31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala 5 buçuk milyon kişiye ev sahipliği yapan Ankara’da heyecan dorukta. Millet İttifakı Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş ise 1 Nisan sabahının Ankaralıların mutluluğa uyanacakları bir sabah olacağını ifade ediyor. Bir belediye başkanının en önemli projesi halkın mutluluğu olmalıdır diyen Yavaş, “Esnafımız ve vatandaşımızla beraber, şuan var olan ekonomik sıkıntıyı aşacağız. Diğer projeler mutlaka yapılır ama insanları aç açıkta bırakmamak bence en büyük projedir” görüşünde. Öncelikle Ankara’yı uzun süreden beri aynı kişi yönetiyor. Eğer ki siz seçilirseniz Ankara uzun süreden bu yana farklı bir belediye başkanı ile yönetilecek. Böyle bir durumda sizi diğer belediye başkanından farklı kılan ne olacak? Ankara’nın bir zihniyet değişimine ihtiyacı var. Biz Ankara’yı katılımcı, şeffaf ve denetlenebilir bir belediyecilik anlayışıyla yönetmek istiyoruz. Meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, kent konseyleri ve üniversiteler ile birlikte hareket edeceğiz. Bizim dönemimizde yatırımlar tek bir kişinin keyfine göre değil, Ankaralının önceliği doğrultusunda yapılacak. Vatandaşın parası çar çur edilmeyecek. Ankara’daki israfın önüne geçilecek. Bugüne kadar büyükşehir belediye başkanının 25 ilçe belediye başkanıyla oturup, yemek yemişliği yok. Biz siyasi parti ayrımı yapmaksızın 25 belediye başkanıyla da belirli aralıklarla oturup görüş alışverişinde bulunacağız. “İNSANLARI AÇ AÇIKTA BIRAKMAMAK EN BÜYÜK PROJEDİR” Şu an birçok proje ile Ankaralıların karşısına çıkmış durumdasınız. Peki, 1 Nisan’da Ankara’da yönetimi devraldığınız da Ankara için yapılması gereken ilk iş ne olacak? Bir belediye başkanının en önemli projesi, halkın mutluluğu olmalıdır. Esnafımız ve vatandaşımızla beraber, şuan var olan ekonomik sıkıntıyı aşacağız. Diğer projeler mutlaka yapılır ama insanları aç açıkta bırakmamak bence en büyük projedir. Ankara’nın en önemli sorunlarından bir tanesi ulaşım. Ankara’da bilinen bir trafik sorunu var. Bu sorunu alt geçitler yaparak, mevcut yolları genişleterek ya da yeni yollar açarak çözmeye çalıştılar. Mimarlar, mühendisler bu yolların çözüm olmayacağını sürekli dile getirdiler ama çözülmedi hatta söylendiği gibi yapılan her çalışmayla trafikteki özel araç sayısı arttı. Ulaşım sorununun tek bir çözümü var. Metro ve raylı sistemlerin artırılması ile toplu taşımanın birbirine entegre edilmesi. Biz 58 kilometrelik bir metro planlaması yaptık, yapacağımız ilk işler arasında yer alıyor. Ayrıca insanların güvenli bir şekilde kullanabileceği, en az 32 kilometrelik bisiklet yolu projemiz var. Bu proje Ümitköy- Söğütözü, Atatürk Orman Çiftliği- TOBB Üniversitesi olmak üzere 2 hat arasında hizmet verecek. Toplu taşıma sistemlerinin birbirine entegre olmasıyla birlikte artık trafiğe çıkacak araç sayısı ve dışarıya egzoz gazı salımı azalacak. Bu da Ankara’da daha temiz bir hava imkanı sunacak. Diğer en önemli sorun ise musluktan içilebilen suyun olmaması. Ankaralı hala musluktan gönül rahatlığıyla su içemiyor, hazır damacana sulara bir sürü para veriyor. Zamanında Japon kredisi ile Gerede’den su getireceklerdi ancak bu olmadı. Geçtiğimiz dönemlerde kuraklık olunca da acil olarak Kızılırmak’tan su getirdiler. Birkaç gün önce de Gerede’den su gelmeye başladı. Ancak Kızılırmak’tan su getirmek için harcanan para bir milyar. Bu paranın boşa gitmemesi gerekiyor. Bunun için Kızılırmak suyu ile Gölbaşı’ndan Bala arasında sulu tarım yaptıracağız. Böyle üretici para kazanacak ve Ankaralı da taze ve ucuz meyve sebze tüketecek. Ankaralıların en çok şikayetçi olduğu konulardan birisi Ankara’da yeşil alanın kalmamış olması. Ankara’yı yeşillendirmek için neler yapacaksınız? 