Çekmeköy Belediyesi tarafından toplu açılış ve temel atma töreni düzenlendi. Tören kapsamında temeli atılan veya açılışı yapılan projeler arasında, Alemdağ Çocuk Gündüz Bakımevi, Emekliler Lokali, Hayvan Barınağı Ve Doğal Yaşam Alanı, Yaşar Doğu Parkı Sosyal Tesisi, Sultançiftliği Mahallesi Çocuk Gündüz Bakımevi, Doğa Park Kadın El Emeği Pazarı Ve Sosyal Tesis, Merkez Mahallesi Yuvamız Çekmeköy Prof. Dr. Murat Balcı Çocuk Gündüz Bakımevi, Yuvamız Çekmeköy Zübeyde Hanım Çocuk Gündüz Bakımevi bulunuyor. Çekmeköy Belediyesi'nin toplu açılış ve temel atma törenine, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Çekmeköy Belediye Başkanı Orhan Çerkez'in yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcıları Özgür Karabat, Gökan Zeybek, Volkan Demir ve Pınar Uzun Okakın, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de katıldı.

“Yoksulluğu yöneten anlayışı reddediyoruz”

Törene katılan Özgür Özel, “Bugün Türkiye'de maalesef yoksulluğun kabul edildiği ama yok edilmek yerine, yönetilmesinin tercih edildiği bir sistem var. Cumhuriyet Halk Partisi olarak gelir adaletsizliğine itiraz ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu zengin ülkenin daha büyümesini, daha çok kazanmasını, daha çok üretmesini, artanı ve mevcut olanı adil paylaşmasını öneriyoruz. ‘Sen yoksulsun, yoksul kal. Biz seni ne oradan çıkarırız, ne de tek başına bırakırız' anlayışı, yoksulluğu yöneten anlayışı reddediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleri gelecekteki Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına kadar yoksulluğu yok etmek üzere, sisteme en temelinden yapacağımız müdahaleye kadar, toplumun en zenginleri ile neredeyse fakirlerinin aynı vergileri ödediği, bugün vergilerin yüzde 69'unun dolaylı olarak toplandığı, yani sütten, ekmekten, mazottan, sudan, elektrikten alındığı, fabrikatör ile fabrikanın asgari ücretli bekçisinin aynı vergiyi ödediği ve bunun toplam verginin yüzde 69'u olduğunu bilelim. Bunun üstüne yüzde 20, yani maaşlardan alınan vergiler eklendiğinde yüzde 89 vergi hepimiz tarafından, maaştan kesilen ya da elektrik faturası ile ödenen, süt alınca ödenen, su alınca ödenen, çocuk bezine ödenen, ilaca ödenen vergiler toplam verginin yüzde 89'u. Geriye kalan yüzde 11 esas vergi vermesi gerekenlerin, kazananın kârdan verdiği vergi. Bu işte bir yanlışlık yok mu? Bunu konuşmayacak mıyız? Buna itiraz etmeyecek miyiz? Bunu değiştirmeyecek miyiz? İşte bunları yaparsak o zaman Çekmeköy'deki yoksul, belediyenin sosyal yardımına ihtiyaç duymadan yaşayacak bir noktaya gelecek. Sosyal yardımlarla övüneceğiz, bir elin verdiğini öbür el görmeyecek. Komşusu açken kimse tok yatmayacak, hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek ama bunları şimdilik belediyeler, merkezi hükümet yerine yapacak. Ama günü gelince öyle sosyal yardımları 10 yıl içinde ortadan kaldıracak bir kalkınma programıyla, bir eşitlik programıyla, herkesin onuruyla çalıştığı, kazandığı, harcadığı; çalışmayanın devlet tarafından iş bulunamıyorsa, yoksulluk çekmeden geçinecek işsizlik maaşı aldığı, dezavantajlı durumdaysa onun öyle lütuf olarak değil, Anayasal hak olarak vatandaşlık maaşını, vatandaşlık gelirini aldığı sistemi kurmak, bu heyecanla iktidar olmak istiyoruz. Sosyal yardım meselesine tam buradan bakıyoruz hep birlikte” dedi.

