Hayatın içinden geçerken, pek çoğumuz zaman zaman aynı yerden bakmanın getirdiği rahatlığa kapılırız. Bu sabit bakış açısı, bize tanıdık gelir; alışılmıştır ve güvenlidir. Ancak, yaşamda durduğumuz noktadan her zaman aynı şekilde bakmaya devam ettiğimizde, düşüncelerimiz ve eylemlerimiz bir süre sonra katılaşır. Bu katılaşma, bizi fark etmeden kendi döngümüzün içine hapseder.
Yaşama karşı duruşumuz, umutlarımız, savaşlarımız ve isteklerimiz hep aynı perspektiften değerlendirilirse, bir noktada sabitlenir. Aynı noktadan bakmak, zamanla bir kısır döngü yaratır. Dönüp dolaşıp aynı sonuçlarla karşılaşmak, ne yazık ki değişime kapalı olan bu sabitliğin kaçınılmaz sonucudur.
Bu sabit döngüden çıkmak için genellikle çözümü dış dünyada ararız. Yaşadığımız zorlukların veya olumsuzlukların sorumluluğunu almak yerine, dışarıdaki faktörleri suçlarız. Bu, belki de insan doğasının bir yansımasıdır: Sorumluluğu içsel olarak üstlenmek, kendi kusurlarımızla yüzleşmek cesaret ister. Ancak, bu cesareti göstermediğimiz sürece, kısır döngüden kurtulmamız mümkün olmaz.
Kendi içimizdeki çözüm arayışını ihmal ettiğimizde, dışarıya yöneliriz. Sorunları çözmek için çevremizi, ilişkilerimizi veya koşullarımızı değiştirmeye çalışırız. Fakat bu yaklaşım, genellikle bizi aynı noktalara geri döndürür. Çünkü asıl sorun, dış dünyada değil; içimizdeki sabit bakış açısında yatar.
Bu döngüye bir isim de veririz: Karma. Yaşamda karşılaştığımız zorlukları, geçmiş eylemlerimizin kaçınılmaz sonuçları olarak görürüz. Ancak, gerçekte bu 'karma' dediğimiz şey, kendi sorumluluğumuzu üstlenmediğimiz, içsel olarak dönüşümü reddettiğimiz durumlarda ortaya çıkar. Sorumluluğu dışa atmak, çözümü hep başkalarında aramak, bizi yalnızca aynı noktada dönenip durmaya mahkûm eder.
Oysa, gerçek değişim ve ilerleme, kendi içimize dönüp, sabit düşünce kalıplarımızı sorgulamakla başlar. Sabitlikten vazgeçip, farklı açılardan bakmayı öğrendiğimizde, yaşamımızda yepyeni kapılar aralanır. Zorlukların karşısında sorumluluk alıp, çözümü kendi içimizde aradığımızda, kısır döngüden kurtulmak ve gerçek özgürlüğe adım atmak mümkün olur.