Bir bayramı ve tatilini daha geride bıraktık. Herkes bir yerlere gitti. Özellikle tatil bölgeleri kelimenin tam anlamıyla doldu taştı. Son dönemin favori tatil bölgelerinden Çeşme’de tam bir bayram havası vardı ama bayram koronavirüse geldi sanki… Arife gününden itibaren nüfusu artmaya başlayan Çeşme’de bayramın ikinci ve üçüncü günü nüfusunun 1 milyonu aştığı söyleniyor. 1 milyon insan bir arada. Plajlar tıklım tıklım haldeyken sosyal mesafeyi korumak mümkün olamaz. Ki o sıcakta, tatil modunda kimsenin maske takmayı düşündüğünü sanmıyoruz. İnsan kendini neden bu derece riske eder ki. Bunda maalesef ki açıklanan vaka sayılarının çok büyük payı var. Evet Türkiye’de koronavirüs nedeniyle yaşanan ölüm sayıları çok şükür daha az. Ama bu kime neyin garantisini veriyor. Sizce hayatını bu virüs nedeniyle kaybeden insanlar öleceklerini düşünmüşler midir? Tabii ki hayır… Ama bu hastalığı ciddiye almamak çok çok büyük bir hata… Herkes unuttu gitti. Özellikle böyle bayram dönemlerinde iyice unutuluyor. Özellikle toplumda yer alan akraba aşkı her şeyi unutturuyor. Durum gerçekten trajikomik. Birbirini uzun süredir görmeyen insanlar birbirlerine sarılmaktan kendilerini alamıyorlar. Sürekli ‘bulaşırsa senden bulaşsın, bize bir şey olmaz, bende bir şey yok’ diyalogları kullanılıp duruyor. Yapmayın Allah aşkına ya. Kendinizi düşünmüyorsanız bir seferlik olsun başkalarını düşünün. Önümüzdeki günlerde rakamların yükselişini maalesef ki göreceğiz. Bu dönemin bitmesi elimizde ama bir şey yapmıyoruz. Uzattıkça uzatıyoruz. Umursamazlığın sonu her zaman aynı oluyor işte. Bu gündem uzun bir süre daha böyle devam edecek gibi. Umarım hepimiz bir şekilde kendimizi ve sevdiklerimizi koruyabiliriz. Sosyal medyada hastanelerin dolu olduğu konuşuluyor. Bu süreçte yaşanabilecek en olumsuz durum İtalya’da çok net gördüğümüz sağlık sisteminin hasta sayısını kaldıramaması. Şu anda yoğun bakım servislerinin tamamen dolu olması pek hayra alamet değil. Bu tatil sonrası kimseye iyi gelmeyecek gibi…