“Kreşin ücret tarifesi, İstanbul'dakilerin onda biri”

Özel, “Kreşin bir başka tarafı, önemi şu. Bugün il başkanımızla geliyoruz. Konuştuk, dedi ki arkadaşlarımız, bilgi notuna baktım. Bu kreşte nasıl bir ücret tarifesi var? Dediler ki, ‘40 bin lira, yani ayda 4 bin lira.' Ben ilk duyduğumda şöyle bir baktım, danışman arkadaş uyardı, ‘İstanbul'da kreş yılda 400 bin lira. Ayda 40 bin lira, bu onda biri gibi sembolik bir fiyat.' Biz 17 bin lira gibi asgari ücret almış birinin İstanbul'da ev kirası ödemesini, tavsiyelere uyup üç hatta beş çocuk yapmasını, onları beslemesini, giydirmesini, büyütüp okula göndermesini istiyoruz. Bir tarafta bir çocuğun kreşine 400 bin lira alan bir sistem var. Belediyelerimizin bu yatırımları bu anlamda önemli ama 17 bin lira asgari ücretin olduğu yerde, ev tutarsan aç kalırsın, karnını doyurursan sokakta kalırsın, çocuğu doğurursan aferin alırsın ama ne doyurursun ne uygun eğitim verebilirsin. Bu düzene en temelinden hep birlikte müdahale etmemiz gerekiyor. Bugün okullarda bir şişe su, Anadolu'da 10 lira ve burada 15 liraya satılıyor. Geçtiğimiz günlerde Beyoğlu Belediye Başkanımız okullara sebil koymaya başladı. O koyduğu sebille büyük memnuniyetle karşılaştı. Biz bunu kurumsal olarak bütün belediyelerimize öneriyoruz. Buradan Orhan Çerkez'e söylüyorum. Buradaki okullarda, çocuklar çeşmeden su içebilecekleri güne, İstanbul'un suyunu o noktaya getirene kadar okullarda şişe suyu almasınlar, okullara sebil koyalım, bundan sonra Çekmeköy'deki bütün çocuklar kaliteli ve sağlıklı suyu bedavaya içsin. Söz mü başkanım? Çekmeköy'de bundan sonra okulda su Orhan Çerkez'den, belediyeden” diye konuştu.

“Okulları temizleyelim, çocukları hastalıktan kurtaralım”

Konuşmasının devamında Özel, “Tabii bunun gibi işleri belediye başkanlarımız, aslında görevleri olmayan işleri yapmaları lazım. Bunlardan bir tanesi okulların temizliği. Bunun için sevgili Gökan Zeybek ile bir çalışma yaptık ve örgütlerimize yazı yolladık. Dedik ki, ‘973 ilçe, siyasi bir görüntü olmadan, yanınıza fotoğrafçı ve kameraman almadan, çocuk mahremiyetine saygı göstererek, okulları ziyarete gidin. Heyetin başkanı il eğitim sekreteri olsun. Yüzde 99'u emekli öğretmen onların. Yanında eğitimciler olsun, müdürleri ziyaret edin. Okul aile birliğini ziyaret edin. İzin alın, çocuklar yokken teneffüste değilken tuvaletleri görün. Hijyen sorunu var mı, yok mu bakın. Bir eksiklik varsa, yardım isteniyorsa, yardımı teklif edin. Ve o okula bulunduğunuz belediyeyi ya da en yakındaki belediyeyi yönlendirin. Çok uzaktaysanız bize bilgi verin.' Ve bu ziyaretler başladı. Bir kısmı yansıyor, yansımasında Mansur Başkan gidiyor, kapılarda kalıyor. İstanbul'da belediyelerimizde benzer şeyler yaşanıyor. İnanın yaşananın onda biri yansıyor. Niye, çocuk mahremiyetine saygıdan, okulda siyaset yaparmış gibi itiş kakış olmasın diye. Kapılar açılıyor, giriyoruz, eksikleri görüyoruz, belediyeleri yönlendiriyoruz ama bakanlığın milli eğitime, milli eğitimin okul müdürlerine baskısıyla o günkü tavırla ertesi günkü tavır değişiyor. Buradan Sayın Bakana söylüyorum, ‘Bu yöntem ağrına gidiyorsa, bu yöntem zoruna gidiyorsa, sen listeyi bize ver ya da talep isteyen listeyi benden iste. Akşam gelelim, karanlıkta gelelim, kamerasız gelelim, kimse gelmeden gelelim ama bu sabilerin okullarını temizleyelim, çocukları hastalıktan kurtaralım. Türkiye'de her üç çocuktan biri yoksulluk çekiyor. Hükümet çocuk yoksulluğunu azaltma konusunda son derece başarısız. İşin kötüsü bilgisiz, vizyonsuz ve hedefsiz. Yani hükümetin önünde halledilecek işler listesinde, ‘Çocuk yoksulluğu' yazmıyor bile. Oysa geçtiğimiz günlerde Orta Vadeli Programa dikkatle baktık, çocuk yoksulluğunu nasıl çözecek diye. Bu konuda yazılan bir tek kelime, konulan bir tek hedef, paylaşılan bir tek veri ve çözüme yönelik bir tek adım görmedik. 2023 itibariyle 7,6 milyon çocuk yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Çocuk yoksulluğu yetişkin yoksulluğunu aşan ve ondan daha yüksek ölçülen bir mesele. Bütün dünyada da böyle Türkiye'de de böyle. Yaklaşık 2 milyon çocuk derin yoksullukla karşı karşıya” şeklinde konuştu.

