Özel Haber: Türkan Çatal Yıldız
Yeni eğitim-öğretim yılı 12 Eylül’de başlayacak. Aileleri ise okul alışveriş heyecanı sardı. Fakat bu sene aileler okul ürünlerine gelen yüksek zamlardan dolayı dertli. Kırtasiye ürünlerine geçen yıldan bu yana yüzde 300 zam geldiğini ifade eden Mustafa Dursun, ilkokula başlayan bir öğrencinin kırtasiye alışverişinin en az 700 lira tuttuğunu ifade etti. Ankara Kitap ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası Başkanı Müslüm Küçükarzuman ise yaptığı açıklamada, zincir marketlerin kırtasiye ürünlerinin satışını yapmasının işlerini çok kötü etkilediğine değinerek, Türkiye’nin kırtasiye ürünlerinde dışa bağımlı olduğunu belirtti ve fiyat artışının da kura bağlı olarak değiştiğini söyledi.
Kırtasiyede KDV'nin düşürülmesi gerektiğini belirten Küçükarzuman, "Bir alt yapısı oluşturularak KDV ya düşürülmeli ya da tamamen sıfırlanmalı. Yüzde 18 olan kırtasiye ürünlerinde KDV oranının yüzde 8'e, yüzde 8 olan kırtasiye malzemelerinde ise KDV oranının yüzde 1'e düşürülmesini istiyoruz. Eğitim ve öğretimde dar gelirli kişilerin kırtasiye ürünlerine daha kolay ulaşımı ve kırtasiye sektörünün önünün açılması ve geleceği adına KDV oranları ya düşürülmeli ya da sıfırlanmalı." ifadelerini kullandı.
“TÜKETİCİ KALİTEDEN ÖDÜN VERMEYE BAŞLADI”
Karanfil Sokak’ta yer alan Galeri Ekin’in müdürü Mustafa Dursun kırtasiye ürünlerinde yaşanan fiyat değişikliklerine ilişkin bilgi verdi. Kırtasiye ürünlerinde geçen yıl ile bu yıl arasında yaklaşık yüzde 300 fiyat farkı oluştuğuna dikkat çeken Dursun, geçen yıl çocuğuna kırtasiye alışverişi yapan bir velinin bu sene geçen yıl ödediğinin nerdeyse 3 katı bir ücret ödeyeceğini belirtti. İlkokula başlayan bir öğrencinin kırtasiye masrafının bu sene yaklaşık 700 lira tuttuğuna değinen Dursun, “Tabi bu fiyat kaliteye göre değişiyor, ama en az tutacak kırtasiye masrafı için 700 lira diyebilirim. Bu da tüketicinin kaliteden ödün vermesine neden oluyor” dedi.
Dursun sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüketici ise gözlemlediğim kadarıyla bu sene daha az ürün almaya gayret ediyor. Kırtasiyeye gelenlerden duyuyoruz birçoğu geçen seneden kalan defterleri kullanmayı planlıyor. Zaten yıl geçtikçe sezon zamanı satışların düştüğüne de tanık oluyoruz.”
Mustafa Duran
“7 AYDIR SÜREKLİ ETİKET DEĞİŞTİRİYORUZ”
Kırtasiye ürünlerinin yüzde 70’inin ithal ürün olduğuna, kurun yükselmesinin fiyatlarını da etkilediğine vurgu yapan Dursun konuşmasına şöyle devam etti:
“En çok şu ürüne zam geldi diyemem, hepsine de aynı derecede zam geldi. Çünkü Türkiye’de kullanılan kırtasiye ürünlerinin neredeyse tamamı ithal ürün. İthal ürün satışı yaptığımız için de kur bazlı fiyat tarifesi uyguluyoruz. Kur yükselince haliyle bizdeki ürünlerin de fiyatı yükseliyor. Yaklaşık 7 aydır dükkandaki ürünlerin fiyatı değiştiği için biz de sürekli etiket değiştiriyoruz, buna mecbur kalıyoruz.”
“KAR ORANIMIZ DÜŞÜŞTE”
“Kırtasiyelerde satılan ürünlerin fiyatı arttıkça esasında bizim de maliyetlerimiz aynı oranda artıyor” diyen Dursun son olarak şunları ifade etti: “Bu da kar oranının düşmesine neden oluyor. Şu da var ki piyasadaki yükselişe göre de zam yapamıyoruz, çünkü esas yapmamız gereken zammı yaptığımız zaman bu kez de tüketicinin tepkisini çekiyoruz. Mümkün olduğu kadar zamlarımızı minimize tutmaya çalışıyoruz, bu da tabi dükkanın kar oranını da aşağı yönlü olarak etkiliyor. Sattığımız ürünlerin yüzde 18’i KDV’ye gidiyor, biz de en fazla yüzde 30 kar yapabiliyoruz. Kazandığımız yüzde 30 kar da dükkan kirasına, işçilerin maaşına, sigortasına gidiyor. Yani başa baş gidiyoruz diyebiliriz.”
KÜÇÜKARZUMAN: ZİNCİR MARKETLER HAKSIZ REKABETE YOL AÇIYOR
Ankara Kitap ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası Başkanı Müslüm Küçükarzuman ise yaptığı açıklamada zincir marketlerde kırtasiye ürünlerinin satışının yapılmasının kırtasiye esnafının en büyük sorununu oluşturduğuna değindi.
