Başkent’in en önemli kitap adreslerinden biri olan Olgunlar Çarşısı eski günlerini yad ediyor. Okulların açılması ile birlikte hareketlenmesi beklenen Çarşı, satış yaptığı günleri mumla arıyor. Çarşının genel durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Esnaf ise, yeteri derece de satış yapamadıklarından şikayetçi. Yaklaşık 25 yıldır Olgunlar Çarşısı’nda kitap sattığını belirten Hayrettin Koçer, eğitim sektörünün zamanla ticarete dönüştüğünü söyledi. Olgunlarda 25 yılda birçok şeyin değiştiğini dile getiren Koçer, “Eğitim diye bir şey kalmadı. İlk bu işe başladığımızda devlet kitap vermiyordu ve insanlar bir şekilde eğitim alıyorlardı. Her şey uygundu. Devlet şimdi kitap veriyor ama kitapta bilgi yok. Öğretmenlerin belirlediği kaynaklar ise ateş pahası. Vatandaş da bu kaynakları alamıyor. Yani ne eğitim kaldı ne kitap” diye konuştu. “İNTERNET SATIŞLARI BİZİ OLUMSUZ ETKİLİYOR” Başkent’te kitabın adresi Olgunlar Çarşısı unutulmaya yüz tutuyor. Esnaf, işlerinin düşüklüğünü vatandaşın kitap okumamasına bağlarken, bir diğer faktörün de internetten alışveriş olduğunu ifade etti. Gerek edebi eserler gerekse ders kitapları satın almak için Başkentliler Başkentlilerin akın ettiği Olgunlar Çarşısı bu aralar en hareketsiz günlerini yaşıyor. Yaz aylarında tenha görüntüsü ile dikkat çeken Olgunlar Kitap Çarşısına okulların açılması da etki etmedi. “EĞİTİM SEKTÖRÜ RANT KAPISINA DÖNÜŞTÜ” Eğitim sektörünün birkaç kişinin eline düşerek ranta dönüştüğünü söyleyen Koçer, “Eğitim sektörü rant kapısı olmuş durumda. Şuan sadece yabancı diller kitapları satıyor. Olgunlara sadece yabancı diller kitaplarını almak için geliyorlar. Ders kitaplarını da ikinci el olarak satıyorduk. Şimdi Devlet onları da verdiği için satmıyoruz. Yabancı dillerden sonra kaynak kitap için geliyorlar. Kaynak kitap da çok pahalı. Yani işlerimiz gittikçe çok kötüleşiyor. Çok az satış yapıyoruz. Piyasa daraldı ve birkaç kişinin eline kaldı. Onlar da sadece fırsatçılık yapıyor, başka bir şey yapmıyor. Ülkede eğitim sektörü bittiği için biz de burada düzensiz çalışmaya başladık. 20 yıldır yok olmaya devam ediyoruz. Sona yaklaşmış durumdayız. Pek bir şey kalmadı” dedi. “ÖĞRENCİLERİMİZ ÜLKEMİZİN GELECEĞİDİR” ‘Devlet kitap dağıtmamalı, devlet vatandaşa hediye çeki vermeli’ diyen Koçer, “Dördüncü sınıftaki çocuğun kitap masrafları ne kadar tutuyorsa o kadarlık bir hediye çeki vermelidir. Öğrenci de ister ikinci el ister birinci el kitap alır. Bu kendisine kalmış bir durumdur. Bu ülke ekonomisine de katkı sağlar. Öğrenci, 300 liralık hediye çekinin 100 lirasını kitapta 200 lirasını da üst baş yaparak kullanabilir. Birkaç yandaşı zengin ederek kitap veriliyor diye yaygara koparmanın da bir anlamı yok. İçinde bilgi olmayan bir kitaptan öğrenci ne alabilir ki. Öğrencilerimiz ülkemizin geleceğidir. Onları en iyi şekilde yetiştirmek bizim grevimizdir. Öğrencilerin çok çalışması gerekir. Araştırarak birçok dil öğrenmeleri gerekir. Sadece okulda verilenle yetinmemeleri gerekir” şeklinde konuştu. “ELİMİZDEN GELDİĞİ KADAR ÖĞRENCİLERE YARDIMCI OLMAYA ÇALIŞIYORUZ” Ellerinden geldiği kadar öğrencilere yardımcı olmaya çalıştıklarını kaydeden Koçer konuşmasına şu şekilde devam etti: “Biz öğrencilerin hangi zorlular içinde gelip burada okuduklarını biliyoruz. Çoğu dışarıdan Ankara’yı kazanarak buraya gelmiş kişilerdir. Çoğunun babası askeri ücret ile çalışıp çocuğunu okutmaya çalışıyordur. Bizde çoluk çocuk sahibiyiz. Bizim de çocuklarımız var. Biz de onları dışarıya okul okumaya gönderiyoruz. Dolayısıyla öğrencinin halinden anladığımız için fiyatlarımızı en düşük şekilde söylüyoruz. Öğrencilere bu şekilde yardımcı olup okumalarına katkıda bulunuyoruz. Biz bura da ikinci el her türlü kitabı satıyoruz. Birinci el kitaplara para veremeyen öğrencilerimizi buraya davet ediyoruz. Gelim biz bura da size her türlü indirimi yapmaya hazırız.” (Kadir GÜRHAN)