“Düşecek' dedikleri enflasyon yüzde 49”

Özel, “Ve Mehmet Şimşek, biraz şaka mı yapıyor, gerçek mi yapıyor bilinmeyen videolarla enflasyonla ilgilenmiyor. ‘Düşecek' dedikleri enflasyon yüzde 49. Geçen ay 52'ydi. Bir sene öncesine göre, bu ay aslında enflasyon 3 puan arttı. Devletin rakamlarında, TÜİK'in rakamlarında enflasyon yüzde 3. Peki, geçen ay 51'iken nasıl 49'a düşüyor? ‘Baz etkisi' dedikleri, geçen sene bu ay yüzde 5'se, bu ay yüzde 3 olunca hesapta bu, yüzde 51'den 49'a düşüyor. Peki enflasyon düşünce fiyat düşüyor mu, hayat ucuzluyor mu? Hayır. Neden? Çünkü enflasyon fiyatın artış hızı demek. Enflasyon 51 olursa, geçen sene 100 lira olan mal bugün 151 lira olur. 49 olduğunda 100 lira olan mal 49 lira olur. Enflasyonun geçen aya göre düşmesi, ‘Artış hızının azalması' demek. Enflasyonun artış hızının azalması, fiyatların bırakın düşmesi ve durmasını, artışını sürdürmesine engel değil. O yüzden eğer siz enflasyonu sıfır yaparsanız, etiketler sabit kalır. Eksi yaparsanız ancak o zaman enflasyon eksiye düştüğü zaman fiyatlarda düşüş olur. Esas mesele enflasyonu tek haneli rakamlara çekip, büyüme hızını artırıp, ülkenin gelirini yükseltip, bölüşüme müdahale edip, yoksulların aldığı payı artırmakta, bir de ülkeyi büyüterek alım gücünü artırmaktan geçiyor. Alım gücünü artırma meselesinde daha önce de konuştum, önemli hedefimiz var. Tutması için 10 yıl iktidarda olmamız lazım. Hedefin çıpası, Avrupa Birliği'ne tam üyelik. Bu, hem Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, ‘Gelişmiş ülkeleri bulun, geçin' hedefine uygun. Hem de Avrupa Birliği'ne girmek için yargı bağımsız olması lazım, al bunu koy cebine. Kuvvetler ayrılığı lazım, al bunu koy cebine. Hukukun üstünlüğü lazım, al bunu koy cebine. Hukuki ve ekonomik öngörülebilirlik lazım, al bunu koy cebine. Sırf bunları yapınca zaten girmesen de dünyanın parası koşuyor, Türkiye'ye geliyor. Diyor ki, ‘Bu ülke büyüyor, büyüyecek, güvenilir, yatırım yapılır. Bu ülkede fabrika açılır, para kazanılır, vergisi neyse verilir. İşçiye parası verilir.' Ülkenin parası dışarılara kaçmıyor, dolarlara kaçmıyor, yatırıma dönüyor, büyümeye başlıyorsunuz” ifadesinde bulundu.

