Srinivasa Aiyangar Ramanujan, 1887 yılında Hindistan’ın Erode kentinde yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Çok küçük yaşlarda matematiğe ilgisi olduğu görülen Ramanujan, çabuk öğrenen, hızlı hesap yapabilen, kendi kendine işlemler keşfeden, aşırı hareketli bir çocuktur. 
Ramanujan’ın matematiğe aşırı ilgisi, yaşıtları tarafından anlaşılamamasına ve yalnızlaşmasına yol açar. 13 yaşında tanıştığı “İleri Trigonometri” kitabından öylesine etkilenir ki artık ilgilendiği tek şey matematik olur.

Ramanujan, ailesinin ekonomik yetersizliğinden ötürü iyi okullara gönderilemez. Ancak kendi çabalarıyla Government Art College ve sonrasında Pachaiyappa College’a tam burslu kabul edilir; lakin matematik dışında hiçbir dersle ilgilenmediği için burs hakkını kaybeder ve ayrılmak zorunda kalır. Bu durum Ramanujan’ın matematik konusunda formal eğitim almasını engellemiş olur. Ancak matematik ile ilgilenmeyi asla bırakmaz.

Ramanujan’ın matematik üzerine yaptığı çalışmalar, Hint Matematik Derneği'nin kurucusu Ramaswamy Aiyer’in ve Ramachandra Rao’nun ilgisini çeker. Formal matematik eğitimi almamış birinin böylesine üst düzey matematiksel ispat yapması ve yardım almadan matematiği kendi fikirleri üzerinden geliştirmesi onları büyüler. Bu durum Ramanujan’a Madras Üniversitesi’nde araştırmacı olması için fırsat sunar.

Ardından Ramanujan’ın çalışmaları, ünlü İngiliz matematik profesörü Godfrey Harold Hardy’e gönderilir. Gönderilen notlar arasında daha önce bilinmeyen inanılmaz bir denklem ile karşılaşan Hardy, Ramanujan'ın doğal matematik dâhiliği açısından Alman matematikçi Carl Friedrich Gauss ile İsviçreli matematikçi Leonhard Euler ayarında olduğunu anlar ve Ramanujan'ı derhal Cambridge Üniversitesi’ne davet eder.

Ramanujan, Brahman bir ailenin çocuğudur ve dini kurallar gereği Brahmanların deniz aşırı yolculuk yapmaları yasaktır. Ramanujan ailesini ikna etmek için, uykusunda tanrıların ona yolculuğa çıkması için izin verdiğini söyler. Böylelikle 1914'te bir gemiye binerek İngiltere'ye Hardy’nin yanına gider.
Bu saatten sonra Hardy ve Ramanujan, Cambridge Üniversitesi’nde matematik tarihine damga vuracak çalışmalara imza atarlar. Ramanujan katı bir dindar, Hardy ise sıkı bir ateisttir. Dinsel düşünme tarzlarındaki bu farklılık zaman zaman çatışmalarına neden olsa da birçok projede ve makalede ortak çalışırlar. Hatta keşfettikleri bazı formüllere isimleri verilir: Hardy-Ramanujan teoremi, Hardy-Ramanujan asimptotik formülü gibi.
Ramanujan, hayatı boyunca yemekle arası iyi olmayan, kötü beslenme alışkanlıkları olan biridir. Bu kötü yaşam tarzı nedeniyle henüz 1920 yılında, yani 33 yaşında hayata veda eder. 

Ramanujan’ı hasta yatağında ziyaret eden Hardy ile aralarında şöyle bir diyalog yaşadıkları ileri sürülmektedir.
Hardy: "Geldiğim taksinin numarası 1729'du. Bana çok alelade bir sayı gibi geldi."
Ramanujan: "Hayır Hardy! Hayır Hardy! Çok ilginç bir sayı. İki küpün toplamı olarak iki ayrı şekilde ifade edilebilen en küçük sayı.".
Ramanujan’ın bu ilginç hayat hikayesi sizi etkilediyse, Türkçeye “Sonsuzluk Teorisi” olarak çevrilen 2015 yapımı “The Man Who Knew Infinity” filmini izlemenizi tavsiye ederim. Yönetmen koltuğunda Matt Brown’un ve başrolde Dev Patel’in bulunduğu bu film, Hindistan’dan İngiltere'ye gidiş öyküsünden başlayarak Ramanujan’ın yaşamını özetlerken, ruh halini, kendini ispatlama çabasını ile çalışmalarına verilen tepkileri derinden işliyor.
Ayrıca Godfrey Harold Hardy’nin “Bir Matematikçinin Savunması” kitabı da Ramanujan hakkında okuyabileceğiniz yazılı kaynaklardan en detaylısı olabilir.
Keyifli haftalar…