Hayatın doğasında belirsizliğin olduğunu belirten Öztürk, insanların bu belirsizlikle başa çıkmakta zorlandığını ifade etti. Belirsizlik, bireyleri kaygıya sürüklerken, kontrol etme dürtüsü bir tür savunma mekanizması olarak ortaya çıkar. Özellikle ilişkilerde, bir tarafın diğerini sürekli kontrol etmeye çalışması, kaybetme korkusuyla ilişkilendiriliyor. Bu davranış, çoğunlukla bireyin geçmişte yaşadığı güvensizliklerden veya yetersizlik duygusundan kaynaklanıyor.
Öztürk’e göre, kontrol etme isteği şu faktörlerden doğabilir:
- Aldatılma korkusu: Güvensiz aile ortamlarında büyüyen bireyler, ilişkilerinde aldatılma kaygısını daha yoğun yaşayabilir.
- Onaylanma ihtiyacı: Sürekli eleştirilen ya da yetersiz hissettirilen bireyler, mükemmel bir partner imajı oluşturarak çevreden takdir kazanmayı hedefleyebilir.
- Sevgi arayışı: Sevgi eksikliği yaşayan kişiler, sevilme ihtiyacını karşılamak için partnerlerini kontrol etmeye çalışabilir.
Kontrolün İlişkilere Etkisi
Kontrol etme çabası, hem bireyi hem de ilişkiyi yıpratır. Partnerini sürekli kontrol eden kişi, zamanla karşı tarafın özgürlüğünü kısıtlar ve ilişkide bir güç dengesizliği yaratır. Bu durum, sevginin yerini korkunun almasına neden olabilir. Ayrıca, sürekli kontrol edilme hissi yaşayan taraf, ilişkiye olan heyecanını kaybedebilir.
Çözüm: Kendine Güven ve Farkındalık
Öztürk, kontrol etme dürtüsünün üstesinden gelmek için bireylerin kendi ihtiyaçlarına odaklanmaları gerektiğini vurguluyor. Şu sorulara yanıt aramanın önemini belirtiyor:
- Neyi kontrol etmeye çalışıyorum?
- Bu kontrol çabası beni ve karşımdakini nasıl etkiliyor?
- Kendi duygusal yaralarımın farkında mıyım?
Kendi duygusal prizimizi bulmamız gerektiğini ifade eden Öztürk, mutluluğun ve güvenin başka birine bağımlı olmaktan çıkarılması gerektiğini belirtiyor. Özellikle derin yaralarla başa çıkmak için bireylerin profesyonel destek alması ve kendilerine şefkat göstermeyi öğrenmeleri büyük önem taşıyor.
Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk, şu sözlerle ilişkilere farklı bir bakış açısı kazandırıyor:
"Bir saniye sonrasını bile bilmediğimiz bir dünyada kontrol etmek, akıntıya karşı kürek çekmeye benzer. Değişim, değiştirmeyi bıraktığımızda başlar. Partnerimize merakla yaklaşarak onun iç dünyasında keşfe çıkmayı öğrenmeliyiz."
Kontrol etmeye dayalı ilişki dinamiklerini anlamak ve çözüm yolları geliştirmek, hem bireysel hem de ilişkisel sağlığı güçlendirecektir.