CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, Sakarya Hendek'teki hava fişek fabrikasında patlamanın ardından fabrika sahibinin iş adamlarına verdiği yemeğe tepki gösterdi. Fabrikadaki patlama ile ilgili, "Ortada kaza yok, cinayet var" diyen Kılıçdaroğlu, "Şimdi baroları parçalıyorlar. Bu bir bölücülük projesidir ve ülkeye ihanettir. Paralel devlet olmaz, vali olmaz, nüfus müdürü bir tane; Neden çoklu baro?" şeklinde konuştu. Gelibolu Yarımadası’nda çıkan yangına da değinen Kılıçdaroğlu, “Çanakkale’de meydana gelen yangının kontrol altına alındığını öğrendik. Yangınların yanan ağaçların da canlı olduğunu unutmamamız gerekiyor. Çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakılması açısından ormanlarımızın korunması çok önemli. Hendekte 7 vatandaşımız hayatını kaybetti. O insanlar fabrikada evlerine helal ekmek götürmek için çalışıyorlardı. Devlet ruhsat vermişti, günün 24 saati orada çalışılıyor ama siz önlem almıyorsunuz patlamalar oluyor ve insanlar hayatını kaybediyor” dedi. Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısındaki konuşmasından satır başları şöyle: "ORTADA KAZA YOK, BİR CİNAYET VAR" “İlk gelen raporlar. Bu işletmelerle ilgili bir tüzük var. Tüzüğe uygun binalar uzak yapılmamış. Havalandırma sistemi yetersiz. Yangından koruma yönetmeliğine uyulmamış. Duvarların yanmaz ya da 12 saat dayanıklı yapılması gerekiyordu. İçişleri Bakanlığı konuşuyor, “Denetimleri yapıldı” nerede bu duvarlar nerede önlemler. Sen İçişleri Bakanı’ysan sana o temiz raporunu vereni bulur açığa alırsın. CHP’li belediye başkanı olsa hemen açığa alırdın. Ortada bir kaza yok ortada bir cinayet var.” “Yılmaz Özdil, seversiniz sevmezsiniz. Baro Başkanlarına çıkarılan engeller üzerine bir yazı yazmış, Baroların ne işi var TBMM’de diyor, barolara kızıyor. Çünkü TBMM’nin vesayet altında olduğunu biliyor. Biz de biliyoruz. Böyle bir eleştiri yazmış. TBMM Yılmaz Özdil hakkında suç duyurusunda bulunuyor.” “90 BİN ESNAF KEPENK KAPATTI” Biz bunları konuşuyoruz ama vatandaşın derdi farklı. Çiftçinin, esnafı derdi farklı.56 ilde 90 bini aşkın esnaf kepenk kapattı. İflas etti. Onların yanında çalışanlar da işsiz kaldı. Bir esnafın dediği çok güzeldi; “40 yıldır vergi ödediğim devlet bana 40 gün bakamadı.”Tefecilere hortum gibi para akıyor. Ekonomi çetelerine gidiyor para. Londra’daki bir avuç tefeci. Bir günde Türkiye Cumhuriyeti'nin ödediği faiz 277 milyon 610 bin Türk Lirası. Demek ki para var, buraya gidiyor. Londra'daki tefecilere bir gün ödediği faizi esnafa ödeseler, “Allah razı olsun” diyecek ama bunlar olmadı. Dolarla garanti vermişsiniz. Beşli çete olarak tanımladığımız kişiler. "BİZ BU ÜLKEYE ADALETİ GETİRECEĞİZ” “Biz bu ülkeye adaleti getireceğiz. Sadece mahkeme salonlarında değil, karnı aç bir çocuk için de adaleti sağlayacağız. Bir komediyle karşı karşıyayız. TÜİK’in rakamlarını