İzmir'in Konak ilçesinde sağanak yağış esnasında elektrik akımına kapılan 2 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin 3 günlük karar duruşmaları 2'nci gününde de sürdü. Savcılık makamı tutuklu sanıkların aynı şekilde tutuklu yargılanması ve adli kontrol şartı kararının kaldırılmaması yönünde değerlendirme yaptı.
Konak ilçesi Alsancak semtinde, 12 Temmuz günü sağanak yağışın etkili olduğu günde su birikintisine basan Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisi Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesiyle ilgili 13 kişinin tutuklu bulunduğu 42 sanıklı davanın 3 gün sürecek karar duruşmasının ilk gününde tutuksuz sanıklar, bugün ise tanıklar ifade verdi.
"Suçlu olmadığımıza inandığımız için adımızı verdik"
Mahkemede ifade veren Kanalizasyon Daire Başkanı Barış Koç savunmasında, "Biz adalete yardım etmek için kendi isimlerimizi verdik, Acılı ailelere saygı duyduğumuz için verdik, Suçlu olmadığımıza inandığımız için adımızı verdik, Adaletten ve yargılanmaktan korksaydık ve suçlu olsaydık isimlerimizi kendimiz yazıp adli kurumlara vermezdik." dedi.
"Kalp masajı yaptık ama dönmedi"
Duruşmada dinlenen bir diğer tanık Nurullah Özel, "O gün sokakta sesler duydum. Gittiğimde Ersin ağabey vardı. 'Yaklaşma' dedi. Elektrik akımı vardı. Evime gidip çizmemi aldım. Döndüğümde Özge Hanım'da yaşam belirtisi yoktu. Gidip, bahçe hortumumu aldım. Döndüğümde iki kişi vardı. Sudan çıkardık. İnanç Bey'de yaşam belirtisi vardı. Özge Hanım'a kalp masajı yaptık ama dönmedi. O bölgeden daha önce de duman çıkıyordu." dedi. Sanık avukatlardan biri ocak ayında bölgede yapıldığı belirtilen asfalt çalışmaları sonrası sorunların devam edip, etmediğini sordu. Özel, bilgisi olmadığını dile getirip, nisan, mayıs ve mart ayı civarında o bölgeden duman çıktığını gördüğünü söyledi. Tanık Nihat Yıldırım ise "Alsancak'ta esnafım. O gün oradaydım. Ölen arkadaşları Nurullah ile birlikte çıkardık" sözlerine yer verdi. Sanık avukatlarından birinin, "Çalışma yapanların kıyafetlerinde, sırtında hangi kuruma ait olduğu yazıyor muydu?" sorusuna yanıt veren Yıldırım, "Çaprazdayız. Çalışmaları aynadan bakarak görüyorduk ama sırtlarında bir şey yazmıyordu." dedi.
Maktullerin suda ne kadar kaldığı soruldu
Tanıklar dinlendikten sonra Öktamay'ın aile avukat Cenk Düzgüner, maktullerin suyun içerisinde ne kadar kaldığını ve elektriğin ne zaman kesildiği sordu. Mahkeme başkanı, tanıklara tek tek sorulmasını istedi. Bazı tanıklar iki kişinin suda ne kadar süre kaldığını hatırlamadığını söylerken, bazı tanıklar olaydan 15-20 dakika sonra elektrik personelinin kontrol kalemiyle suyu kontrol ettiğini ve suda elektriğin bulunduğunu söyledi.
Maktullerin tam olarak nereye bastığı soruldu
Mahkeme başkanı daha sonra, tanıklara cep telefonuyla olay gününün görüntüsünü izletti. İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in tam olarak nereye bastıklarını sordu. Tanıklardan Kamil Alan, "Büyük ihtimalle mazgalın köşesine basıyor. Daha önce sudan geçen çok kişi var. Mazgaldan kaynaklı. Kız, mazgala bastığı anda düşüyor. Kablo mazgalın altında, köşede" derken; diğer tanık Abdullah Demirkaya "Defalarca geçtim, olay yerinde baktım. Özge Hanım iki mazgalın arasına basmıştı" dedi. Tanık Nurullah Özel ise "Mazgallardan birinde sürekli bir hareket, boşluk vardı. Özge Hanım'ın direkt mazgalın üzerine bastığını düşünüyoruz. İnanç Bey'i ilk önce elektrik çarpmaması da mazgala temas etmemesindendi." diye konuştu.
Tutuklu yargılamaya devam talebi
Duruşma savcısı, mahkemeye mütalaasını sundu. Tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamını, adli kontrol şartının sürmesini ve olay yerinde keşif yapılıp, yeni bilirkişi incelemesi yapılmasını istedi. Cumhuriyet savcısı dinlenmeyen bir tanığın kaldığını ifade ederek taşeron firma Demircan A.Ş. ile sanık Halit Özpelit arasındaki sözleşmede, Cenan Demircan'ın imzasının bulunduğunu, bu kişi hakkında dava açılıp yargılamaya dahil edilmesini istedi. Ardından tutuklu sanıklar, mütalaa karşısında avukatları ile savunma yapmaya başladı. Mahkeme başkanı, duruşmaya ara verdi.