Taklide dayalı üretim yapılan ve işportada satılan kalitesiz gözlükler vatandaşın göz sağlığı için büyük tehdit oluşturuyor.
Kızılay, Karanfil’de bulunan Serdar Optik ’in sahibi Serdar Aydoğan ile imitasyon gözlük kullanımının zararlarını ve güneş gözlüğü kullanmanın gerekliliklerini konuştuk. Aydoğan, ‘’Metropol yaşantısında güneş gözlüğü artık bir zorunluluk’’ yorumunu yaptı.
Serdar Aydoğan, orijinal ve kaliteli gözlüklerin, sertifikalı bir şekilde satıldığını, koruma özelliklerinin yüksek derecede olduğunu belirterek, ‘’Gözlüklerde güvenilir mağaza ve markaların tamamında zaten sertifika ve belge var. Bununla ilgili hem satış yapan personel arkadaş hem de bu konuyla ilgili gözlüğün belgesinde bütün donanım ve bilgiler mevcut. Gözlüklerde, olması gerekenlerden birisi, filtre etme özelliği UV (ultraviyole) ışınların tamamını süzmesi. Bunun yanında, gözlük camının koyuluk oranının belli bir rakamın üstünde olmaması gerekiyor. Bu oran yüzde 55 yüzde 60 gibi rakamlar. Aşırı koyu camlarda, göze, biyolojik olarak karanlık hissi verdiği için, direk olarak göz bebekleriniz büyüyor ve normalde koruması gerekirken, 4- 5 misli daha fazla zarar vermesine sebep oluyor. Mevcut durumda işportada ya da kaçak satılan taklit gözlüklerin tamamının denetim ve kontrolü yapılmıyor. Bunların tamamının filtre etme özelliği olmadığı için göz zaten kendi kendini korumak için bütün reflekslerini yerine getiriyor. Biz, orijinal gözlük kullanarak bunu sadece desteklemiş oluyoruz. Göze bir savunma oluşturuyoruz. Şayet aldığınız işporta gözlüklerin ya da korumasız gözlüklerin verdiği zarar çok çok fazla ayrıca katarakt oluşmasına sebep oluyor. Birçok pigment rahatsızlığının da başlangıcını oluşturuyor’’ dedi.
METROPOL YAŞANTISINDA BİR ZORUNLULUK
Güneş ışınlarının şehir hayatında, gözü daha fazla yorduğunu ve korumanın öneminin arttığına değinen Aydoğan, ‘’Metropol yaşantısının getirdiği zorluklar çok fazla. Öncelikle kırsalda, doğada yaşayan insanların en büyük kolaylıklarından birisi güneşin vermiş olduğu zararlı ya da fazla UV ve dik gelen ışık açılarının birçoğunu doğada toprak, su ve ağaçlar emiyor. Metropol yaşantısındaki insanların gözlüğe bu kadar ihtiyaç duymasındaki sebeplerden birisi güneş sadece dikey olarak gözümüze zarar vermiyor. Artık araba, asfalt, beton, bina yansımalarının tamamını tekrar tekrar alıyor. Bu yansımalar güneşin dikey gelen ışınlarından çok daha fazla zarar veriyor. Çünkü orada evrimleşerek geliyor ışık, direk UV olarak gelmiyor. Metropolde yaşıyorsanız birçok korumayı mecburen bulundurmak zorundasınız’’ yorumunu yaptı.
