Öz İplik İş Sendikası’nın Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) işbirliğiyle yürüttüğü, Norveç Büyükelçiliği tarafından finanse edilen, İş Yerinde Kadına Yönelik Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Projesi’nin ilk toplantısı gerçekleştirildi. İş Yerinde Kadına Yönelik Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Projesi’nin ilk toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan ILO Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan, “Bazı meslek grupları kadınların özellikle şiddete maruz kaldıkları gruplar arasında yer alıyor, konfeksiyon sektörü de bu açıdan önemli. Bundan dolayı Öz İplik İş Sendikası tarafından hazırlanan İş Yerinde Kadına Yönelik Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Projesi’ni önemsiyoruz” ifadelerini kullandı. “ŞİDDET HAYATIN HER ALANINDA ÇEŞİTLİ ŞEKİLLERDE KARŞIMIZA ÇIKABİLİYOR” ILO Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan konuşmasında, şiddet ve tacizin sadece çalışma yaşamında değil hayatın her alanında rastlanılabilir bir durum olduğunu ifade ederek, “Gelişmiş gelişmemiş ülke ya da kamu-özel sektör de fark etmiyor. Hayatın her alanında çeşitli şekillerde karşımıza çıkabiliyor. Statünün de bir önemi olmayabiliyor ve birçok kişi işyerinde şiddet ve taciz ile karşılaşabiliyor” dedi. ILO’nun bu sene şiddet ve taciz sözleşmesini kabul ettiğini ve bunun çok önemli bir gelişme olduğunu ifade eden Özcan, “Çünkü devletler artık uluslararası sözleşmelere uymayı pek istemiyorlar. Devletlerin bu sorunda uzlaşmış olmaları da aslında bu sorunun ne kadar büyük bir sorun olduğunu da gösteriyor. Sözleşme ilk defa şiddet ve tacizin tanımını yapıyor ve bu konuyu insan hakları meselesi olarak görüyor. Şiddet ve tacizin engellenmesi için neler yapılması ve kimlerin neler yapacağını detaylı bir şekilde tanımlıyor. Ülkelere yol gösterici somut öneriler sunuyor” ifadelerini kullandı. Özcan, kadınların çalışma hayatında en çok tacize maruz kalanlar olduğuna değinerek konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Bu anlamda toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında kadınlara özel bir vurgu var ve bu sözleşme de şiddeti özellikle vurguluyor. Toplumdaki ve çalışma yaşamındaki sorunlar ise kadınları daha riskli duruma getiriyor. Bazı meslek grupları ise kadınların şiddete maruz kaldıkları gruplar arasında yer alıyor, konfeksiyon sektörü de bu açıdan önemli. Bundan dolayı Öz İplik İş Sendikası tarafından hazırlanan İş Yerinde Kadına Yönelik Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Projesi’ni önemsiyoruz.” “SIFIR ŞİDDET PROJESİYLE İNSAN ONURUNA YARAŞIR BİR İŞ ORTAMI SAĞLANDI” İş Yerinde Kadına Yönelik Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Projesi’nin ilk toplantısında konuşma gerçekleştiren Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, Öz İplik İş Sendikası’nın kadına yönelik şiddet ve tacizin işyerlerinde sona ermesi için önemli bir görev üstlendiğini ifade ederek, “İşyeri odağında yürüttüğümüz çalışmaların yanı sıra toplumda yaşanan her türlü şiddet ve tacizin önlenmesi de sorumluluğumuz altındadır. İşyerinde şiddet bildirim eksikliği nedeni ile çoğu kez gizli kalmaktadır. Konu önemsenmemekte, bazen de işin bir parçası olarak kabul edilmektedir. Konuyla ilgili daha güvenilir veriler ölümlü ya da ağır yaralanma ile sonuçlanan olaylara ilişkindir. Bazı işyerlerinde şiddet riski diğerlerine göre daha yüksektir. Tekstil sektörü de yüksek risk içeren sektörlerden birisidir” dedi. Öz İplik İş Sendikası’nın, kadına yönelik her türlü şiddet ve taciz konusuna