Hiç büyümeyen öfkeli çocuklar

Aynı yaş grubunda olan çocukların, başka bir çocuğa tek başına ya da topluca, düzenli bir şekilde sözel, fiziksel, sosyal, siber ve cinsel bir şekilde şiddet uygulamaları, akr...

Abone Ol

Aynı yaş grubunda olan çocukların, başka bir çocuğa tek başına ya da topluca, düzenli bir şekilde sözel, fiziksel, sosyal, siber ve cinsel bir şekilde şiddet uygulamaları, akran zorbalığı olarak tanımlanmaktadır. Sıklıkla da grup halinde olan çocukların, kendilerinden daha farklı olarak gördükleri çocuklar üzerinde uyguladıkları bu zorbalık, genellikle şaka yolu ile başlar ve gün geçtikçe de şiddeti artar. 

Fiziksel zorbalıklar kendini itme, vurma, yumruk atma, saç çekme gibi eylemlerle gösterirken, sözel olan zorbalıklar daha çok hakaret etme, fiziksel özelliklerle dalga geçme gibi karşı tarafı incitme ve gururunu kırma amaçlıdır. Gruptan dışlama, kişiyi yalnız bırakma, yok sayma gibi eylemler ise karşımıza sosyal zorbalık olarak çıkmaktadır. Cinsel zorbalıkta ise karşı tarafı zorla cinsel temasta bulunmaya zorlama, içeriği cinsel olan sözlerle iletişim kurmaya çalışma, fiziksel ya da sözel olarak tacizde bulunma gibi davranışlar olarak tanımlayabiliriz. Siber zorbalıkta ise zorbalığı yapan taraf, karşı tarafın izin almaksızın çekilen ya da bir şekilde ele geçirilen fotoğraflarını, videolarını internet ortamında yayar ve bu şekilde kişiyi küçük düşürmeyi amaçlar.

Farkettiniz mi, zorbalığı yapan tarafın sürekli karşı tarafı kırma, incitme, yalnız bırakma, utandırma gibi amaçları var. Peki hiç düşündünüz mü, çocuklar neden bu zorbalıkları yaparlar?

Yapılan bilimsel araştırmalarda sıklıkla görülen şu ki; bu çocuklar genellikle aileleri tarafından ihmal edilen, şiddet gören, yok sayılan, fikri önemsenmeyen çocuklar oluyorlar. E hal böyle olunca ne yapsınlar, ailelerinin dikkatini çekebilmek için bu tarz davranışlar sergilemeye başlıyorlar. Öte yandan, oldukça kontrollü bir aile içinde büyüyen çocuklar da, öğrendikleri kontrolcü modeli başka çocuklar üzerinde uygulamaya çalışıyor, belki de ancak bu şekilde kendilerini birey olarak görebileceklerine inanıyorlar. Bazen de içine doğdukları evde, büyüdükleri çevrede bu zorba davranışlarla o kadar çok karşılaşıyorlar ki, çocukların “normal” buldukları tutum ve davranışlar bu davranışlar oluyor. En nihayetinde geldiğimiz noktada görmekteyiz ki; çocukların zorbalıkların ardında genellikle aile yaşantıları çıkıyor. 

Zorbalığa uğrayan çocuklarda ise bu eylemlerin etkisi psikolojik ve fiziksel olarak gözleniyor. Sıklıkla yorgun, bitkin, isteksiz, depresif olur, fiziksel olarak da baş ve karın ağrısı çekerler. Kendilerini yetersiz hissedebilir, öz güvenleri de genellikle zedelenmiş olabilir, bu sebeplerden dolayı da genellikle eğitim hayatlarında başarısızlıkla karşılaşabilirler. 

Kendisiyle alay eden, inciten arkadaşlarıyla hiç karşılaşmamak, onlar için kestirme bir çözüm olduğundan, okula gitmek istemeyebiliyor, gitseler bile derslerine odaklanmada problem yaşayabiliyorlar. Bütün bu etmenler, yetersiz hissetmelerine sebep oluyor ve bunun da sonucu olarak öfke problemleri yaşayabiliyorlar.

Bu konuyu yazmaya karar verdiğimden beri yaptığım okumalar süresince, üç soru zihnimde hep yankılandı:

Çocuklar neden zorbalık yaparlar?

Zorbalığa uğrayan ve yapan çocuklar için neler yapabiliriz?

Yetişkinlerin birbirlerine yaptıkları zorbalıkları anlamak için, onların da çocukluklarına mı bakmak gerekir? 

Vardığım noktada gördüğüm şu ki; mağduru kadar sebep olanın da canını yakıyor bu zorba davranışlar, ihmal edilmiş, bir türlü “görülmemiş”, fikirleri önemsenmemiş, sesini duyuramamış çocuklar, hiç büyümüyor ve bu zorbalık döngüsü öylece sürüp gidiyor.