“Türkiye'yi hızla büyütecek formülleri çalışıyorlar”

“Volkan Demir hoca MYK'mıza girmeden hemen önce Galatasaray Üniversitesi'nin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dekanıydı” diyen Özel, “Türkiye'nin en önemli vergi uzmanlarından bir tanesi, Maliyeci ve KOBİ'ler konusunda alanında en deneyimli akademisyenlerden bir tanesi. Biz onlara, ‘Artık bu ülkeyi nasıl yöneteceğimizi, bütün Türkiye'ye gösterin' diyoruz. Çalışmaları artık billurlaştı. Volkan Demir hoca maliye politikaları, vergi sistemi, KOBİ'ler ve kalkınma üzerinden. Ve Sayın Yalçın Karatepe, hani o hepimizin adını duyduğunda gurur duyduğu Mülkiye var ya. O Mülkiyenin iktisat bölümünün dekanı, efsane hocası. Yalçın Hoca ekonomi ekibinin o da içinde. Dünyanın tanıdığı ekonomist Selin Sayek Böke. O da içinde. Ve artlarında 30 kişilik ekiple, kalkınma, teknoloji, yüksek katma değerli ürünleri, verimliliği, işsizlikle mücadeleyi ve Türkiye'yi hızla büyütecek formülleri, reçeteleri çalışıyorlar. Gelsin o anlatsın, anlatırsa hiçbir şey anlamazsınız. Neden? Onların dili siyasetin diliyle yakın değil. Ama onların bana anlattığından, ben size bir şey anlatırsam anlarsınız. Bu Tayyip Bey, Recep Bey, Sayın Erdoğan; paradan altı sıfır atmıştı ya. Ne yaptı altı sıfır atınca? Altı sıfırı hem etiketlerden attı, iyi bir şey. Ama döndü maaşlardan da attı. Biz Türkiye'yi 10 yıl yönetince, alım gücünü artırınca, Türkiye'yi büyütünce, günü gelip satın alma gücü 10 kat artınca biz de paradan bir sıfır atacağız. Öyle 6-6 berabere değil, ‘1-0 olsun, bizim olsun' diyeceğiz. O bir sıfırı sadece fiyatlardan atacağız, bunu fiilen yapmayacağız. Şöyle düşünün, bugün aldığınız maaş aynı kalmış ama satın alma gücü 10 kat artmış ya da etiketler sabit kalmış, maaş 10 kat artmış. Mesele şu, dana kıymanın 65 lira olmasıdır, pirzolanın 80 lira olmasıdır, ekmeğin 1,5 lira olmasıdır. Halk ekmekte değil fırında 1,5 lira olmasıdır. 600 liraya alınan çocuk bezinin 60 liraya inmesidir. Bunu böyle düşünün ve kalkınma hedefine böyle bakın. Hiçbirimiz yoksulluğa, açlığa, işsizliğe, güvencesizliğe asla ve asla mahkûm değiliz" şeklinde konuştu.

"Dün açıklanan aylık yüzde 3 enflasyon 83 ülkeden fazla' desem çok gelir değil mi? 83 ülkeden fazla ama 83 ülkenin yıllık enflasyonundan fazla. Dünyada yüzde 3'ün altında yıllık enflasyonu olan 83 ülke var. Türkiye'de aylık enflasyon yüzde 3. Türkiye enflasyonda Arjantin, Zimbabve, Etiyopya'yı geçebiliyor sadece. Geri kalan bütün ülkeler enflasyonda bizden çok daha iyi durumdalar" diyen Özel, "Seçimden sonra Mehmet Şimşek'i getirip, şimdi faizleri yüzde 50'ye çıkardılar. Bir veriyi daha hatırlatayım. Sayın Şimşek, ‘Enflasyonu düşürüyorum' diyen Sayın Şimşek, dün açıklanan rakam yüzde 48. Öyle bir anlatıyorlar ki sanki geldiği gün enflasyon yüzde 80'di. Mehmet Şimşek'in geldiği gün enflasyon yüzde 38'di arkadaşlar, yüzde 38'di. Bugün 48, Mehmet Şimşek geldiğinde 38'di. Bunun için biz ekonomiyi önceleyen, önerilerimizi söyleyen, Türkiye'yi nasıl yöneteceğimizi önümüze koyan projelerle karşınızda olacağız” dedi.