ilişkin kamuoyuna açık bir karşı duruş sergilemeyi, cinsiyetçilik ve şiddeti devam ettiren tüm tutum ve eylemleri kınamayı ve bu konuyu eyleme taşıyarak projeler gerçekleştirmeyi, eğitim vermeyi özetle bu konuyla her türlü mücadelede bulunmayı taahhüt ettiğine değinen Ay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu taahhütle de birlikte sendikamız Kadına yönelik şiddet ve tacizinin işyerlerinde sona ermesi için bir iyileştirme süreci için önemli bir görev üstlenmiştir. Küresel markalara üretim yapan örgütlü olduğumuz işyerlerinde uyguladığımız sıfır şiddet projesiyle insan onuruna yaraşır bir iş ortamı sağlanmıştır. Sendikamız şiddetten arınmış bir iş yaşamı için çok önemli adımlar atarak kadına şiddet uyguladığı mahkeme kararıyla tespit edilenler sendikanın zorunlu organlarında görev alamaz şeklinde bir maddeyi toplu iş sözleşmesine eklemiştir. Bu tür somut adımların her kademede uygulanması şarttır. “PROJE İŞ DÜNYASI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR ÖRNEK OLUŞTURACAKTIR” Türkiye’nin, İstanbul sözleşmesinden sonra işyerinde şiddet ve tacizin sona erdirilmesi için ILO sözleşmesini onaylayan ilk ülke olmasının en büyük temennileri olduğunu ifade eden Ay, “Tam bu noktada Norveç Büyükelçiliği tarafından finanse edilen, İş Yerinde Kadına Yönelik Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Projesi, 10 Mayıs 2019 tarihinde kabul edilerek; sözleşmenin kabulü öncesi uygulanmaya başlanmış ve iş dünyası için çok önemli bir örnek oluşturacaktır. Sendikamız İşyerinde Kadına Yönelik Taciz ve Şiddetin Önlenmesi Projesi ile İşyerinde şiddete yönelik farkındalığı artırarak konuya ilişkin rehber olacak politikalar oluşturacaktır. Sorunların çözümünde, ihtiyaçların giderilmesinde sosyal diyalog mekanizmasını araç olarak kullanarak ortak çözümler oluşturacağımız inancıyla bu yapıya her kurumun katkılarının büyük olacağına inanıyorum” dedi. “MESELE SADECE KADIN MESELESİ DEĞİLDİR” Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baş ise konuşmasında, “İşyerlerinde yaşanan şiddet, taciz, mobbing gibi olumsuzlukların nedenleri ortaya koyulmadıkça aynı şeyleri konuşmaya devam ederiz” ifadelerini kullanarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kısa bir örnek verecek olursak, sorunlarımız evden çıkarken başlıyor esasında. Asansörde selam vermeyerek, günaydın demeyerek ve suratımızın sürekli asık olmasıyla gün içerisinde bu durum zirveye çıkıyor ve şiddet başlıyor. İşin özü biz toplum olarak birbirimizle konuşmayı beceremiyoruz. Ya hiç konuşmuyoruz ya da konuşunca kavga ediyoruz. Anne babalar çocuklarına, çocuklar anne babalarına ya da eşler birbirlerini ‘seni seviyorum’ diyemiyorlar. Tüm bunları göz önüne alırsak yaşananların hepsinden kaçınmak zor oluyor ve bunu yaşamaya devam edeceğiz demektir. Eğer ki sabahları birbirimize güler yüz göstermeyi içselleştiremiyorsak kavga etmemek de kaçınılmaz olacaktır.” Mobbingle karşılaşılan birçok ortamın olduğuna dikkat çeken Baş, devlet olarak mevzuatı uygulamanın ötesine geçilemediğini ifade ederek şunları söyledi: “Özellikle sendikalar ve çalışma hayatında kadınlarımızın sayısının biraz daha artması ile şiddet ve tacizin azalacağına, eğitim faaliyetleri ile farkındalığın maksimum seviyeye çıkarılacağına inanıyorum. Özellikle eğitim üzerinde durulması gereken en önemli konulardan birisi. Ayrıca bu mesele sadece kadın meselesi değildir, erkeklerle birlikte çözülecek bir meseledir.” Konuşmalarından ardından katılımcılar “Kadına Yönelik Şiddete ve Tacize Son” yazılı tişörtler giyerek fotoğraf çekildiler. (Türkan ÇATAL YILDIZ)