çıkarın fiyat artışlarına bakalım. İlk 6 ayda pirin yüzde 13, ne kadar verecekler 1.75, Makarna 10, Dana eti 15, kuzu yüzde 17, margarin yüzde 21, limon yüzde 77, tren yüzde 17, sabun yüzde 14 artış fiyatı.Siz kaç vereceksiniz; 1.75. Bu vicdan mıdır? Emeklilere sesleniyorum; Hala bu iktidara oy mu vereceksiniz?Bayram ikramiyesi neden bin TL. En az bin 500 TL isteyin, sizin hakkınız. Yıllarca alın teri döktünüz, bu ülke kalkınsın diye. Bu devlet size baksın biraz. Onlar sizin halinizden anlamazlar. Onların yedikleri, içtikleri ayrı. Onlar ceplerinde dolar taşırlar. Bugün milyonlarca genç işsizim diye haykırıyor. Bir genç, “Köpek gibi çalışıyorum ama et yiyemiyorum” diyor. Bu insanları bu hale kim getirdi." “TÜRKİYE BU GERÇEKLE YÜZLEŞMEK ZORUNDA" Geçen Gaziantep’ten gelen AKP’ye oy veren bir kişi ile konuşuyorum. “Gaziantep’de anneme bir ev aldım. Geçenlerde gittim annem; “Oğlum ekmek alacak param yok para bırakır mısın” dedi.” Bunları söyledi bana, emeklinin hali bu. Bebek mamasına alarm zili neden takarlar. Bebek mamasını kim çalar? Çocuğu olan, mama alacak parası olmayan çalar. Türkiye bu gerçekle yüzleşmek zorunda. ADALET BAKANINA SERT TEPKİ Devletin dini adalettir demiştir Hz. Ali. Avukatlar, destek kuruluşu olarak bir araya gelir ve bir baro oluştururlar. Adalet için çabalarla. Şimdi baroları parçalıyorlar. Bu bir bölücülük projesidir ve ülkeye ihanettir. Paralel devlet olmaz, vali olmaz, nüfus müdürü bir tane; Neden çoklu baro?Baroları denetleme hakkına da sahipsin sen. “Hayır, baroları böleceğim” diyor. Milliyetçi Avukatlar Başkanı, “Bölücülüktür, yine aldatılıyorsunuz yazık ki bunu fark etmeniz yıllar alacak” diyor. Teklif nerede görüşüldü? Adalet Komisyonu'nda. En büyük adaletsizliklerin yapıldığı komisyon. Baro başkanları gelmek istiyor, izin vermiyorlar. Ama bir gün önce avcılık ile ilgili bir yasa görüşülüyor ve Avcılık tarım temsilcileri davet ediliyor. Bu yapılan doğru mu, doğrudur. Peki baro başkanları neden alınmadı. Adalet Bakanlığı’nın görüşü alınmadı. Baroların görüşü alınmadı. Adalet Bakanı’nın kendisinden de görüş alınmadı. Adalet Bakanı’na sesleniyorum; Bu kanun TBMM’den geçiyor ve sen de sesini çıkartmıyorsan, sen gerçek Adalet Bakanı değilsin.” “ÇANKIRI BARAJININ TEMELİ BİLE YOK” “Çankırı’da Devrez Kızlaryolu Barajı. Arkadaşlarımız gitti, törenler yapılmış paralar harcanmış, çiftçi memnun bayram ediyor. Arkadaşlar gittiler, bu baraj ne oldu işe yaradı mı? Bakıyorlar ortada baraj yok, barajın temeli dahi yok. Bu kadar büyük sihir görmedim. Bu kadar törenler yapar temeller atarsınız, sonra bir bakıyorsunuz ortada hiçbir şey yok. Neden böyle rahatlar; Çankırı bizim değil mi nasıl olsa gelir bana oy verir. Kazın ayağının böyle olmadığını şimdi sen göstereceksin. Sandığa gidip “Sen beni kandırırsan ben de sana oy vermem” de, ben bunu sizden bekliyorum. “ Kadir GÜRHAN