“İnandığımız yolda hiçbir baskıya aldırış etmeyiz” “İnandığımız yolda hiçbir baskıya aldırış etmeyiz”

Özel, “Biraz önce kendisini dinledim. Sevgili Orhan Çerkez'in özellikle Ordu ve Giresunlulara, ‘Bahçenizdeki fındığı alacağım' vaadi Çekmeköy'de kimseye inandırıcı gelmemişti. 10 ton fındığı satın aldılar, getirdiler, paketlediler. Özgür Karabat ‘Görmedik' diyor, sen görmeyeceksin, okuldaki çocuklar yiyecek onu. Ama verilen bu sözün tutulması kıymetlidir. Sıcacık ve çok güzel bir projedir. Bundan sonra Sivas Akıncılar'dan 25 ton kavun aldığınızı, Eskişehir Alpu'dan 25 ton direkt üreticiden domates aldığınızı, bunları ihtiyaç sahiplerine dağıttığınızı dikkatle takip ettik. Çocukların sabah okula gitmekte zorlandığı dört mahalleye ücretsiz servis koydunuz, siz söylemediniz, ben söyleyeyim. Devlet okullarında eğitim gören 5 bin öğrenciye kırtasiye seti ve bugün söylediği üzere gelecek haftadan itibaren tüm okullara ücretsiz su sebilinden dolayı bir kez daha başkanımı yürekten kutluyorum” dedi.

“Halkın olanı halkın hizmetine sunduk”

Çekmeköy Belediye Başkanı Orhan Çerkez, “Çekmeköy Belediye Başkanlığını kazandığımız ve mazbatamızı aldığımızda “Halkın Belediyesi Halkın Hizmetinde” olacak dedik. Bu kapsamda çalışmalara başladık. İstanbul'un en yeşil ilçesi olan Çekmeköy benim ilk göz ağrım. İstanbul'a geldiğimde oturduğum ilçedir. İlk göreve başladığımda, Halk Günü Değil, Halkın Günü mahalle toplantılarını başlattık. Başkan yardımcılarımız ve birim müdürlerimizle birlikte halkın ayağına gittik. Onların sorunlarını dinleyip not aldık, anlık çözümler ürettik. Üretmeye devam ediyoruz. Bunun yanı sıra Çerkez Başkan Sizi Dinliyor” ekibi kurduk. Bu ekibimiz ile komşularımızın evine ve iş yerlerine giderek görüşmeler yapıyoruz sorunları yerinde tespit ediyoruz. Belediyemizin bünyesinde bulunan TOGG marka otomobili, “Milli TOGG milletin emrinde” diyerek şehit ailelerimizin ve gazilerimizin emrine verdik. Onların mezarlık ziyaretleri, hastane ve diğer ihtiyaçları karşılanıyor. Başımızın tacı olan şehitlerimizin sadece Çekmeköy'de değil her yerde yanında olduğumuzu göstererek, Pençe-Kilit operasyonunda şehit olan Kahramanmaraşlı Astsubay Mehmet Ali Horoz'un, “Komutanım beni rüyasında görmüş. Şehit oluyormuşum. Eğer şehit olursam Afrika'da adıma bir çeşme yaptırın” vasiyetini yerine getirdik. Tanzanya'da şehidimiz adına bir çeşme yaptırdık. Sahada sorunları komşularımızla bire bir iletişim kurarak çözerken geçmişten kalan bazı sorunlara da hızla çözüm üretmek için çalışıyoruz. Yerel seçimler öncesinde Madenler Meydanı'nda İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun da katıldığı mitingde on binlerce yurttaşımızın önünde, “Çekmeköy'de bir metrekare yeşil alanı rant uğruna birilerine peşkeş çekmeyeceğim, çektirmeyeceğim” sözünü vermiştim. Görevi devraldıktan donra yaptığımız ilk iş benzin istasyonu yapılmak istenen parkı çocuklarımıza tahsis ettik. İBB Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun önderliğinde, ilçemizin kanayan yaralarından biri olan Taşdelen-Yenidoğan Kavşağında çalışmalar hızla ilerliyor. Şubat 2025'te tamamlanacak proje ile ilçemizin bir sorununa daha kalıcı çözüm üretmiş olacağız. Seçim öncesinde halkımızın en büyük taleplerinden biri olan park ve kamusal alanları kullanan özel işletmeleri tahliye edip, halkın olanı halkın hizmetine sunduk" dedi.