2014 yılında Atapark projem vardı. Bu proje Atatürk Orman Çiftliği’nden Kurtuluş Parkı’na kadar uzanan Sıhhiye ve Hipodrom’u da içine alan bir projeydi. Hükümet şu anda bunun bir bölümünü Millet Bahçesi olarak planladı. Bu tamamlanırken, biz de geri kalan kısmı Atapark projesi olarak devam ettireceğiz. Ankara’yı özlediği yeşile yeniden kavuşturacak olan "Yeşil Kuşak" projesinin parçalarından olan, Atapark, AOÇ, Ankara Çayı ve daha birçok proje ile Ankara'nın nefes alması sağlanacak, dev ölçekli projeler ile alışveriş merkezlerinde sıkışıp kalan Ankaralılar doğa ile sağlık ile kucaklaşacaklar. Projeler içerisinde sosyal imkanların yanı sıra yerli ve uluslararası etkinlikler, konserler, adeta orman içerisinde kır düğünleri gibi aktivitelerin yapılacağı geniş alanlar yer alacak. “ANKARALIDAN ALDIĞIMIZ PARAYI, YİNE ANKARA’YA HARCAYACAĞIZ” Ankara istihdam sorununun en fazla yaşandığı iller arasında yer alıyor ve son sayıya göre Ankara’da işsiz sayısı 300 bin civarında. Ankara’da istihdamın iyileştirilmesine ilişkin neler yapacaksınız? Türkiye’nin ekonomik durumu ortada, ciddi bir geçim sıkıntısı var. İflaslar nedeniyle Sincan OSB’de sadece 5 bin 600 işçi işinden oldu. İnsanların borçları var. Onlara yardımcı olmak, ayakta tutmak, ailelerini ve yaşam standartlarını açlık sınırının üstüne çıkarmaktan büyük ve acil projemiz yok. Esnafımız ve vatandaşımızla beraber, bu ekonomik sıkıntıyı aşacağız. Diğer projeler mutlaka yapılır ama insanları aç açıkta bırakmamak en büyük projemizdir. Gerekirse birkaç metro hattı projemizi erteleyip, Ankara’da hiçbir vatandaşımızı aç ve açıkta bırakmayacağız. Organize sanayileri, tarımı, hayvancılığı destekleyeceğiz. Ankaralıdan aldığımız parayı, yine Ankara’ya harcayacağız. “ULUS’U TRAFİĞİ ALTTAN VEREREK YAYALAŞTIRACAĞIZ” Ulus Ankara’nın en eski semtlerinden, fakat Kızılay kadar popüler ve canlı bir semt değil. Ulus’u canlandırmak için neler yapacaksınız? Ulus başta olmak üzere, Kızılay, Saraçoğlu Mahallesi gibi Ankara'nın saklı kalmış tarihi güzellikleri ve birbirinden güzel yapıları yeniden ön plana çıkarılacak, butik oteller, tüm dünyadan turistleri çekecek çeşit çeşit müzeler, konserler, etkinlikler ve 24 saat yaşayan cıvıl cıvıl bir hayat ile Ankara; Paris, Roma, Londra gibi diğer başkentler arasında hak ettiği yeri alacak. Ulus’u trafiği alttan vererek yayalaştıracağız. Bu şekilde burası bir kent meydanı haline gelecek. Ulus, buradaki Anafartalar Çarşısı ve binaların çoğu tarihi bir özellik taşıyor. Tarihimizin en önemli noktalarından olan bu kent hafızasını korumak bizim görevimiz. Bu sorumlulukla hareket edeceğiz. Buradaki miras, kent meydanı haline gelmesiyle hak ettiği değeri de görür hale gelecek. Buradaki değeri vatandaşlarımızla el ele verip, çevreci ve turizm odaklı bir anlayışla eski günlerinden de daha iyi bir seviyeye taşıyacağız. Ulus meydanı insanların aileleriyle gönüllerince gezebileceği bir yer olacak. “ANKAPARK PROJESİNİN YANLIŞ OLDUĞUNU EN BAŞINDAN BERİ SÖYLEDİK” Yakın zamanda Ankarapark, yeni ismiyle ‘Wonderland Eurasia’ açıldı. Açıldıktan kısa süre sonra da teknik aksaklıktan dolayı bir oyuncak havada asılı kaldı. Siz Ankapark için neler düşünüyorsunuz? Göreve geldiğinizde orayı nasıl değerlendireceksiniz? Ankapark projesinin yanlış olduğunu en başından beri söyledik ancak dinlemediler. Herkes karşı çıktı. Açılışı yapıldı, oyuncaklardan birinin tepesinde yine vatandaşlar kaldı. Ankapark'ı ihale ile kiraya verdiler ama bu süreç bile uzun sürdü. Çok uzun süre ihaleye girecek bir firma çıkmadı. İhaleler defalarca tekrarlandı. En son bir firma ihaleye girdi ve kiraladı. Ancak kiralayan firma hiçbir teminat vermedi. Şimdi açılışı yapıldı. İflas edebilir ama biz önce yapılanı işletmeye çalışarak, Ankaralının parasının çöpe gitmemesi için çaba harcayacağız. Ankara'nın birçok yerinde Gökkuşağı, Samanyolu, şehrin girişindeki kapılar gibi ölü yatırımlar var. Biz Ankaralının parasını bu tarz projelere gömmeyeceğiz. Mevcut bulunan bu yatırımları ise yıkmak yerine, öncelikle gelir getirecek bir hale getirmeye çaba sarf edeceğiz. “BEN KİRLİ SİYASETE ALET OLMAK İSTEMİYORUM” Son olarak hakkınızdaki iddialar hakkında ne düşünüyorsunuz? Halk bana kucak açtıkça, Ankaralılar bize büyük ilgi gösterince ve anketlerde fark açılınca çeşitli iftiralar atılmaya başladı. Önce ‘Ankaralı değil Makedonyalı’ dediler, daha sonra ‘Kızılay’a taksicileri sokmayacak’, ‘İşçileri çıkaracak, 20 bin PKK’lıyı işe alacak’ dediler. Sonra duvarlara ‘yavaş yavaş devrim’ ve ‘her biji Mansur’ yazılar. En son da bu konuyu ortaya attılar. Bunlar kirli siyaset… Ben kirli siyasete alet olmak istemiyorum. Ben istiyorum ki projelerimizi konuşalım, onları tartışalım ancak maalesef böyle bir imkan yok. Gündemi asılsız iddialarla meşgul ediyorlar. Benim mağdur olduğum ve hakkında mahkeme kararı bulunan bir olayı öne sürüyorlar. Ama Ankaralılar olanların farkında ve kararını verdi. İnşallah 1 Nisan’da da bu kirli siyaset oyunlarını Ankara’dan sileceğiz. (Türkan ÇATAL YILDIZ)