Kaliteli insan işiyle, boş insan kişiyle uğraşır demişler. Hakikaten öyle. Erişmek istediği bir hedefi olmayanlar çalışmaktan da zevk almazlar. İşiyle uğraşan üretir, düşünür, daha güzel hale getiririm savaşındadır üretir boş insan da üretir ama durmadan laf üretir. Neyi nasıl yapacağın biraz da senin elindedir. Paslanacağınıza yıpranın daha iyi. Özellikle kadınların çalışma hayatında daha fazla yer almasının birçok şeyi değiştireceğine inananlardanım. Kadın, toplumun içindeyse o toplum üretkendir. M.Kemal Atatürk’ün bir sözü vardır on yedi- on sekizli yaşlarımda denk gelmiştim "İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin? İşte bu sözü bir an olsun aklımdan çıkarmadım. Kadını eve, dört duvar arasına ve sadece çocuğa hapseden zihniyet aynı bu kütle gibi olduğu yerde çakılı kalmaya mahkumdur. Kadın doğası gereği hep üretmeye endekslenmiştir biri iki eder, doğurur, yetiştirir, derler, toplar, düzenler, kariyer yapar.. Aynı bir kuş misali ‘’ Kadını götürüp mutfağa kapatıyor, sonra da ufkunun darlığına şaşırıyoruz; kanatlarını kesiyoruz, uçamıyor diye yakınıyoruz” Evet, tüm bunlara kendimiz izin veriyoruz. Kendi kaderimizi, kendi hayatımızı, kendi potansiyelimizi bir başkasının eline avucuna verip sonra yetersizlik duygusuyla baş etmeye çalışıyoruz. Ne evlilik, ne aile hayatı, ne çocuk ne de bir başkasının kararının kadının çalışma hayatını etkilediğini düşünmüyorum kadının hayatını etkileyen kendi duruşu, kendi çizgisi, kendi kararları oluyor. Henüz bekar olmama rağmen, tüm bunların kadının kendi iradesi dahilinde olduğunu çok net biliyorum. Ev içi iş bölümünde her şeyi üstlenmenin, bütün yükü kendi omuzlarına almanın kadını bir adım geriye götürdüğü aşikar. Şahsen bana kimin izin vereceği değil, beni kimin durdurabileceği önemlidir. Kadınlar artık üçüncü sayfa haberleriyle,tacizle,tecavüzle, şiddetle değil başarılarıyla anılmalıdır. Bir yerden er ya da geç başlamalı. Benim kendime sözümdür, sevmediğim içime sinmeyen hiçbir ortamda bulunmamak, beni aşağıya çeken içimdeki güçle savaşı olan, beni yavaş yavaş dibe çeken insanlarla olmamak ve tutkulamadığım, heves etmediğim hiçbir işte çalışmamak. Özellikle kadın okurlarıma tavsiyemdir, ‘’Tutkunuzun ne olduğunu hala bilmiyorsanız şunu unutmayın; dünyada bulunma nedenlerinizden biri odur’’