Nuri Demirağ'ın torunu Banu Onaral hayatını kaybetti. Bu gelişme sonrası Banu Onaral hakkında araştırmalar hız kazandı. Peki, Nuri Demirağ'ın torunu Banu Onaral kimdir? Neden öldü? İşte detaylar...
BANU ONARAL KİMDİR?
Banu Onaral, Biyomedikal Mühendisliği ve Elektrik Mühendisliği alanında, Drexel Üniversitesi’nde HH Sun Profesörü olarak görev yapmıştır. 1997 yılında, Drexel Üniversitesi’nde Biyomedikal Mühendisliği, Bilim ve Sağlık Sistemleri Okulu’nu kurarak bilim dünyasına önemli bir katkı sağlamıştır.
Onaral, 1973 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nden Elektrik Mühendisliği alanında lisans derecesi, 1974 yılında yüksek lisans derecesi ve 1978 yılında Pensilvanya Üniversitesi’nden Biyomedikal Mühendisliği alanında doktora derecesi almıştır. Akademik kariyerine 1981 yılında Drexel Üniversitesi’nde başlamış ve aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi’nde de dönemsel olarak öğretim üyeliği yapmıştır.
Onaral’ın akademik çalışmaları, biyomedikal sinyal işleme, ultrason, optik ve karmaşık sistemler üzerine odaklanmıştır. Ulusal Bilim Vakfı (NSF), Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH), Deniz Araştırmaları Ofisi (ONR), DARPA ve İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) gibi kurumlar tarafından desteklenen büyük araştırma projelerine liderlik etmiştir.
Öğretim ve araştırma alanındaki başarısı, Drexel Üniversitesi’nin 1990 Lindback Seçkin Öğretim Ödülü, EDUCOM En İyi Eğitim Yazılımı Ödülü ve NSF Fakülte Başarı Ödülü gibi prestijli ödüllerle tanınmıştır.
Onaral, biyomedikal teknolojilerin hızla ticarileştirilmesi amacıyla Drexel Üniversitesi’nde Biyomedikal Teknolojilerde Çevirisel Araştırma programını başlatmıştır. Bu program, teknoloji geliştiricileri girişimciler, yatırımcılar ve ekonomik kalkınma ajansları ile bir araya getirerek çevirisel araştırmanın kurumsallaşmasını sağlamıştır. Liderliğindeki program, Coulter Çevirisel Araştırma Ortaklığı ödülüyle tanınmıştır.
Banu Onaral, birçok önemli bilimsel organizasyonda liderlik yapmıştır. IEEE Tıp ve Biyoloji Mühendisliği Derneği’nin (EMBS) başkanlığını yürütmüş, Amerikan Bilim İlerlemesi Derneği (AAAS) Üyesi ve Amerikan Tıbbi ve Biyolojik Mühendislik Enstitüsü’nün (AIMBE) Kurucu Üyesi olarak görev almıştır. AIMBE’nin ilk Yönetim Kurulu’nda çeşitli pozisyonlarda bulunmuştur.
Sabancı Üniversitesi’nin kuruluşunda stratejik planlama ekibinde yer alan Onaral, aynı zamanda birçok derginin editör kurulunda hizmet vermiştir. Türk Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenler Derneği’nin başkanlığını üstlenerek Türk bilim dünyasının uluslararası alandaki etkisini artırmaya yönelik önemli adımlar atmıştır.
NURİ DEMİRAĞ KİMDİR?
Memet Nuri Demirağ, 1886 yılında Sivas'ın Divriği ilçesinde doğmuş ve 13 Kasım 1957 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. Türk iş insanı ve siyasetçi olan Demirağ, Türkiye Cumhuriyeti’nin erken dönemlerinde gerçekleştirdiği yenilikçi projeler ve girişimleriyle tanınır
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları inşaatında öncü isimlerden biri olan Memet Nuri Demirağ, 10.000 kilometrelik demiryolu ağının 1.250 kilometrelik kısmını inşa ederek ülkenin altyapısına önemli katkılar sağlamıştır. Bu alandaki başarıları, kendisine “Demirağ” soyadını kazandırmıştır.
Demirağ, Türk sanayisinde birçok ilki hayata geçirmiştir. Türkiye’de ilk uçak fabrikasını kurmuş, ilk sigara kağıdı üretimini gerçekleştirmiş ve ilk yerli paraşütü üretmiştir. Ayrıca, İstanbul Boğazı’na köprü yapılması fikrini ilk kez gündeme getiren isim olmuştur. Keban Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin hayata geçirilmesi düşüncesini de yine ilk dile getiren kişilerden biridir.
Özellikle havacılık sanayisindeki başarılarıyla anılan Demirağ, Türkiye’nin ilk uçak fabrikasını İstanbul’da kurarak yerli uçak üretimini başlatmıştır. Bu girişimi, Türk havacılık sektörünün gelişiminde önemli bir dönüm noktası olmuştur
Memet Nuri Demirağ, siyasi alanda da aktif bir rol oynamış ve Millî Kalkınma Partisi’ni kurmuştur. Bu parti, Türkiye’nin erken dönemdeki çok partili hayatının önemli bir temsilcisi olmuştur.
Demirağ’ın çalışmaları, Türk sanayisi, ulaşımı ve havacılık sektöründe önemli bir miras bırakmıştır. Yenilikçi fikirleri ve girişimciliği, Türk modernleşmesinde bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.