düzenleme sadece, karnesi olan sahipli hayvanları korumakta, sokak hayvanlarını koruma dışı bırakmakta ve sokak hayvanlarının bedensel bütünlüğüne karşı gerçekleştirilen eylemler suç kabul edilmemektedir. Bir başka anlatımla, Kanun Koyucunun iradesi sahipsiz hayvanları ölüme terk eden bir anlayış ihtiva etmektedir. Ayrıca sahipsiz hayvanların bedensel bütünlüğüne karşı suç teşkil eden eylemler, 5199 Sayılı Hayvanları koruma Kanunu’nda “Kabahat” olarak düzenlenmiş olup, karşılığında idari para cezası öngörülmüştür. Sahipsiz hayvanların öldürülmesi ve yaralanması eylemlerini suç değil de, “Kabahat” olarak düzenleyen mezkur yasanın bu haliyle işlerlik ve caydırıcılıktan uzak olduğu çok açıktır.
Son dönemde, hayvanlara karşı işlenen suçların artması mevcut düzenlemelerin caydırıcılıktan uzak olması ve bu haliyle kamu vicdanını rahatsız etmesi karşısında hayvanların kasten ve taksirle öldürülmesi ve yaralanması eylemlerinin suç sayılarak Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilmesi ve emsal mahiyette cezalandırılması için bu kanun teklifi hazırlanmıştır.’’
(Serkan DEMİRTAŞ)