Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yıldırım Dişli, 45 yaş üstü kişilerde kolon kanserinin erken teşhisinde taramanın önemine dikkat çekerek, "Erken evrede yakalarsak sağ kalımın çok uzun olduğu bir kanser türü. Kişilerin sağlıklı beslenmesi, sigara ve alkolden uzak durması da çok önemli" dedi.
Acıbadem Kayseri Hastanesi’nden Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yıldırım Dişli, kolon kanserinin teşhisi ve tedavi yöntemi hakkında bilgiler vererek, kanserden korunmanın yollarını anlattı. Kolon kanserinin kalın bağırsakta gelişen kontrolsüz hücre büyümesi ile ortaya çıkan bir kanser türü olduğunu belirten Doç. Dr. Dişli, "Kolon kanseri sıklıkla 45 yaş üstündeki insanlarda görülmektedir. Bu kanserde genetik faktörler önemli bir risktir. Aynı zamanda yaşam tarzı değişiklikleri de kolon kanseri için önemli bir risk faktörü olmaktadır. Sağlıksız beslenme alışkanlığı olan, işlenmiş gıdaları tüketen, sigara, alkol gibi alışkanlığı olan insanlarda bu kanser türü daha sık gözlenmektedir" diye konuştu.
"En sık görülen belirti bağırsak alışkanlıkları"
Kanserin kabızlık, ishal, dışkıda kan görülmesi, şişkinlik, karın ağrısı gibi semptomlarla kendini belli edebileceğine değinen Doç. Dr. Dişli, “Bunlar kolon kanserinin erken belirtileridir. Daha geç dönemde de kansızlık dediğimiz durumda ya da istenmeyen kilo kaybı durumlarında kolon kanseri kendisini belli edebilmektedir” dedi.
Kolon kanserinin teşhisi için direkt bağırsakların içerisine girilerek, şüpheli görülen yerlerden biyopsi alınmasını ve teşhis konulmasını sağlayan “kolonoskopi” yönteminin kullanıldığını anlatan Doç. Dr. Dişli, aynı zamanda bazı görüntülenme yöntemleri ve dışkı tetkiklerinin de tanı koymaya katkı sağladığını ifade etti.
"Kanserin tedavisi evrelere göre değişmektedir"
Tedavide kanserin evresinin önemli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Dişli, "Kolon kanserinin tedavisi için kanserin evresini bilmemiz gerekmektedir. Evrelere göre tedavi değişmektedir. Birinci evre hastalıkta kanserli kısmın lokal olarak çıkarılması ve cerrahi işlem uygulanması gibi yöntemler uygulanmaktadır. Birinci evre hastalarda onkolojik olarak herhangi bir tedavi uygulamamaktayız. Hastayı belirli aralıklar ile düzenli olarak takiplerine çağırmaktayız. Hastanın evrelemesinde ikinci evre olduğuna karar verdiysek onkolojik tedavileri hastanın klinik ve patolojik özelliklerine bakarak kararlaştırmaktayız. İkinci evre hastalarda hastanın bir takım risk faktörleri varsa hastaya koruyucu kemoterapiler önermekteyiz. Risk faktörüne sahip olmayan hastaları ise tıpkı birinci evre hastalarda olduğu gibi belirli aralıklarla onkolojik takiplere çağırmaktayız. Üçüncü evre hastalarda mutlaka her hastaya onkolojik olarak tedavi ve kemoterapi öneriyoruz. Dördüncü evre hastalarda ise hastalık kolondan çıkıp uzak organlara yayılım gösteriyor ve bu durumda hastalar mutlaka sistemik tedaviye yani kemoterapi, hedefe yönelik tedavi veya immünoterapi gibi tedavi seçeneklerine ihtiyaç duyuyor. Dördüncü evre hastalarda hastanın patolojisine ve genel durumuna bakarak hasta bazlı tedavi kararları alıyoruz" diye konuştu.
"Erken evrede yakalandığında sağ kalım süresi çok uzundur"
Kolon kanserinin önlenebilir kanserler arasında olduğunun altını çizen Doç. Dr. Dişli, "Erken evrede yakalandığında sağ kalımın çok uzun olduğu bir kanser türüdür. Bu nedenle bu hastalarda tarama çok önemli bir yer tutmaktadır. 45 yaşından sonra sıklık arttığı için hastalara sıklıkla tarama kolonoskopilerini önermekteyiz. Taramada kolonoskopiden başka tetkikler de bulunmaktadır. Yaşam tarzı değişiklikleri kolon kanserini önlemede çok önemlidir. Kişilerin sağlıklı beslenmesi, lifli gıdalardan zengin beslenmesi önemlidir. Sigara ve alkolün bırakılması, sedanter yani hareketsiz yaşamın terk edilmesi bu kanseri önlemede bizlere yardımcı olmaktadır" şeklinde konuştu.