Küçükarzuman sözlerine şöyle devam etti: "Bizim en büyük problemimiz zincir marketlerde kitap ve kırtasiyenin satılması. Haksız rekabete yol açan zincir marketler, kırtasiye ve kitap sektörümüzün de dahil olduğu 22 meslek koluna zarar veriyor. Kırtasiyecilerimiz için okul sezonu başladı. Satışlarda önemli bir hareketlilik beklediğimiz bu günlerde zincir marketler için de okul sezonu başladı demek doğru olur. Bizim için en önemli dönemde şimdi herkes kırtasiye satıyor. Bakkalı, kasabı, eczanesi, süpermarketi ve en önemlisi de zincir marketler. Kırtasiyeciler dışında kırtasiye ürünü satmayan kalmadı neredeyse. Sektörümüz çok ciddi yara aldı. Artık esnafımız, zincir marketlerle baş edemiyor, rekabet edemiyor. Ankara Kitap ve Kırtasiyeciler Odası olarak biz dedik ki; alanı 1500 M2'den az olan marketlerde kırtasiye satılmasın. Büyük marketler satacaksa ise 12 M2 reyon ayırabiliyorsa yapsın dedik. Esnafımızın aldığı mal ile zincir marketlerin çektiği mal arasında dağlar kadar fark var. Bu zincir marketler binlerce şubesine, ürünü toptan ve direkt fabrikadan çok uygun fiyata aldıkları için esnafımız bu durumla baş edemiyor. Zincir marketlerin gıdadan temizlik ürünlerine, et ve süt ürünlerinden sebze ve meyveye, kırtasiyeden elektronik, giyim ve oyuncak sektörüne kadar çok geniş yelpazede mal satışı yapması esnafı iş yapamaz hale getirdi. Müşteri, peynir, zeytin alırken çocuğunun ihtiyacı kırtasiye ihtiyacını da alıp tek kalemde kredi kartından çektirip çıkıyor marketten. Esnafı korumak için zincir marketlerin faaliyet alanlarının sınırlarını belirleyen yeni adımlara ihtiyaç var. Esnaf ve sanatkarı koruyacak perakende yasasının bir an evvel çıkmasını istiyoruz."
Ankara Kitap ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası Başkanı Müslüm Küçükarzuman
“KIRTASİYECİLİK YAPMAK ARTIK DAHA DA ZOR”
Küçükarzuman, kırtasiye ürünlerinde Türkiye’nin dışa bağımlı olduğuna değinerek fiyat artışının kura bağlı olarak değiştiğini ifade etti. Küçükarzuman sözlerini şöyle sürdürdü: "Kırtasiyecilik yapmak artık her geçen gün daha da zorlaşıyor. Ülke olarak bizim üretimimiz yok. Kağıttan tutun, silgiye kadar yüzde 100 dışarıya bağımlıyız. Kırtasiye ürünlerinde bir önceki yıla göre yıllık bazda fiyat artışı yüzde 120 oldu. Fiyat artışları durdurulamıyor."
Kırtasiye ürünleri alırken 'CE' işaretine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Küçükarzuman, "En sağlıklı malzemeyi kırtasiyeciden alabilirsiniz. CE, ürünün güvenli, kullanılabilir ve sağlıklı olduğunu gösteren, standartlara uygun olduğunu gösteren bir işaretleme; uluslararası bir belgedir. Tüketici, kırtasiye malzemesi alırken CE belgesine dikkat etmeli." hatırlatmasında bulundu.
Kimi öğretmenlerin okullarda ek kaynak istediğini ve bunun da öğretmenlerin okullarda ticaret yaptığı anlamına geldiğine değinen Küçükarzuman, "8. sınıfa kadar okullarda verilen devlet kitapları ücretsiz olarak dağıtılıyor. Bu kitapların içeriğini destekleyici kaynak yardımcı kitaplar alma ihtiyacı ortaya çıkıyor. Burada öğretmenler kendilerine görev ediniyor. Öğretmen tavsiye ediyor, talep ve paralar toplanıyor, toplu kitap alınıyor ve öğretmen öğrenciye kitabı satıyor. Bu durumda görevinin dışına çıkan öğretmenin gerektiğinden fazla para aldığı duyumlarını alıyoruz. Kırtasiyeciler olarak bu durumdan rahatsızız. Bu duruma 'okullarda ticaret yapılıyor' demek yanlış olmaz." değerlendirmesinde bulundu.
'YÜZDE 18 KDV ÇOK YÜKSEK'
Kırtasiyede KDV'nin düşürülmesi gerektiğini belirten Küçükarzuman, "Bir alt yapısı oluşturularak KDV ya düşürülmeli ya da tamamen sıfırlanmalı. Yüzde 18 olan kırtasiye ürünlerinde KDV oranının yüzde 8'e, yüzde 8 olan kırtasiye malzemelerinde ise KDV oranının yüzde 1'e düşürülmesini istiyoruz. Eğitim ve öğretimde dar gelirli kişilerin kırtasiye ürünlerine daha kolay ulaşımı ve kırtasiye sektörünün önünün açılması ve geleceği adına KDV oranları ya düşürülmeli ya da sıfırlanmalı." ifadelerini kullandı.