GÖZLÜK BİR AKSESUAR HALİNE GELDİ
Gözlüğün koruma özelliğinin yanı sıra artık bir moda ve önemli bir aksesuar haline geldiğini anlatan Aydoğan, ‘’Moda çok göreceli insanın kendini iyi hissettiği gözlük doğru gözlüktür. Bütçeyle doğru orantılı ama artık hiç kimseye bir tane gözlük yetmiyor. Bundan 5 sene öncesi için söyleyecek olursak tek bir gözlükle güncel yaşantınızı, hafta sonunuzu, sportif aktivitelerinizi tek bir gözlükle giderebiliyordunuz. Ama bugünün şartlarında bu pek mümkün değil. Otomatikman sportif gözlüğünüzü farklı seçmek zorundasınız, güncel yaşantınızda kullandığınız gözlüğü farklı seçmek zorundasınız, modanın merkezinde bir gözlük olmalı. Sizi şımartacak, günü kurtaracak, kombin yapmadan çok rahat kullanabileceğiniz bir gözlük bulunmalı. Yani kısacası gözlük modası ve tarzı tamamen sizin bütçenizle alakalı bir durum’’ ifadelerini kullandı.
UYARI İBARESİ BULUNDURULMALI
İmitasyon gözlük satışlarının yaygınlaştığını ve kurumsal markaların bünyelerinde satıldığını belirten Aydoğan, uyarı ibareleriyle, gözlüklerin yalnızca aksesuar maksatlı olarak satılması gerektiğini söyleyerek, ‘’İnsanlara gözlük konusunda, ne yapmaları gerektiği söylenirken, sektöründe neler yapması gerektiğini söyleyebiliriz. Çalışmalar ve düzenlemeler yapılabilir. Örneğin Sağlık Bakanlığı ya da Gözlükçüler Derneği gibi kurumların denetlemeleri olmadığı sürece insanlar gözlerini koruyamazlar. Artık benzin istasyonlarında, marketlerde, giyim mağazalarında, takı mağazalarında bile gözlük satışı mevcut. Yani küçük, ufak tefek her mağazada, tekstil mağazalarının hepsinin kendi bünyesinde, hiçbir sağlık ibaresi bulunmayan gözlüklerin satışı yapılmakta. Gözlüklerin üzerinde ‘bu zararlıdır’ şeklinde bir uyarı yazısı bulunmalı. Herhangi bir markaya gittiniz, ürünü alıyorsunuz, o tekstil markası da ciddi bir marka olabilir ama satılan gözlüğün üzerinde bir ibare bulunmalıdır. Gözlük üzerine asılan, ‘’Bu bir aksesuardır, koruyucu özelliği bulunmaz’’ şeklinde bir ibare çok faydalı olacaktır. İnsanlar o gözlükleri, bir marka çatısı altından aldıkları için güvenilir olduğunu düşünüyorlar’’ dedi.
MARKA ADI ALTINDA SAHTE GÖZLÜKLER SATILIYOR
Sağlık Bakanlığı ve ilgili kurumların, imitasyon gözlükler ile ilgili çalışmalar yapması gerektiğinin altını çizen Aydoğan, ‘’Örneğin birçok marka diyor ki, benim ürünümün değersizleştirildiği nokta, bunun sahte olduğunu söylemeden satıyorsunuz. Başta o kurumsal gibi görünen çok büyük firmaların çatısı altından satılan o ürünler de, ‘bu göze zararlıdır, aksesuardır’ denilmeli. Yani Sağlık Bakanlığı bunun önüne geçmeden, gözün biyolojik yapısını korumaya çalışmak ne kadar doğru bilemiyorum. Çünkü adım başı, örneğin, Kızılay’da, çarşı merkezlerinde, bu işportaya meydan ve imkan veriliyor. Önemli olan, bence buradaki birinci sorun, marka altında satılan mağaza gözlüklerinin, madem bir kar amacı taşıyıp, para kazanmak hedefleniyorsa, en azından bir uyarı ibaresi ile onun bir aksesuar olduğu ve gözü hiçbir şekilde güneş ışınlarına karşı koruyamayacağı belirtilmeli. Çünkü hiçbir uyarı yok ve birçok insan bunu, kurumsal dediğimiz markaların çatısı altında güvendiği için orijinal olduğunu düşünüp takabiliyor’’ şeklinde konuştu.
(Rozita Merve HAMİDİ)
Editör: TE Bilisim