Efedayı, hayvanların, özellikle kedi tüylerinin kist oluşumuna sebep olmadığını söyledi. Evcil hayvanların doğayla iç içe yaşadıklarını ve insanların kendilerini hastalıklara karşı korumaları gibi, hayvanların da düzenli veteriner hekim kontrolü yapıldığındainsanlara hastalık ya da parazit bulaştırma riskinin olmadığını belirtenEfedayı, ‘’2006 yılında fakülteye giriş yaptım. 2011 yılında mezun oldum ve 2011 yılından bu yana aktif olarak veterinerlik yapıyorum. 2012 yılından beri de kliniğimiz mevcut. Açıkçası ben mesleğe girerken işin büyük baş kısmıyla ilgilenmek istiyordum. O zamana kadar kedi, köpek gibi hayvanlarla pek iletişimim yoktu. Fakülteye girince işler değişti. Kedi ve köpekler daha ağır bastı. Hayvanlardan korkmamam gerektiğini anladım. Mesela şu an karşı bir pitbull gelse, agresif de olsa korkmam. Yapılacak müdahale ve iletişim belli çünkü’’ diyerek hayvanlarla iletişiminin başlangıcını anlattı.
‘’KEDİLERİ İNSANLARA BENZETİYORUM’’
Hayvan sevgisinin, hayvanlarla yaşayarak kazanıldığını söyleyen Efedayı, ‘’Şu anda zaten bir yaşında bir çocuğum var ve kediyle büyüyor. Bizim dönemimizle şu an ki dönemin çocukları farklı. Bizim dönemimizde biz çok fazla dışarıda oynayabilen, koşabilen çocuklardık. Şimdi öyle değil. Böyle olunca, evde kedi onun sosyalleşmesi için bir araç oluyor. Mesela şu an kediyle beraber emekliyorlar, koşuyorlar, arkasından gidiyor, kuyruğuyla oynuyor her şeyi yapıyorlar beraber’’ dedi. Hayvanların çocuklarla iletişiminin farklı olduğuna değinen Efedayı, ‘’Genel olarak hayvanlar zaten, bebeklere ve çocuklara karşı daha olumlu ve anlayışlı oluyorlar. Onlar da anlıyorlar karşıdakinin savunmasın olduğunu o yüzden mesela ben yapsam kızabileceği bir şeye, oğlum Ege bir şey yaptığında tepki vermiyor. Hayvanlar karşı tarafın sevgisini ve enerjisini hissedebiliyor. Sadece aralarında farklı farklı iletişim tarzları var. Örneğin köpekler, insanlarla biraz daha sadakat üzerine kurulu bir ilişki yürütürler. Belli bir eğitim aldıktan sonra duyduğu sevgiyle bağlantılı olarak sahibini dinlemeye daha yatkındır. Birisi ona otur dediğinde oturur ama sahibinin ekstra komutlarını alır. Sahibinin hayatını kolaylaştırmak adına da bir sürü iş yapar. Örneğin mesela arkadaşımın bir köpeği var, evdeki çocuk ağladığında çılgına dönüyor anneye babaya haber veriyor resmen ‘gelin çocuğa bakın’ dercesine. Çocuk evde uyurken, gürültü olduğunda susturmaya çalışıyor mesela. Böyle şeylerde var. Kedileri biraz daha insanlara benzetiyorum ben. Hepsinin kendi karakteri ve kendine özgü bir tavrı var’’ yorumunu yaptı.
‘’KEDİ TÜYÜNDEN KİST OLUŞUMU ŞEHİR EFSANESİ’’
Kedi tüylerinin yutulması ve sonucunda kist oluşturmasıyla ilgili, ‘’Hayvanın tüyünden kist oluşma meselesi tamamen bir şehir efsanesi. Öyle bir şey yok. Kisti yapan hayvanların iç parazitinin yumurtaları. Bu yumurtalar ağız yoluyla alınırsa, evet, böbrekte, karaciğerde kist oluşumuna sebep olabilir ama bu durum tüyüyle alakalı bir durum değil’’ dedi. Hastalığın oluşma sebebinin parazit yumurtalarından kaynaklandığına değinen Efedayı, ‘’Tüy mevzusu şöyle gerçekleşebilir, hayvanın dışkısına bulaşmış bir tüyün boğaza kaçması durumunda olabilir. Yine burada da mevzu tüy değil, dışkıda ki yumurtalar’’ şeklinde konuştu. Hayvanların tüyünden önce tüketilen gıdaların temiz olmamasından ötürü oluşabilecek hastalıklardan bahseden Efedayı, ‘’Bir de şöyle kediye gelene kadar, sebze ve meyveleri temiz yıkamadan yemek daha büyük etken. Gittiğiniz lokantada yediğiniz sebze meyve ne kadar temizleniyor mesela? Meyve sebze tarlalarında, gübre gibi dış etmenlerden, parazit yumurtasının bulaşması daha büyük etmen. Kediler bu mevzu da birazcık günah keçisi. Günah keçisi olmasının sebebi de o parazitin kedi bağırsağında yaşıyor olması’’ diye konuştu. Kedilerde oluşan parazitlerin aşılama yöntemiyle engellenebileceğini belirten Efedayı, ‘’Bunu önlemenin yolu çok basit. Hayvanlarda aşılama hem hayvan sağlığı açısından hem de insanların sağlığı açısından çok önemli. İç ve dış parazit aşılarının düzenli bir şekilde yapılmasıyla bu sorunun önüne geçilebilir. Aşılar düzenli yaptırıldığı sürece, insan sağlığı açısından bir problem kalmayacaktır. Tabi burada kişinin kendi kişisel temizliğine de dikkat etmesi gerekiyor. Parazit sadece hayvanda bulunmaz insanda da bulunur. Yani hayvanı veya çoğunlukla kediyi günah keçisi ilan etmeye gerek yok’’ şeklinde konuştu.
‘’DÜZENLİ KONTROL VE AŞILAMA ÖNEMLİ’’
Hamile kadınların, kedilerden uzak durmasıyla ilgili açıklanan bilgilere ilişkin ise, ‘’İkinci bir konuda hamile kadınlardan kedilerin uzak tutulması gerektiği. Onun da sebebi kedilerde bulunan toksoplazma denen bir paraziter durum. Bebek ölümleri veya düşüklere sebep olabiliyor. Ama her kedide olacak diye bir şey yok. Ayrıca kadınların çoğunun zaten toksoplazmaya karşı bağışıklığı bulunuyor. Bu tarz durumlarda endişeler mevcutsa, yapılacak en etkili işlem kediden kan aldırıp, toksoplazma yönünden kedilerine baktırabilirler. Hayvanları bu kadar zan altında tutmak yanlış. İç dış parazit aşısının uygulama süresi 3 ayda birdir. İç parazit ilaçlarının, hayvanı parazitlerden koruma süresi 90 gün civarında. Hangi parazit olduğuna göre de değişen bir süre gerçi ama 3 ayda bir rutin düzende uyguladığımızda herhangi bir sıkıntı çıkacağını düşünmüyorum’’ diyerek düzenli kontrol ve aşılamanın önemine dikkat çekti.
Rozita Merve HAMİDİ