"Şehit Şeyda Yılmaz'ın adı Çekmeköy'de yaşayacak"

Başkan Çerkez, "İlçemizde, Ordu ve Giresunlu komşularımız çoğunlukta. Seçim öncesinde Ordu ve Giresunlu komşularımıza, “Ürettiğiniz fındığı alıp, okullarımızda öğrencilerimize dağıtacağız” sözünü vermiştim. Çok şükür bu sözümüzü de yerine getirdik. Yaklaşık 10 ton fındığı alıp, paketlemelerini tamamladık. Hazırlanan fındıkları, devlet okullarımızda eğitim gören öğrencilerimizin çantalarına koyacağız. Çiftçilerimiz artan maliyetlerden dolayı büyük sorunlar yaşıyor. Bu kapsamda Sivas Akıncılar'dan 25 ton kavun, Eskişehir'den 25 ton domatesi belediye bütçesine yük olmadan sponsorlar aracılığıyla satın alarak komşularımıza dağıttık. İhtiyaç sahibi 4 bin 500 öğrencimize kırtasiye seti desteğinde bulunduk. İlçemizde bulunan tüm devlet okullarımıza temizlik malzemesi desteği sağladık, sağlamaya devam edeceğiz. Ülkemizin gündeminde olan ve herkesi derinden etkileyen hayat pahalılığı hem vatandaşlarımızı hem de belediyelerimizi hizmet noktasında zorlamaktadır. Emeklilerimize, asgari ücretliye, öğrencilerimize ve komşularımıza sosyal tesislerin tamamında kayda değer büyük indirimler yaptık. Görevi devraldıktan sonra belediyemizin ve belediyemize bağlı şirketimizin firmalara, vergi dairelerine, SGK'ya ve emekli sandığına yaklaşık 610 milyon TL borcu bulunduğunu tespit ettik. Tüm bu borçlar ve diğer olumsuzluklara rağmen Çekmeköy'e hizmette geri adım atmadık. İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun 2019 yerel seçimlerinde, “Her mahalleye bir kreş” vaadi vardı. Bu proje İstanbul'un 39 ilçesinde büyük bir hızla devam ediyor. Biz de Çekmeköy'de bu çalışmayı başlattık. '21 Mahalleye 21 Kreş' vaadimiz kapsamında 2024-2025 eğitim yılında 2 çocuk gündüz bakımevimizi hizmete açtık. Bir kreşimizin kaba inşaatı bitti, bir diğerinin ise bugün sizlerin huzurunda temelini atıyoruz. Geçtiğimiz günlerde komşu ilçemiz Ümraniye'de şehit edilen Polis Memurumuz Şeyda Yılmaz, Çekmeköy'ümüzde ikamet ediyordu. Çamlık Mahallemizde bulunan millet bahçemizin adını Şehit Polis Memuru Şeyda Yılmaz Millet Bahçesi olarak değiştirme kararı aldık. Şehidimiz adı Çekmeköy'de yaşayacak" ifadelerini kullandı.
"Sizlerin nefes aldığı Doğa Park özel bir işletmeye verilmişti. Burayı tahliye ettik. Buraya “Kadın Emeği Pazarı ve Sosyal Tesisimizi” kuruyoruz. Çekmeköylü kadınlarımız evlerinde ürettikleri gıdaları burada satıp ailelerine katkıda bulunacaklar" diyen Başkan Çerkez, "İki adet taziye evi yaptık. Bir adet aşevi yaptık ve her gün ihtiyaç sahibi komşularımıza sıcak yemek dağıtıyoruz. Emekli komşularımız için “Emekliler Lokali ve Kültür Evimizi” tamamlamak üzereyiz. Önümüzdeki ay açılışını yapacağız. Birçok velimiz ekonomik şartlardan dolayı çocuklarını kurslara gönderemiyor. Çekmeköy'de bir ilki hayata geçirdik. Liseye ve üniversiteye girecek öğrencilerimiz için “Ders Destek Atölyeleri Projesi” Çekmeköy Akademi'yi kurduk. Akademiye 300'e yakın öğrenci kayıt yaptırdı. İlçemizdeki devlet okullarının bakım, onarım ve tadilatlarını yaptık. Belediyemize müracaat edip, talepte bulunan Çekmeköy'de yaşayan üniversite öğrencilerimizin İstanbulKart ücretlerini yatırıyoruz. Çekmeköy'de Ömerli, Koçullu, Sırapınar ve Hüseyinli mahallelerimizin ilçe merkezine uzak olması nedeniyle okuluna geç kalan ve mağdur olan öğrencilerimiz için servis hizmeti başlattık. Cumhuriyet - Soğukpınar - Kirazlıdere ve Aydınlar Mahallelerimizde yaşanan vatandaşlarımız ulaşım problemlerinin çözümü için “Halkın Otobüsü, Halkın Hizmetinde” diyerek metroya ve merkezi noktalara ring servis aracımızı hazırladık” dedi.

Kaynak: İHA